Hüseyin ERCİYES<br>Erciyes`in Kaleminden


Aslı yok Yaylasında 1000 Koyunum Var Benim


Zaman zaman gazetelerin veya gazetecilerin yaptıkları haber eleştiri konusu olur.

Bu eleştiriler kimi zaman olumlu kimi zaman ise olumsuz olabilir.

Bu tip eleştirileri meslektaşlar da gerçekleştirebilirler. Bu çok doğal ve olması gereken bir yol en güzeli de demokrasi ve düşünce özgürlüğü, günümüz ulusal basını adeta iktidarın kanatları altında ?bana dokunmayan yılan bin yaşasın? diyerek yoluna devam ederken, yerel gazetelerde maalesef durum çok farklı değil.

Öncelikle belirteyim ki yerel gazetelerin yaşaması için yaşadığınız ilçenin, ilin veya yörenin sanayisi olmalı. Sporu güçlü olacak. Bu 2 kalem güçlü ise yerel basın daha güçlü, daha özgür ve daha vicdanlı haberleri sayfalarına taşırlar.

Baktığım zaman görüyorum ki benim ilçemde ne sanayi ne de spor güçlü, bu 2 kalem güçlü olmadığına göre yerel gazeteler nasıl yaşayacaklar.

Şayet bunlar yok ise kişisel becerileriniz devreye giriyor.

Şayet kişisel becerilerden yoksun iseniz vay halinize;

O andan itibaren kendinizi paralı bir ilçe başkanının veya sözde iş adamının kanatları altında buluyorsunuz.

Sonuç iradesiz, vasıfsız ve kopyala yapıştır gazeteye.

Kendi iradenizden çıkan gazeteniz siyasilerin ve sözde iş adamlarının kuklası haline gelerek kucaktan kucağa dolaşmaya başlıyor.

Normal zamanlarınızı onun bunun iradesinde geçirdikten sonra karşınıza seçimler geliyor. O an ellerinizi ovuşturmaya başladığınız an oluyor.

Oysa umutsuzluğun başladığı yola çıkışınızın başlangıcı o seçimler olmuşta haberiniz yok.

Kopyala yapıştır. Gazeteciliğiniz unutulmuş Nobel almış gazeteci edası ile masanın başına geçmeniz çok zaman almıyor.

Başlıyorsunuz yazmaya, kim aday adayı filanda adaymış mışşşşş.

Nefret ediyorum. Şu mışşşş. Sözünden

O saatten sonra vay halinize bırakın belediye başkan adayı olması belediye meclis üyesi dahi olamayacak isimler.

Gazete çarşaf çarşaf,

İlk baskının ardından koştura koştura kapısına amaç 300-500 yolunu bulmak.

2 gün sonra belediye meclis üyesi olma vasfını dahi üzerinde bulundurmayanlar, kendisini dev aynasında görmeye başlıyorlar.

Belediye başkanlığı da ne imiş adama bakan ol teklifi gelecek yakında ne haber.

Sonuça yaklaştığımızda kalitesiz seviyesiz bir siyasi arena

Kim sebep oldu bu düşüklüğe?

Maalesef bizler, gazeteciler.

Seçimlerin sonunda hem aday adayı hem de Nobel almış gazeteci

görünen köy kılavuz istemez.

Şimdi birileri hop oturup hop kalkıyordur. Bu satırları okurken, şimdi sosyal medyadan yazar, karanlık gecelerin aydınlık yüzünü ama nafile, olmadı. Sana ait olan özelleri yazmaya ha bunuda yaparken, kendi isimleri ile değil çakma isimler ile yazarlar.

Kimse kusura bakmasın. Sayfalarımızda birilerini eleştirirken, önce dönüp kendimize bir bakalım. Öz eleştiriyi kendimize yapalım.

Daha sonra bu memleketin geleceği için büyük önemler taşıyan eleştirileri yapalım.

Ama yok,

Amacınız 300-500 ama etmeyin bu memleketin geleceğini aldığımız 300-500 kurtarmaz.

Şimdi bu yazıyı kimler üzerine alınıyor ise tam yukarıda yazdıklarımı yapıyor.

Son olarak belirteyim.

Gazetecilik duruş ister, anaların, babaların gönlünü hoş etmekle olmaz bu işler.

Saygılarımla.