Özcan ALADAĞ


BAK ÖNÜNDEKİ ÖRNEKLERE İBRET AL!


Adana´nın kaderimidir bilinmez, kötülükleri ile anılan kent olduk çıktık.

Bunda herkesin kendince bir vebali var.

Önce bir tespitte bulunup sonra da önündeki örneklere bakarak birilerinin örnek almalarını dileyeceğim.

Yalan söylemeyi de, düzenbazlığı da ebeveynlerimizden, onların sözlerine ve yaptıklarına bakarak öğreniriz.

Babamızın cebinden para çalmayı da, bacak kadarken komşu kızını öpmeyi de, okulu kırpmayı da ve bir şeyi kırıp suçu başkasına atmayı da büyüklerimizden öğreniriz.

Zira çocukken büyüklerimizin sözlerine ve davranışlarına inanmaktan başka seçeneğimiz yoktur. Tercihlerimizi onların yönlendirmesiyle yaparız. Yaşama yönelik tercihlerimizin çoğunda büyüklerimizin payı vardır.

İnsanın biyoloji dalında çok başarılı olmama rağmen hiç sevmediğim halkla ilişkiler dalı olan fakülteyi tercih etmesi gibi.

Babamızın tuttuğu futbol takımını tutarız. Genelleme yaparsak, ebeveynler, çocukların kendilerine ait arzuları ve tercihlerinin olmasını istemezler; onlarda kendi arzularının yansımasını ve devam etmesini isterler.

Çocukları için ; ?Aynı bana çekmiş, aynı annesi, aynı babası? denilmesinin nedeni budur.

Aynılığın tanıdıklığında sağlanacak güven ve süreklilik duygusu her şeyden önemlidir onlar için. Kendi ısmarlama beklentilerinden bağımsız hareket edilmesinden yana değildirler. Çocukların mutluluğu saçma bir şeydir onlara göre. Öncelikle çocuklarının kendilerine benzeyen seçimlerine odaklanırlar. Açık yada dolaylı yollarla çocuğa öğretilen temel gerçeklerden biridir bu.

Yani çocuklar önce ?arzunun kanunları?nı öğrenirler, içini zamanla doldururlar. Ebeveynlerin izinden giden çocukları da, bu kanunları hayatın olmazsa olmaz gerçeği, vazgeçilemez doğruları zanneder, böylece büyüklerin onların yaşındayken gerçekleştirdiği yada gerçekleştirmek istediği şeyleri vekaleten yaşamak zorunda kalarak büyüklerinin benzeri bir hayata yolculuğa çıkarlar.

Ve çocukların yaşamı , büyüklerinden duyacakları övgü ve onaylamanın alkışına feda edilir.

Üstelik herkes çocukluğundan beri kendisine telkin edilen yaşamın doğruluğunu sorgulamak, dayatılan değerleri gözden geçirmek ve bazılarını reddetmek için gerekli fırsata, akla, şansa ve cesarete maalesef hiçbir zaman sahip olamayacaktır.

Gelelim tespitlerimize,

Bu kentin olumsuz olarak anılmasında katkı payı olanları şöyle bir gözden geçirin.

Bu kenti yönetinleri gözünüzün önüne getirin.

Nasıl zengin olduklarının serivenünü izleyin ve ardından yaşadıkları olaylara, başlarına gelenlere bir göz atın.

Küçüklüğünde ne ise büyüdüklerinde o diyeceğim ama dilim varmıyor.

Aslına, köküne çekmişler diyecekler haksızlık mı ederim diye korkuyorum!

Ama inanın hırsızı ve arsızı örnek alanların sonu CEZAEVİ oluyor.

Örnek mi soruyorsunuz?

Son 3 yıl içindeki Adana´da yaşananları ve bu olaylar karşısında önündekilerini örnek alanların içine düştükleri duruma bir bakın ne demek istediğimi anlarsınız diyeceğim.

Gelelim sadede,

İnanın bu hırsız ve arsızlardan kurtuluyoruz.

Yeni hırsızlar ve arsızları başımıza bela etmez isek!