Oktay Erol


Özden Kültür Merkezi

?Kozan´da doğmuşlardı.


?Kozan´da doğmuşlardı. Eğitimlerini hep Kozan dışında yapmış olmalarına karşın Kozan´ı hiç unutmamışlardı? Kozan´ın kültürünü korumak adına Adliye Lojmanlarının yanında bulunana beş dönümlük arsayı kültür merkezi yapılmak üzere 1995 yılında Kültür Bakanlığına, Şevkiye Mahallesindeki bir dönümlük arsayı da Özden Huzur Evi adıyla Kozan Belediyesi´ne bağışlamışlardı?´

Yüksel- Yücel- Günay Özden kardeşlerden söz ediyorum?

On yılı geçti! Kozan´da evimizin olduğu sokakta bulunan, komşulardan birçoklarının evlerinin yeşillik gereksinimi için ektikleri boş alanın ?kimin´ olduğunu sormuştum, o zaman. Sorduğum kişi, hiç düşünmeden ?birkaç yıl önce burayı kültür bakanlığına, kültür merkezi yapılsın diye bağışladılar´ demişti.

Konuyu biraz daha araştırıp, baştaki paragrafla başlayan yazıyı yazmıştım. Yazı yayınlandıktan birkaç gün sonra, telefonla Osmaniye´den arayan ?ses´ sevincini anlatıyordu. Uzun uzun konuşmuştuk. Konuşmanın ardından da, bana belgeleri göndereceklerini, gerekirse telefonla ulaşıp bilgi alabileceğim başka isimler de verebileceklerini, söylemişlerdi?

Sonraki süreçte ?konuyu´ birkaç kez daha yazmamla Kozan´da ?hoş´ bir esinti oluşmuştu. Özden kardeşler de sevinçlerini yer yer arayarak belirtiyorlardı? Bağış yaptıkları alanlarda bir an önce amacına dönük çalışma yapılmasını bekliyorlardı?

Geçtiğimiz yıllar inşaatı başlamıştı. Kozan´da değil, ülkemizin diğer köşelerinde de ?kültüre´ yönelik çalışmalar, hangi açıdan ele alınırsa alınsın sevincim olur. Türkiye´nin tek komünist belediyesi Ovacık´ın basında gördüğüm haberleri yüreğime su serper. En son, belediye girişine ikinci kitaplık açıldığını okumuştum; ne güzel!

Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, kentin hem kitaplığının olmayışından, hem de zaman içerisine ?olabileceğinden´ söz ederken üzülüyordum. Sanat kenti olmaya beklide en elverişli ?kent´ olmasına karşın?

İşte burada Kozan´da, birkaç gün önce bir dostla görüp-gezme olanağı bulduğum ?Özden Kültür Merkezi´ bazı eksiklerine karşın önemsediğim bir yer oldu. Kitaplıklarında yer alan kitapları, görevlilerin özenle kayıt altına aldıklarını, okurlara zorluk çıkarmadan kitapla buluşturduklarını gördüm?

Güzel, rahat bir gösterim salonları vardı. Sahnenin görüş açısı, koltukların dizaynı, aydınlığı? Yanımızdaki görevliye yapılan etkinliklerden söz ediyorum. Pek ?etkin´ olmasa da, gelecek açısından umut verici olduğundan söz etti. Ayrıca ?öncesi bu da yoktu´ dedi; katılıyorum. Mahallem. Beş yıl öncesine değin evimin yanı başı. Öğrenme-okuma alışkanlığı kazanacak çocukların sokakta koşuşmalarını anımsıyorum. Şimdi okullardan grupların geldiğini öğreniyorum?

Özden Kültür Merkezi, salt bu değil! ?Dikiş- Nakış Kursu´, ?El Sanatları Kursu´, ?Ahşap Boyama Sanatları Kursu´, ?Çinicilik Kursu´, ?Dokuma Kursu´ verildiğini söylüyor. Alt kata iniyoruz. Kadınlar makinelerin başında, masanın başında? El emeklerini ortaya çıkarıyorlar?

Özden Kültür Merkezi, denince belleğe ?ilk´ gelenler; kitap, tiyatro, bu yöndeki etkinlikler? Bir kentin, bir ulusun ?kültür´ açlığını doyuracak kitaplıkların, kitapevlerinin topluma yaydığı ?aydınlanmayı´ yadsıyan, ?bizim okumuşlardan kazancımız yok´ diyen katmanın kabarmış çığlıklarına karşı duyarşı olmak gerekiyor. En önemlisi de inşaatı yapmak, içini-dışını alalamak, içini rengarenk isimlerle donatmak da yetmiyor; öğrenicinin, bilgilenicinin önündeki bağnazlıkların-tutuculukların da yenilmesi gerekiyor. Kitap, tiyatro, bilgi; ?açlık´ kavramıyla buluşturulması gerekiyor?

Bu konularda söylenmiş çok söz var. Şöyle ki;

Asıl iktidarın kitapta olduğunu gördükten sonra, hükümdarlar da kaleme sarılıp kitap yazmaya başladılar.

Alfred de Vigny                                                                                     

İyi bir kitap, iyi bir arkadaştır.

Bernard de Saint Pierre

En kötü kitabı yazan bile, kitap yasaklayandan daha saygılı, daha az zararlıdır insanlığa.

Sabahattin Eyüboğlu

İyi bir kitap, iyi bir bankadan çok daha gerçek bir zenginlik içerir.

Roy L. Smith

Gençlerini kitapla beslemeyen ulusların, sonu acıdır.

  1. N. Ovidius

Kitapların yakıldığı bir yerde, sonunda insanlar da yakılacaktır.

Heinrich Heine

Yüksel- Yücel- Günay Özden kardeşler bir yurttaş olarak ?bağışladıkları´ alana, Özden Kültür Merkezi yapılabilmesi için çok çaba harcadılar. Kozanlı da bunu en güzel, en nitelikli biçimde korumak, yararlanmak zorunda?

Dünyayı, doğayı, yaşamı, insanı ?bilmek-öğrenmek´ için yola çıkanların önünü açık tutmak zorunda?

Kozan´dan yıllar önce tüyüp, yarım yüzyıl sonra geldiğinde ?elinizi taşın altına koymamışsınız, gelişmemişsiniz´ demek yerine Özden Kardeşler gibi duyarlılar kazanabilmek için ?onların´ oluşturduğu yapıdan yararlanmak-yararlandırtmak zorunda?

Kitabı olmayan toplum yaşıyor sayılamazlar?