Oktay Erol


Adalet


Kemal Kılıçdaroğlu´nun başlattığı ?adalet yürüyüşü´ ardından, ?kavramla´ ülkemizde var olan ?adaletle´ uzaktan-yakından ?bilgisi´ olmayanlar bile, köşe başlarında ?bir şeyler´ söyleme ?zorunluluğu´ içindeymiş gibi tümceler yükseltiyor?

Öncelikle ?tanıma´ bakılması gerekmez mi?

Tamam muhalefettir, hep eleştirir, yerden yere vurulmalıdır da; adalet nedir, ülkemizdeki durumu nasıldır, geçmişte iktidarın milletvekilleri ?adalete´ güveni nasıl değerlendirmişlerdir?

Bunlar önemli değil mi?

***

Adaletin tanımına, ünlülerin ?adalet´ kavramına bakışlarına bir göz atalım?

Adalet; türe, hakka-hukuka uygunluk, herkese kendine uygun olanın verilmesi, doğruluk, doğru olmanın öz belirtisi, yürürlükte olan hukuk yasalarının uygulanması, adil olma?

Adaletli davranış, herkesin hak ettiğini verme konusundaki iradeden kaynaklanan davranış?

Adalet gücü bağımsız olmayan bir ulusun, devlet olarak varlığından söz edilemez. M:K Atatürk.

Uygarlığın ilk koşulu adalettir. Sigmung Freud.

Adalet taksimcidir, bölüşülecek şeyleri ö bölüştürür, ancak şaşılacak şey şudur ki, ne zorlama vardır ne de zulüm. Mevlana.

Adalet, her kişiyr borçlu olunanı vermektir. Platon.

Kuvvetsiz adalet iktidarsızdır, adaletsiz kuvvet zorbadır. Pascal.

***

Birkaç gün önce TÜSİAD´ın yayınladığı açıklamaya bakalım:

?Son dönemde giderek artan sayıda akademisyen, siyasetçi, medya yöneticisi, yazarın soruşturmaya uğraması,

Tutuklu yargılanmasının ardından internet sitelerinin yasaklanması, özgürlükler toplumu olma özelliğimizden geriye gidiş algısı yaratmakta?

Uygulamaların yanı sıra adaletin herkes için eşit,

Adaletin herkes için tarafsız uygulanmadığı kuşkusunu doğuracak yaklaşımların,

Çağdaş bir demokrasinin ayrılmaz ilkesi olan ?adalete güven´ anlayışının zedelendiği,

Basın, ifade, siyaset yapma özgürlüğünün korunması gerektiği,

Alınan bu önlemlerin dünyada Türkiye karşıtı çevreleri güçlendirdiği,

Güvenlik-özgürlük birbiriyle çelişen değil, tamamlayan öğelerdir,

Bu bilinçle hareket edilmesi demokrasi değerlerimiz, ulusal çıkarlarımız, küresel yarışımdaki gücümüz açısından kilit öneme sahiptir.´

***

İki yıl önce Başbakan Yardımcısı olan Bülent Arınç´da, o günlerde kaygılarını dile getirirken şunları söylüyor:

?Adalete, yargıya güven yüzde yirmilere dek düştü. Bu hakimler, bu savcılar yüzünden, bu yapılan yargılamalar yüzünden? Kumpas dediler en ağır cezalar verildi. Sonra yeniden yargılamalar yapıldı hepsi beraat etti. Böyle bir mahkemeye kim güvenir. Suç işleyen, kadına şiddet uygulayanlar bile artık ?ben adalet mağduruyum´ diyor. Niye? Çünkü örneklerini gördü. HSYK´nın yaptıklarını gördü. Savcıların yaptıklarını gördü. Hakimlerin yaptıklarını gördü. Sahte delil üretenleri gördü, bu yargıya güven kalmadı. Onun için saraylar da yapsanız, içinde adalet duygusu yoksa, adaletin güven kazanmamışsa sarayların çok bir kıymeti yok!´

***

Onbeş yıldır ülkeyi yöneten iktidar, her ne denli ?adaletin´ işlemeyişinden yana düşüncelerini açıklamış olsalar da; bugün ?adaletin´ kurtuluşu için verilen uğraşı yerden yere vurmaktan öte durmuyorlar.

?Öte´ durmanın dışında, yaşananlarla bağdaşır olmayan söylemler yığınını gündeme sunmaktan da sakınılmıyor!

Artık, zamanında içlerinde ?palazlandığını´ yadsıyamamalarına karşın, ?iktidar´ karşıtı her eylemi fetoş´a bağlamaktan geri durmuyorlar!

İlişkisi olması olanaksız isimleri bile kolayca fetoş´la bağlantılanabiliyor!

***

Soru-yanıt şeklinde bitirelim:

Adalet kavramına gereksinim var mı; evet.

Ülkede adalet kavramı zedelenmiş midir; evet.

Onbeş yıllık hükümet bu sonuçta etken midir; evet.

Adalete güven olmadığı doğru mudur; evet.

Peki;

Yürümekten başka ne yapılabilir; düşünelim?