Özcan ALADAĞ


İstismarcılar ve Vali Bey

Adana´da her zaman söylüyoruz ya, acayip gariplikler yaşanıyor.


Adana´da her zaman söylüyoruz ya, acayip gariplikler yaşanıyor.
Yolda yürüyorsunuz, yanınıza elleri ayakları sağlam, zımba gibi insanlar yaklaşıyor. Şehit ve gaziler adına, özürlüler adına dergi, gazete satıyoruz yaklaşımı ile sizden para almaya çalışıyorlar. Hatta yetmiyor, ?üniversite okuyorum. Yardım amaçlı şu kalemi alır mısınız?´ diyen duygu sömürücüleri çıkıyor.

Kızsanız ayrı bir dert, bağırsanız çağırsanız ayrı bir dert?

Adamlar yolu bulmuş? Milleti sögüçlemek var iken niye çalışsınlar ki?

Dün Adana Valiliği önemli bir açıklama yaptı. Vali Beyi bu anlamda tebrik etmek istiyorum. Adana´da şehit ve gazi derneklerinin adını kullanarak şehit ve gazi çocuklarına burs vermek ve bağış toplamak amacıyla takvim ve gazete satışı yapanların varlığını açıklayan Adana Valiliği, bu konuda olayın üzerine ciddiyetle gidileceğini ve buna itibar edilmemesini istedi.

Kolluk kuvvetlerinin buna izin vermeyeceğini belirtti. İyi de etti Sayın Valimiz.

Biz konu açılmış iken Sayın Valimizden bir talepte bulunmak istiyoruz. Sayın Valim, şehrin merkezi yerlerinde ellerinde kartpostal, kalem satan ve insanların duygularından istifa eden simsarlara karşı da bir önlem alınsın.

Yaya olarak bu güzergâhlarda dolaşan kolluk kuvvetleri bir ay boyunca konuyla ilgili uygulama yapsalar inanın bu sorun ortadan kalkar.
Merkezi caddelerin üzerinde yaşları 18 olan genç kızlar güzellik uzmanlığı adı altında açılan iş yerlerinin el ilanlarını dağıtıyorlar. Özellikle bayanların önünü keserek kampanya başlatıldığını belirtip bu bayanları bir şekilde ikna ederek yakındaki iş yerlerine götürüp sözleşme imzalatıyorlar. İmzalatılan sözleşmelerin altındaki borç senetleri ile kür olarak bakım yapılacağı ifade edilip iki gün sonra aynı adresteki bayanlara borç ihbarnamesi gönderip gerektiğinde de bu senetleri icraya koyuyorlar.
Böyle de bir sektör oluştu son günlerde.
Yani uyanıklar iş başında.

Hani diyeceksiniz ki insanlar akıllı olsun. Kanmasın. İyi güzel de bir şekilde kanılıyor. Bu gibi simsarların önüne geçilse ki istenilir ise geçilir. Bu olumsuzluklar yaşanmaz.

Adana Valimiz Sayın Mahmut Demirtaş Beyin konuyla ilgili hassasiyetine teşekkür ediyoruz. Uyanıkların böylesine ekmek kapısını araladıkları bir kentte yeni mağdurların ortaya çıkmaması gerekiyor diye düşünüyoruz.

İyi hatırlıyorum, bir zamanlar özürlüler adına tiyatrolar kurarak okullara dadanan insanlar vardı. Öğrencilere tiyatro getirip okul idareleri ile kafa kafaya verip para kazanıyorlardı. Şükürler olsun ki şimdileri bunlar ortadan kalktı.

Devletin eli ve kolu uzundur. Devletin yasak kıldığı her şeyi yapmayacaksın. Yapar isen de bir cezasının olduğunu bileceksin ve buna göre hareket edeceksin.
Etmek isen de gereken cezayı bulacaksın. Bunu herkes bilecek.

Böylesine insanların duygularını istismar edenlere de izin verilmeyecektir. Bizler de bu konuda devletimize yardımcı olmak durumundayız. Gördüklerimizi, yaşadıklarımızı da devletin yetkililerine bir zahmet bildirin diyorum okuyucularıma.

Sayın Valimizin de Adana adına bir şans olduğunu düşünüyoruz. İnşallah istenmeyen görüntüler ortaya çıkmaz. Teşekkürler Sayın Valim./resimler/2017-2/10/1058179297342.jpg

MUHTARLAR KONU MANKENİ DEĞİL AMA SİYASETÇİ!

Adana Büyükşehir Belediyesi ?Muhtarlık Bilgilendirme Sistemi´nin tanıtımını yaptı. Toplantının içeriği ve amacına ulaşması adına ortaya konulan gayret takdire şayan?

Başkan Hüseyin Sözlü´nün ?Muhtarlar konu mankeni değil. Onlar bizim yol arkadaşımız´ diyerek onlara sahip çıkması da önemli bence.

Muhtar da seçilmiş kişi. Yani siyaseten bir yerlere talip olarak halkının oyunu alarak seçilen kişi.
Halkına karşı sorumlu olan muhtarların sıkıntıları olduğunda bu sıkıntıların çözülmesi için yerel yönetimler harekete geçmeli.
Sorunları çözülmeli ki o mahallenin sorunu da bu sayede çözülsün.

Belediye ile halk arasında köprü vazifesi gören muhtarların sorunlarının Adana Büyükşehir Belediyesi´nde çözüldüğü gibi diğer belediyelerde de ?muhtar birimleri´ oluşturulduğunu görüyoruz. Ne sorunları var ise çözülüyor, en azından çözülmeye çalışılıyor.

Bilinen bir gerçek daha var ki muhtarlar da siyasetçi. Yani siyasetten gelen isimler. Her muhtarın bir siyasi görüşü, mensubu olduğu bir siyasi partisi var.

Bazı muhtarlar var ki, belediyeden hizmet talebinde bulunur iken kendi yakın hısım ve akrabalarına da iş talebinde bulunuyorlar. Belediyeler de kendi siyasi partilerine yakın olan muhtarların bu iş taleplerini yarın oy getirme potansiyeli ne olur? Sorusuna yanıt bularak taleplerini karşılıyorlar.

CHP´li belediyeler de MHP´li belediyeler de hatta iktidar partisi olan Ak Partili belediyeler de bunu yapıyor. Ben biliyorum ki o kadar muhtarın yakın birinci derecede akrabaları belediyede ve yan kuruluşlarında taşeron firmalarda görev yapıyor.
Yani muhtar sadece mahallesi adına hizmet adına talepte bulunmuyor. Bazen de kendi adına, hısım ve akrabası adına iş talebinde bulunup muhtarlığını da kullanarak bu talepleri anında karşılıyorlar.
Belediyeler de oy kaygısı ile bu istekleri karşılıyorlar.
İşin de böyle bir boyutu var.

Hani şunu söyleyebilirsiniz. Ne var bunda! Elbette olacak bu kadar?

Olacak olmasına da o zaman asıl iş imkânı bulamayan gariban da bir kenarda bekleyecek. Yani belediyelerin bu konuda biraz daha titiz davranması gerekiyor.

Yıllar önce belediye başkanları muhtarlara diz üstü bilgisayarlar dağıtmışlardı. Tıpkı belediye meclis üyelerine dağıttıkları gibi.

Hatta muhtarlık binasının giderlerini de bir şekilde belediyelerden karşılamışlardı. Muhtar değişiyor, bir başka muhtar seçim kazanıyor bu kez o belediyenin o mahalleye bakış açısı da değişiyor.

Dedik ya, muhtarlarda siyasetçi diye?
Yani siyasetçi belediye başkanları, siyasetçi muhtarlar ile iyi geçiniyorlar.

 /resimler/2017-2/10/1058578516827.jpg

AYLIK 400 LİRAYA İNSAN EMEĞİ!

İnsanın emeği bu kadar ucuz mu? Aylık 400 liraya18 yaşın altındaki genç kızlar tezgâhtar olarak çalıştırılıyor bu kentte!

Seyhan´ın Güney Mahallelerinde oturan, ailelerinin bir şekilde ortaokul sonrasında okula göndermediği genç kızlar, tezgâhtar olarak aylık 400 liraya çalıştırılıyor.
Sigorta yok, sosyal güvence hak getire.

Sabahın erken saatinde Obalar Caddesi, Yenibey Caddesi ve Güney Mahallelerden kent merkezine doğru gelen yollarda bu genç kızları görmüyor musunuz?
Aldıkları parayı dolmuşa vermemek adına evlerinden işlerine yürüyerek gelen genç kızlar, gün boyunca tatlı satan, marketlerin girişinde, iş yerlerinin önünde dükkânlara müşteri bulabilmek için bekleyen genç kızlardan söz ediyorum.

En fazla ücret alan ayda 500 lira ücret alıyor. Önceki gün bu genç kızlardan bir tanesine ?niçin bu kadar az paraya çalışıyorsunuz?´ diye sordum.

?Hani iş mi var daha yüksek ücrete çalışacak?´ diye o genç kız bana soru ile yanıt verdi.
İşte iş yerlerinin sahipleri de bunu biliyorlar ve buna göre davranıyorlar.
SGK´nın yetkilileri bu konuda bir çalışma başlatıp bu kentte ucuz işçilik konusunda bir çalışma yapsa bizim ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koyarlar.
Sorunu çözebilirler mi? Orasını bilemem. Ama ucuz işçilik kanayan bir yara?
Buna vurgu yapmak istedim.

 

 

 /resimler/2017-2/10/1059297736246.jpg