Faruk YİĞENOĞLU


Faruk YİĞENOĞLU/Cesaretsizlik Üzerine

İnsanın doğuştan gelen 2 temel korkusu vardır.Bunlardan birincisi yüksekten düşme korkusu diğeri ise yüksek ses korkusudur.Bunun dışındaki bütün korkular öğrenilmiş veya toplum tarafından öğretilmiş korkulardır. Korku, cesaretli olmamızı engelleyen kör noktalardan biridir.


 

 

Ünlü yazar Shakespeare, bu konuda şöyle diyor:

"İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor... Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için.Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için."

 

Risk almaktan korkarız, bu durum bizi yaşamdaki maceralardan,yaşanılmamış,keşfedilmemiş tatlardan alıkoyar hep. Risk almadığımızda rahat ve güvendeyizdir fakat sade ,monoton bir hayat bizi beklemektedir. İnsan bilmediği ve emin olmadığı zamanlarda korkar.Hiç gitmediğimiz bir şehre dahi geldiğimizde, otogarda otobüsten inince içimizi bir korku kaplar.

Cesaret dediğimiz şey korkunun olmaması değil, korkuya rağmen adım atabilme yürekliliğidir.Cesaret için korkularımızla yüzleşmeli ve onların üzerine doğru gitmeliyiz.Hedefsiz bir yaşamda, cesaretimizin önüne engel olarak durur.İnsanın yaşamda bir amacı, bir umudu olmalı ki cesareti olsun.Bundan dolayı ilk olarak kendinizi eksileriniz ve artılarınızla tanımalı, kişisel gelişiminize önem vermelisiniz.

 

Çevresel faktörlerde, cesaretimize engel olur.Bazen alacağımız risklerde annemiz, babamız, arkadaşlarımız veya meslektaşlarınız vs. sizi yorumlarıyla cesaretsizliğe itebilir.Çevremizdekilerin yorumları onların kendi cesaretsizliklerinden de kaynaklanabilir.Hepimiz bu dünyaya kendi hayatımızı, kendi kararlarımızı almak için geldik, başkasının kararlarını almak için değil! Aldığımız kararlarında sorumluluğunu almalı, hata yapmaktan korkmamalıyız. Hata yapan, öğrenme süreci içerisinde olan kişidir. Öğrenme psikolojisi, en etkili öğrenmelerin hata yapılan ,yanlış yapılan durumlarda olduğunu bilimsel olarak açıklar. Yaratıcılık için güvenlik alanızdan çıkmanızı sağlayacak cesaret gereklidir.

 

Sosyal yaşamınızı, kişilerarası ilişkilerinizi etkileyecek kadar mükemmeliyetçi olmak Narsistik Kişilik Bozukluğunun semptomları arasındadır.İçimizdeki mükemmel olma, eleştirilme korkusu cesaretimizi kıran etkenlerden bir diğeridir.Her insan gibi bizimde mutlaka eksiklerimiz olacak.Bunların farkında olmak hatta çevremizden gelen eleştirileri, davranışlarımızın sosyal çevremize yansıyan olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak, kendimizi geliştirmek için bir yol olarak görürsek bu duygunun üstesinden rahatlıkla gelir, cesaretsizliğe neden olan bir durumu daha ortadan kaldırmış oluruz.

Unutmayın; güzelin daha güzeli, iyinin daha iyisi her zaman olacaktır.

 

Tartışmaya girmekten korkarız kimi zaman.Söyleyecek sözümüz dahi olsa, karşıdaki kişinin bizden daha önemli olduğunu düşünüp, fikrimizi beğenmeyeceği korkusuna kapılırız.Oysa böyle bir çaba içine girdiğimizde, kendimizi görmezden geldiğimizin farkında bile değilizdir.Fikirlerin başkalılığı zenginliğimizdir.Hayatımızda model aldığımız, önemsediğimiz kişilere bakın, hepsi fikirlerini rahatça dile getiriyorlardır.Fikirlerinizi karşı tarafa kabullendirmek yerine, fikirlerinizin birbirinden tamamen farklı olduğu konusunda anlaşabilirsiniz.Cesaret illa ki kükremek değildir.Bazen ,gün biterken usulca,’’Yarın yeniden deneyeceğim.’’demektir.

 

Bizi yaşamda cesaretsizliğe iten diğer bir etkende çabuk pes etmektir. Bazen, başarıyı belki de çok yakın olduğumuz anlarda, aldığımız bir red cevapla kaybetmişizdir.Oysa Edison’un ampülü keşfetmeden önce yüzlerce defa başarısız olduğunu, buna rağmen her bir başarısızlıktan ders çıkarıp başarıyı yakaladığını ve tüm dünyayı aydınlattığını hepimiz biliyoruz. Edison başarısız olduğu denemelerde pes etseydi belki de şu an bile hala karanlıktaydık.

 

Dünyada ölümden başka her şeye bir çare vardır, muhakkak. Karşılaştığımız büyük sorunlar karşısında yapabilecek bir şey yok deyip oturmak, bizi sadece cesaretsizliğe itecektir emin olun.Oysa ki sorun yerine çözüme odaklansak belki de olayı çoktan çözmüş olacağız.

 

Bugün, geri kalan hayatınızın ilk günü. Geçen zaman geri gelmiyor, nefesler sayılı o zaman anı yaşa,

ha cesaret!