Özcan ALADAĞ


İLK ÖĞRETMENİM

İlkokul öğretmeniniz hakkında neler hatırlıyorsunuz?


Aile yanında geçirilen ilk çocukluğun keyifli serbestliğinden öğrenciliğin kurallı hayatına geçtiğimiz, sadece okuma yazmayı değil her şeyden önemlisi iyi insan olmayı öğrendiğimiz o yılların baş aktörünü nasıl tarif edersiniz?
Hatıralar belki şimdi çok derinlerde. Silik, puslu ve parça parça...
Ama eminim çoğunluğu güzel ve sımsıcak hatıralardır. Bugün toplum içindeki hayatınızda, kariyerinizde, aile ve sosyal ilişkilerinizde tutarlı ve olumlu bir çizgiye sahipseniz o kişinin üzerinizdeki emeklerini anmadan geçemezsiniz. Sizi okuryazar yapmaktan öte, karakterinizin de şekillenmesinde çok önemli rolü olan bir rehberdir öğretmen. 
Adının ?öğretmen´ olduğuna bakmayın... Aslında öğretmenden çok eğitmendir onlar. En azından bizim çocuk olduğumuz yıllarda öyleydiler. 
Sözleriyle, davranışlarıyla kısacası bizim bildiğimiz ve gördüğümüz yaşamı ile bize en önemli rol modellerden biriydiler. Bu satırları niye yazdım durup dururken? 
Çünkü bugün ilkokul öğretmenimin ölüm haberini aldım. Haberin burukluğu ve üzüntüsü içinde ölümün ayrıntılarını bile öğrenemeden önce yukarıda söylediğim hatıralar üşüştü birden aklıma. Okula ilk gittiğim gün mesela...
Öğretmenimin beni karşılayışı, sınıfa beni tanıtıp bir arkadaşın yanına sıraya oturtması. Heyecan ve tedirginliğimin o sevecen tavırla rahatlamaya dönüşmesi. Sesindeki babacan ve sakin ton, kolay kolay sinirlenmemesi, bizim dersleri kavrayamadığımız zamanlardaki sabrı, bizi hep destekleyen ama asla kırıcı kelimelerle eleştirmeyen tavrını tekrar hatırladım. 
Kendi imkânlarıyla o yıllarda yurt dışından ısmarladığı ve ülkemizde pek bulunmayan renkli keçeli kalemlerle, bizim isimlerimizle başlayan okuma fişleri hazırlayıp, bu fişleri mandoliniyle bize şarkılar çalarken ve oyunlar eşliğinde dağıtmasını asla unutmayacağım. 
Bu hatıralar bir kolejde filan yaşanmadı. Küçük bir ilçenin, bildiğiniz sıradan bir devlet okuluydu. 
Sadece işini seven ve saygı duyan bir öğretmenin güzel işlerini anlatıyorum sizlere... 
?Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum ( Hz. Ali )´ sözündeki kahramanlardan biridir ilk öğretmenimiz. 
İyi bir öğretmen kendisine veya başka birisine köle olsun diye değil, tam aksine kimseye köle ve muhtaç olmasın diye eğitir öğrencilerini. 
Açık ve sorgulayan bir aklın gelişiminin ve yaşama hâkimiyetinin mimarıdır gerçek öğretmenler. 
Bağımlı ve edilgen bireyler yerine aktif, çalışkan, üretken ve uyumlu bireylerden oluşan toplumların inşa ustalarıdır onlar. İşlerinin sadece öğretmek değil "tam bir insan yaratmak" için eğitmek olduğunun farkında ve inancında olan kutsal kişilerdir. 
Bir toplumun gelişmiş toplumlar sınıfına katılmasındaki en önemli rehberlerdir. 
Bana okuyup yazabilme becerisini kazandıran ?ilk´ ilkokul öğretmenime Allah´tan rahmet, ailesine, eğitim camiasına ve benim gibi tüm öğrencilerine de başsağlığı diliyorum. 
Bu vesile ile eğitim hayatım boyunca üzerimde emeği olan tüm öğretmenlerime, hocalarıma saygı ve şükranlarımı sunuyorum...