Oktay Erol


Parkomatlı caddeler?


Yollar artık eskisi gibi değil!

Her geçen gün artan araç sayısı, bir de buna araç ?sevdalıları´ da eklenince yollar ?eskisi´ gibi rahat olmuyor!

Araç sayıları artarken, yine aynı yolun kullanılıyor olması, bir de yolların ?park alanlarına´ dönüşmesi her tür trafiği bozuyor!

Araçlar zorlanıyor!

Yayalar zorlanıyor!

Yol zorlanıyor!

Sözde geçtiğimiz yıllarda alınan bir kararla ?caddelere parkomat´ kurulmasıyla bu sorun çözülecekti!

Örneğin Adana´da yedi yıldan bu yana parkomatlar var!

Bir bankaya, bir işyerine, ya da bir telefoncuya uğramak için ?kısa süreli´ araçlar park ediliyor. İlk on dakika için ücret ödenmiyor. Bundan sonraki her saat için ödeme yapılması gerekiyor!

?Parkomat´ olayının caddeleri ne denli iyileştirdiğini görmek için Atatürk Caddesi´ni her an görebilirsiniz; trafiğin rahatlamasını bırakın, parkomatçıların ?daha nerelere´ araç park ettiririz, ?nereleri´ ücretlendiririz düşüncesi egemen olmuş gibi!

Caddenin belli bir genişliği var; park yapan araca koşut araçları görüyorsunuz.

Caddede işi olmayan, oradan geçmek üzere yola çıkan araçların ?geçiş´ sürecinde yaşadıklarına her an tanık olunuyor!

Bir de dolmuşsa?

Korna sesleri birbirine karışıyor!

Kimi zaman ?el-kol´ hareketleri beliriyor!

Zaten ?hoşgörülü´ bir toplumuz ya;

Gerginlik yaşanmasına engel olunmayacak anlar yaşanıyor?

Ne diyorum:

Araçların ana cadde üzerinde park etmesi yerine, araç sahiplerini ?iç sokaklardaki´ park alanlarına yöneltmek, ?iç sokaklarda´ park alanları yoksa da oluşmasını sağlamak ana caddelere soluk aldırmaz mı?

?Soluk´ derken?

Araç park alanlarının ?eski bina yıkıntılarının´ üzerine değil; kıyı boyları ağaçlandırılmış, o bölgenin de soluklanmasına neden olacak yerler?

Ayıca ?parkomatlara´ ödeme yapmayan çoklarını biliyorum;

Nasıl alınabilecekse?

 

 

KURBAN

 

Kurban Bayramları, yurttaşı hep düşündürmüştür!

Kurbanlığın ederi, kurbanlığın kesilmesi, kurbanlığın parçalanması, kurbanlığın dağıtılması?

Toplumda ?öyle´ baskılar oluştu ki; gücünün yetip-yetmediği değil, ne keseceği konuşuluyor!

Asgari ücretli, çocuklu bir ailenin geçim düzeyine bakılmaksızın ?asgari ücret´ fiyatında kurban kesmesi bekleniyor!

?Asgari ücret´ fiyatına kurbanlık?

Ekim alanlarını, yayılım alanlarını; ekime, hayvancılığa elverişli duruma getirmezseniz, bir de bunu ?devlet´ politikası olarak diretirseniz?

Sözüm ona tarımcıyı, havancıyı desteklemez, onun üretim alanlarını kısıtlar, gereksinildiğinde ?dışalım´ sopasını gösterirseniz?

Küçük-büyükbaş hayvanların kapalı alanlarda beslenmelerinde kullandıkları yemleri-yiyeceklerin ?kabarık´ fiyatlarıyla üreticiyi üzerseniz?

O zaman da ?asgari ücret´ fiyatına küçükbaş kesimlik hayvan almak zorunda kalırsınız!

İlgili bakan ?üreticimizi üzmeyeceğiz´ diyor!

Salt üretici mi?

Bugün bazı belediyelerin bile verdikleri ?fiyata´ uymayacaklarını belirten üreticiler, kendi belirledikleri fiyatla ?tüketiciyi´ üzeceklerini bilmiyorlar mı?

Dinsel bayramları birilerinin ?rant´ biçimine dönüştürdüğünü bilmeyen yok!

Pazardaki domates, soğan, biber bile kendine düşen payı alır!

Deniz kıyıları dinlenceleri de?

Şimdi, diyorum. Örgütlü bir toplum olacak. Bayram gününe dek bugünden ?alımı´ boykot edecek!

Ne olur ki?

Üretici, sistem ?tüketicinin´ bu fiyatlara alım gücünün olmadığını bilir-görür!

Komşu ülkelerin, bizdekinin ?yarı´ fiyatına sattıkları hayvansal ürünleri gözümüzün önüne serer!

Yoksa?

Olduğu gibi ?düşünceye devam?´