Özcan ALADAĞ


Konya-Adana arası hızlı tren!

Ak Parti Hükümeti´nin ülke genelinde düşündüğü ve uygulamaya koymaya başladığı hızlı tren konusunda ciddi atılım içinde olduğunu görüyoruz.


Ak Parti Hükümeti´nin ülke genelinde düşündüğü ve uygulamaya koymaya başladığı hızlı tren konusunda ciddi atılım içinde olduğunu görüyoruz.

Bu da Adana adına sevindirici bir durum.

Konya ile Adana arasında hızlı tren projesi var. Bu projeye göre 200 km hızla seyir edecek hızlı trenin inşası gündemde.

İnşallah kısa zamanda hayata geçirilir.

İnşallah diyoruz çünkü 5 yıldır konuşuluyor ve bir türlü hayata geçirilemedi. Siyasiler seçim döneminde bunun sözünü veriyorlar ve sonrasında unutuyorlar.

Neden hala bu konuda bir çaba sarf edilmez onu da anlamış değilim.

Cumhuriyet tarihinde demir yollarına bu kadar önem veren bir Hükümet sanırım son 30 yıldır çıkmadı. Ak Parti´nin demir yollarına eğilmesi bu anlamda sevindirici.

Bu Cumhuriyet tarihinin en büyük demiryolu hamlesi?

Hükümet bu projeye büyük önem veriyor. 11 bin kilometre olan demiryolu ağı 12 yıl içinde iki katına çıkacak. Bakan´a göre, ´kara tren gecikir´, anlayışı yerini ´ hızlı tren yetişir´ anlayışına bırakacak.

Hızlı tren Adana´ya sadece Konya üzerinden yetişecek.

Devlet Demiryolları, Konya-Adana arasında da yüksek hıza uygun tren inşa etmeyi planlıyor. Hat, trenin uygun kesimlerde 200, zor kesimlerde ise minimum 160 kilometre hız yapabileceği şekilde inşa edilecek.

Mevcut hatların iyileştirilmesi ve ilave hat yapımı ile bu güzergâhta yüksek hızlı trenlerin çalıştırılması planlanıyor.

Adana ile Mersin arasında konulan hızlı trenlerden meyveleri alınmaya başlanıldı. Yolcuların tercih ettiği trenlerde doluluk oranı yüzde 90.

Her hizmet insan için.

16 Nisan´daki referandum öncesinde buradan bir çağrıda bulunalım. Sahi, ne oldu bizim bu hızlı trene?

Ulaştırma Bakanlığı´nın konuyu askıya aldığını düşünmeye başladık!

 

Emniyet mi hassas? Zabıta mı?

Bu soruyu niçin sordum?

Önce onu açıklayarak kimin hassas olduğuna kendi kanaatimce karar verip yorumlamak istiyorum.
Bu hafta Cuma Namazı öncesinde Adana Emniyeti her zaman olduğu gibi camilerin etrafında duyarlı olarak gerekli önlemleri aldılar.

Halkın daha rahat ibadetlerini yapabilmeleri için.

İşte bu önlemleri alır iken görevli amirler, polis memurlarına ?camilerde gerekli önlemleri alın. Zabıtaya haber vererek dilenciler konusunda da bir uygulama yapılsın´ dediler.

Emniyet mi hassas? Zabıta mı? Diye sormamın asıl nedeni buydu.

Adana Emniyeti, zabıtaya ?buyur kardeşim, biz camilerin etrafında uygulama yapıyoruz. Halkın huzur içinde ibadetini yapması ve olaylara sebebiyet vermemek adına çalışıyoruz. Siz de gelin kendi konunuz olan dilenciler konusunda uygulama yapın´ diyordu.

Allah var, eğer emniyet konuyla ilgilenmemiş olsa zabıtanın camilerin etrafındaki dilencilerden haberi olmayacak!

Adana´nın dışına dilenci ihraç eden Adana, özellikle Cuma günleri dilencilerden geçilmez oldu.

Adana´daki merkez Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin zabıtaları eğer şikâyet olur ise, bir yerden duyum alır iseler veya bir basın organında bu anlamda bir haber yer almış ise harekete geçip görevlerini hatırlıyorlar.

Soruyu yazımızın girişinde sordum.

Tam bu anlamda yanıtını vereyim.
Bana göre Adana Emniyeti, zabıta teşkilatlarından daha iyi çalışıyor.

Kendilerini de tebrik etmek bizim görevimiz olsa gerekir.

Ben de onu yapayım ve dilenciler konusunda gösterdikleri hassasiyetten dolayı da teşekkür edeyim istiyorum.

Tatil isteği!

Kamu Emekçi Sendikaları Konfederasyonu´na bağlı sendika üyesi kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir istekte bulunup 8 Mart´ın tatil olmasını istemişler.
Ben bu isteği ayakları yere basmayan bir istek olarak görüyor ve desteklemiyorum.

Gerekçe mi de hemen peşinen söylemek durumundayım.
Yıl 365 günün kaç günü tatil yaptığımızı oturup bir hesap edin.

Bu kadar tatil yapan bir başka ülke var mı?
Onun içindir ki tatil olarak böyle bir isteğin hayata geçirilmesi bana göre mümkün gözükmüyor.

SES´e mensup sendikacılar haklı olarak kadına uygulanan şiddet ve kadınların sığınma evlerindeki durumları gibi önemli konulardaki açıklamalarını kabul ederim.

Bu talepleri, uyarıları yerinde bir istek ve uyarıdır.

Sendikacı Atasoy, "Kadın koruma taleplerini yerine getirmeyen savcılar, koca şiddetinden kaçıp karakola sığınan kadınları eve gönderen polis, erkek adaleti uygulayan mahkemeler, gerekli yasal düzenlemeyi yapmayan, var olanları ise uygulamayan devlet, kadını şiddetten ve ölümden koruyamıyor. " diyor.

Yasaların ve devleti yönetenlerin özellikle kadın hakları ve kadının şiddet karşısında korunup kollanması noktasında biraz daha hassas olmaları ve uygulamalarının sonuçlarının radikal olmaları gerekiyor.

Tatil isteğinin de bu denli dikkate alınarak kabul görmeyeceğini biliyorum. Yıllar öncesi bu talepler gündeme geldi ve neticede kabul görmedi.

Bunları da gördük, yaşadık.

Dolayısıyla tatil isteğinin bir istek ve gazetelerin sayfalarında yer alacak bir basın açıklamasından ileri gitmeyeceğini düşünüyorum.