Hüseyin ERCİYES<br>Erciyes`in Kaleminden


Nasıl Geçti? Sorusunun En Güzel Yanıtı


Zaman çok uzun diyenlere kısa bir hatırlatma;

Zaman çok ama çok kısa, yılların ve koskoca bir ömrün nasıl geçtiğini, hey gidi günler hey sözleri ile başlayan sohbettin kaç saat sürdüğünü farkında bile olamazsınız.

Yüksek bir yayla evinde ziyaret ettiğim Kerim Amca tam 92 yaşında, maşallah hala kendi işini kendisi yapıyor. Odun kırıyor, sobasını yakıyor.

Eşi ebediyete gideli tam 21 yıl olmuş. O günden sonra biraz yalnızlığı tercih etmiş, kimselere pek gidip gelmiyor. Yanına gelenler ile de muhabbet edip vaktini geçiriyor.

5 çocuk sahibi olan Kerim Amca, 2´si kız 3 erkek evladı var. Şu an en küçük oğlu, gelini ve 4 torunu ile birlikte yaşıyor.

Kerim Amca´yı bir ziyaret dönüşü aracın içerisinde bulunan arkadaşımızın vasıtası ile ziyaret ettik. Beli kamburlaşmış, yürümesinde aksama olmayan, bembeyaz sakallı bir dede kapıda karşıladı. Bizleri hoş geldin boş gittin sözlerinin ardından 92 yaşında olduğunu öğrendiğim ulu çınar eski adamlardan bahsetmeye başlıyor. Bende telefonun ses kaydı tuşuna basmadan kendimi geri alamadım. Biliyorum ki şimdi bizlere neleri, kimleri veya hangi tarihi olayları anlatacak. Ortamın sessizliğini bozan tek ses çay kaşıklarının sesi oluyordu.

Eski günlerden bahsederken, zaman zaman duygulanıyor, zaman zaman hiddetleniyor. Ama yaşına rağmen ilk günkü hafızası ile bilmediği veya hatırlamadığı yok. Maşallah;

Gençliğinde aşık olduğu kadınları anlatırken bir anda orta yaşlarda edindiği dostluklara geçiş yapıverdi. Arkasından hiç farkında olmadan büyüttüğü çocuklara, onları büyütürken çektiği geçim sıkıntılarına derken konu kaybettiği eşine gelince gözyaşlarına engel olamıyor.

? Hani hep derler ya erkek kadından önce gider diye. Bizde tam tersi oldu. Bizim hanım bizden önce gitti. O gün kırıldı belim, tutmadı ellerim? sözleri dillerinden dökülürken, gözlerinden akan sicim gibi gözyaşları da ayrı bir duygu veriyor insana.

Anlatırken zamanın nasıl geçtiğini hiç birimiz anlayamadık. Cümlelerinin sonunda verdiği ders, beni bunları yazmaya yiten en büyük güç idi.

Bakın

Herkes akıl verir, ama kimse çıkartıp para vermez. Başardın mı ? nerden buldun?? derler. Kaybettin mi ?ben demedim mi?? Derler.

Ömür dediğin bir ağacın gölgesi kadardır, ister yat uzan, ister sadece seyret

Şimdi soracaksınız bana bu uzun ömrünün sırrı ne? diye

Kafalarımız aşağıya yukarıya inip kalkerken,

?Kimseyi mutlu etmek için kendinizi mutsuz etmeseniz. Ömrünüzde, yaşantınızda uzun olur.?

Cidden çok hoş bir söz ?başkalarını mutlu etmek için kendinizi mutsuz etmeyin.? O günden sonra Kerim Amca´nın bu sözleri kulağımda adeta demirden bir küpe oldu.

Nasıl geçti yıllar demeden önce nasıl geçirdim yılları demek daha anlam kazanıyor. İşte şimdi içimden tekrar o bal, tereyağı tadındaki sohbeti eden Kerim Amca´ya gitmek geliyor.