Özcan ALADAĞ


TUVALET YOK EVLERDE!

Aladağ´da yangında körpe canlar hayatlarını kaybetti. Yangından atlayarak kurtulanların da ayakları kırıldı, kalçalarında kırıklar var.


Bu çocuklar Balcalı ve diğer hastanelerden tedavi görüyorlar.
Tedavileri biten çocuklar hastaneden taburcu edilecekler ve köylerine dönecekler.
Bu çocuklar yine açlığın ve sefaletin ortasında boğuşup duracaklar.

Tıbben kalçalarında ve ayaklarında kırık olan insanın normal tuvalete oturmaması gerekiyor. Yani klozete oturması gerekiyor. Tıp bunu istiyor, bunu diliyor.

Gelin görün ki bu çocuklar Aladağ´a o kerpiç evlere, duvarlarında sıvası olmayan evlere gittiklerinde evin 3-5 yan tarafında bulunan tuvaletleri kullanmak zorunda kalacaklar.

Klozeti nereden bulacaklar? Ekmeği bulamayan aile, evine klozet mi yaptıracak.

Aladağ ile ilgili kim ne yaptı? Diye bir soru sorsanız toplumun yüzde 50´sinden fazlası basın açıklaması yaparak kendilerince ?vicdanen rahatladılar´.

Oysa vicdanların bu şekilde rahatlamaması gerekiyordu.
Hastaneden taburcu olan bu minik öğrenciler evlerinde hangi tuvalete oturacaklar? Klozeti kim onlara tahsis edecek, evlerindeki bu eksikliği kim tamamlayacak?

Alın size bir insanlık adına soru?

Şimdi ne yapacaklar biliyor musunuz? Biraz da mecburiyetten yapılacak bu.

Hastaneden çıkarmayacaklar o çocukları. Ayakları iyileşene kadar hastanede serviste yatırıp klozetleri kullanmaları ve bakımlarının iyi yapılmaları sağlanacak.

Bu da bir çözüm yolu. Ancak ortada duran bir hakikat var ki, vicdanlar sadece olayın olduğu günden sonraki birkaç günde kendini tatmin ediyor!

Sonrası?
Allah kerim?

Memlekette o kadar çok olay yaşanıyor ki, unutmamak adına elimizden ne gelirse yapmak isteyelim bir türlü başaramıyoruz.

Aladağ olayının ardından İstanbul´daki bombalı saldırı olayı gündeme geldi.
Aladağ resmen unutuldu.

Tuvaletin olmaması küçük bir ayrıntı aslında?
Bu ayrıntının da bilinmesi gerekiyor ki, yüzümüzü Aladağ´a doğru bakar durumda tutalım..

 

 Xx

 

AH BE ÇOCUK

 

Ah be çocuk...

Baban zengin olsa kim bilir şimdi özel bir üniversitede iyi bir bölüm okuyor olurdun...

Bedellinin parası ödenir askerlikten de yırtardın...

Ekmek kavgası için üşüyerek, o küçücük kalbinde koca bir vatan sevdasıyla hem de bu gencecik yaşında toprak olmazdın...

Kim bilir ne hayallerin vardı...

3 ay öncesine kadar geleceğin için neler hayal ediyordun...

Var mıydı bir sevdiğin diye düşünüyor insan o güzel yüzüne bakarken...

Acıdı mı canın?

Annenin kıyamadığı ellerin üşüdü mü?

Nasılda gururla giydin ilk göreve başlarken o üniformayı kim bilir...

Peygamberimize komşu oldun olmasına da içim el vermiyor sesinin, nefesinin bu kadar kolay gidişine çocuk...

Helal etme hakkını, ölümüne bu kadar sessiz kalanlara...

Helal etme hakkını, yaşam hakkını elinden alanlara...

VAN, ÇORUM, GAZİANTEP, YOZGAT, ŞANLIURFA, SAMSUN, ADANA VE TÜM TÜRKİYEM...

BAŞIMIZ SAĞOLSUN...

(Bir okurumun gönderdiği yazı)