Yaşanan hadiseler beni 1926 yıllarına tekrar götürdü.
Ahmet Cevdet Çamurdan hatıralarında, 1926 yılına kadar sancak ( il) olan Kozan´ın 1926 yılında ilden ilçeye çevrilmesinin asıl nedenini o dönemin Milletvekilleri Ali Şadi Çelik ile Ali Sait Ursavaş´ın aralarındaki dar çekişmelerden kaynaklandığını anlatıyordu.
Elbette Çamurdan´ın bu yazdıkları kesin doğru diyemem. Araştırmacı Abdurrahman Kütük yaşanan hadisenin nedeninin milletvekilleri olmadığını, o dönemdeki hükümetin ekonomik tedbirler nedeni ile ülke genelinde bazı illerin ilçeye çevrildiğini Kozan´da alınan bu tedbirler nedeni ile ilçeye çevrildiğini ifade ediyor.
Şu bilgiyi de eklemek isterim. Kozan´ın ilçeye çevrilme oylamasında ismi geçen her iki milletvekilinin de oylamaya katılmadığı kesin.
Elbette o tarihten bu günümüze kadar geçen zamana baktığımızda bu ve bunun gibi hadiseler hep yaşanmış. Kişisel çekişmeler, koltuk savaşları bunun en güzel örneğidir. 1926 yılında ilçe yapılan 12 vilayetin 10 tanesi ilçeden tekrar il oldu. İl olamayan yerler ise Kozan ve Silifke ilçeleri. Bu çekişmelerin en güzel örneği bu olarak görüyorum.
Hani genel bir söz var ya ? Herkes gider Mersin´e biz gideriz tersine? bizi idare edenler maalesef bizleri hep tersine götürmüşler.
Memleket meseleleri maalesef koltuk meselelerinin önüne geçememiş. ?Ben? duygusu almış başını gidiyor. Günlük olayları yorumluyoruz. Bence sistemi yorumlamalıyız.
Son günlerde Kozan belediye başkanlığı seçimlerinde yaşanan süreç bana 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarının provasını hatırlattı.
31 Mart tarihinden bugüne dek Nihat Atlı kazandı. Kazım Özgan koltuğa oturacak. Musa Öztürk ikisine de yar etmez. Dedikoduları içerisinde Gürdal Topal´ı maalesef unuttular. Bence sonuçta bu prova da olsa Gürdal da konuşulmalı idi. Bu yılki 23 Nisan kutlamaları kapsamında belediye başkanlığı koltuğuna kim oturacak, prova listesinde Gürdal Topal ismi koyulmaması bence eksiklik.
Süreci sakince izledim. Öyle her duyduğumu iki kelime ile facebook tan duyurmak yerine resmi evraklar ile sağlam olarak haber yapmamız doğruluğuna inandım.
Elbette yaşanan süreç 32 bin insanın iradesine vurulmuş hançerdir.
Bence yaşanan sürecin başlangıcı yanlış. Sayın Atlı´nın memnu haklarının iadesi ile ilgili bir sıkıntısı MHP ve AK Parti tarafından nasıl görülmedi.
Aday kendini kaptırmış gidiyor olabilir. Bu teşkilatlar içerisindeki hukukçular ne işe yarıyor? Sorusu akla hiç gelmiyor mu? Ki Ak Partinin İlçe Başkanı Bilgili çok çalışkan bir hukukçu, yönetimde 1 den fazla hukukçu var iken, böyle bir boş verilmiş kabul edilecek bir konu değildir.
Şayet Nihat Atlı belediye başkanlığı yapamayacaksa neden baştan aday gösterdiniz.
Karşısındaki rakipleri kimse suçlamamalı bence en kolay rakip Nihat Atlı gördükleri için sustular. Adeta köşede pusuda beklediler.
Lakin vatandaş Nihat Atlı ismini laik gördü. Elbette oy vermeyen bir kişi olarak başta kendim saygı duydum.
31 Mart´ın sabahında başlayan dizi seti 10 Nisan tarihi ile sona erdi.
Filmin kapanışını Saadet Partisi yaptı. Filmin senaryosunu yazan elbette filmin sonunu da biliyordur. Bildiklerine çok inandığım bir madde daha var. Yasal olan her şey helal değildir, maddesi
Nihat Atlı´nın içerisinde bulunduğu durumun 1. nedeni MHP ve Ak Parti İlçe Teşkilatlarıdır.
Teşkilatçılık sadece çıkıp oy istemek ile olmuyor. Maalesef
Toparlayalım 1926 yılındaki çekişme ne ise bugünkü çekişme de aynı kaybeden kişiler değil kaybeden Kozan.
Sıra yeni senaristlerde kim ne yazıp, çizip oynatacak bekleyip görelim.
Yaşanan süreçler ile ilgili olarak herkes yazıyor çiziyor. Nihat Atlı´nın sosyal medya mesajını çok iyi algılıyorum. ?Ben her şeyi çok iyi biliyorum. Bırakın onlar bilmediğimi sansınlar.? Olgunluk ve sakinlik ifadeleri çok doğru.
Bu süreçte ekran karşısına çıkan insanlar kameranın karşısında kendilerini çizgi film kahramanı Himen zannetmesinler. Haddini ve boyunu aşan ifadeler doğru değildir.
Bir TV kanalında Can Ataklı´nın ? Siz Kozan´lılar nasıl adamlarsınız? sözüne biz Kozan´lılar adam gibi adamlarız. Pekâlâ, sen nasıl bir adamsın anlat da öğrenelim. Çıkıp ekran karşısında konuşman bizlere hakaret etme hakkını sana vermez veremez de haddini bil.
