Faruk YİĞENOĞLU


faruk Yiğenoğlu

Her başarılı projenin başlangıcı aslında bir hayal sonucu başlar. Bir taraftan hayalimizi gerçekleştireceğimizden eminken, diğer taraftan tereddütlerde kalırız. Bu sadece kişinin psikolojisinin yanında çevrenin kişi üzerindeki psikolojisinde etkisi vardır


 

Hayattaki birçok başarısızlık ile sonuçlanan öyküler, başarı ile sonuçlanan öykülerden daha fazla olduğu halde içimizde her şeye rağmen "bu sefer başaracağım" egosu daha baskın olur. Kaybetme riskine rağmen, o hayal uğruna zaman, çaba ve enerjimizi harcarız. Risk alırız. Bazen sonuç alacağımız bir işten emin olduğumuz halde hayalimizdeki zorlu, uzun ve riskli olan işleri yapmak isteriz. Bu maratonun sonunu düşlediğimizde kendimizi bazen mutlu hissederiz. Öyle ki artık dünyada özel biri olacağımızın kanısına varırız.

 

Bazen kendi kendimize bazen de çevremizdekilere "Yapabilirim. Göreceksiniz!" gibi psikolojik yönde kendimizi savunmaya çalışırız. Çevremizdekiler daha küçük işlerde çalışmamızı isterlerken, biz hayalimizdeki işe yoğunlaşmak isteriz. Bu seferde çevremizdekilerin bizim üzerimizdeki psikolojik baskıları bazen korkularımız ile umutlarımız arasında gelgitler yaşamamıza neden olur. Bu da çevredeki bazı insanların yaptığımız işin yanlış olduğunu, bunun bir sonu olmadığı gibi ısrarlı sözlerle önümüzdeki başarıya engel olmak istemeleridir. Bir yandan kendi psikolojik iç engellerimizle boğuşurken diğer yandan da çevrenin dış engelleri ile karşılaşırız.

 

Her halükarda kafamızda her hangi bir başarının öyküsünü yaratmışsak eğer, hiç kimseyi dinlemeden, gerekirse önümüzdeki hedef için uykusuz olduğumuz geceleri bile yaşarız. Gerek özel hayatımızdan gerekse sağlığımızdan ve rahatımızdan ödün veririz. Hatta bu bir yandan hayalimize adım adım yaklaşırken diğer yandan çevremizin bizim üzerimizdeki psikolojik baskısını bir an olsun erteletmek veya yok etmeye çalışmaktır.

 

Aslında başarımızın gerekçesi çektiğimiz acılardır. Çoğumuz başarılı olmak için acı çekmeyiz, aksine acı çektiğimiz için başarılı oluruz. Her başarılı insanın içinde, dışardan görülmeyen bazı yaralar vardır. En görkemli başarılar, yüreği yaralı insanlardan çıkar. Psikolog Tavern başarıyı şöyle açıklar: "Her büyük başarı, yanan bir yüreğin hikâyesidir."

 

Her şeye rağmen hayalimizdeki amaca yaklaşınca artık tünelin sonundaki ışığı görürüz. Bu artık bizim zafer anımızdır. Her engeli göğüsleyip "yapamazsın" denilen işi sonunda başarırız. Bu artık bizi hem kendimizin hem de çevremizdekilerin gözünde bizi bir üst statüye ulaştırır. Alman filozof Shopenhauer´e göre bir gerçeğin doğumu üç aşamadan geçer, bunlar: "Önce alay edilir, sonra şiddetle karşı çıkılır, en sonda da zaten böyle olduğu biliniyordu" der..

 

Bu başarı örneği bizim elimizde herhangi bir kanıt olmadığı halde sadece inancımız pusulasında çıktığımız yolda kendimize olan güvenimizi sağlamlaştırır. Bu bazen geldiğimiz yerin başka insanların hayalindeki bir yer olduğunu düşünmek ve kendimizi başarılı olan pek nadir insanlar arasında olduğumuzu görmek özel bir insan statüsünde olduğumuz kanısına götürür.

 

Çektiğimiz acıları anlamlı kılmak için yapabilecek en iyi şey, başarılı olmaktır. Büyük acılar en şık, başarılı insanın özgeçmişlerinde durur. Gideceğin yoldan eminsen eğer: engeller ?dinlenme noktan´ olmaktan öteye gidemez.

 

Başarmak güzeldir.

 

Başarı insanın yüzüne renk getirir.

 

Çok yakında  güzel projeler ile sizlerle olacağız.

 

 

 

Dipnot : Değerli Hemşerilerimiz;

 

Adana Kültür ve Dayanışma Derneği olarak 6-7-8 Eylül tarihlerinde Etiler Sanatçılar Parkında ikincisini düzenleyeceğimiz ?AdanaFest İstanbul 2019? etkinliğimize siz değerli hemşerilerimizi davet ediyoruz.

 

İlginize teşekkür eder saygılarımızı sunarız.