Oktay Erol


Zeytin


Deniyor ki;

?Biz gerçekleri anlatmak istiyoruz?

Zeytin ağaçlarını onbeş yıl içerisinde yüz milyondan yüzyetmiş milyona biz çıkardık!

Zeytin üretiminde dünya ikincisi olduk!´

Deniyor ki;

?Zeytin alanı olarak bilinen yerlerde geçmişte bir takım yanlış-hukuksuz uygulamalarla sanayi tesisleri yapıldığından zeytin alanları kullanılamaz duruma gelmiş.

Bunun için yapılacak yeni bir düzenlemeyle zeytin alanlarının üç kilometre yakınına tesis yapılmasına izin verilmeyecek. Tesis üç kilometreden sonra kurulabilecek.

Bu işte üstün kamu yararı varsa, bakanlık olur derse gerçekleşecek!

Ülkenin geleceği açısından zeytin mi daha önemli, yapılacak tesis mi? Konuyu bu açıdan görmek lazım?´

Başbakan Binali Yıldırım´ın ?zeytin´ anlaşmazlığı sürerken basının mikrofonuna konuştukları?

Anlamaya çalışalım.

***

Zeytini, son yıllarda en çok Canan Karatay´dan duyuyoruz.

Belki biraz abartı da sayılabilir ancak gerek besin değeri, gerek yıllara meydan okuması, gerek tarihteki kimi araştırmalara konu olması, gerek tıp dalında önemseniyor olması, gerek uzun yıllar doğada kalabilmeyi başarması, sanırım en önemlisi de kimi efsanelerde ?barışı´ simgelemesi insanların değer vermesinde öncülük ediyor.

Evet, öncülük ediyor-etmesine de?

Doğa katliamcıları, destekçileri bu ?öncü´ duruşu yerinde görmüyor olmalı ki ?zeytin mi daha önemli, tesis mi?´ diyebiliyor.

Peki ?hangisi´ daha önemli; zeytin mi, tesis mi?

Biri çıkıp ?ormanlık alanda tesis kurulacak, burada maden aranacak, ya da inşaat yapılacak´ dese ne düşünürüz acaba?

Tamama kardeşim ?alan orada, testereni getir kesmeye başla, yarını karanlık da olsa bugünü güzel olacak ya´ mı denecek?

Böyle düşünenler, doğanın katledilmesiyle neler olabileceğini bilmek isteyenler fazla değil sekiz-on yıl önce enerji üretilmek üzere ırmaklar üzerine kurulan hes´lerin geçtiği yerlerdeki yerleşim alanlarına bir baksın?

Kozan´ın köylerinden başlayıp, Feke´nin, Saimbeyli´nin hes kıyılı köylerinin önceki-bugünkü durumuna bir baksın!

Ne mi oluyor?

Ağaçlık alanlar yok edildiğinde, o yörenin ?iklimini´ bozuyorsunuz. İklimle gelen değişim topraklarında yetişen ürünleri de ?yetişmez´ duruma getiriyor. Bölgenin geçim kaygısı artıyor! Köylünün köyünü terk etmesine, alışık olmadığı ?kent yaşamı´ içinde boğulmasına neden oluyor!

Şimdi zeytinlik alanların sökülmesi,; yerine tesisler, maden ocakları, inşaatlar kurulması için tartışmalar sürerken, ?kararın´ şimdilik çekildiği yönünde bilgiler var; ama şimdilik?

Açıklama şöyle:

?Komisyon başkanı ile yaptığımız görüşme sonrasında zeytinlikle ilgili düzenlemeler komisyona çekilecek. Diğer maddelerin görüşülmesine devam edilecek. Bu arada hem Tarım, hem Sanayi, hem Çevre, hem Orman Bakanlığının görüşleri alındıktan sonra taraflar konuları değerlendirecek.´

Bakanların görüşleri alındıktan sonra, taraflar konuyu değerlendirecek; sözümona, zeytin alanlarına tesis kurulmasından vaz geçilmiş değil!

***

Sofralarımızın kaçınılmazı zeytin yeryüzünde çağlardan bu yana bulunur, Akdeniz kültüründe de önemli bir yer tutar.

Bilim her ne denli ne zamandan beri doğada bulunduğu söylenemezken, zeytin üzerine din kitaplarında, mitolojilerde bolca söz edilir.

Eski Ahit´te yer alan efsanelerden biri şöyle:

?Yarattığı ademoğlunun yeryüzüne kötülük tohumları saçtığını gören Tanrı, onu bir tufanla cezalandırmaya karar verir. Hazret-i Nuh´a bir gemi yapmasını, bu gemiye her temiz hayvandan erkek-dişi yedişer, her temiz olmayan hayvandan erkek-dişi ikişer, kuşlardan da erkek-dişi yedişer tane almasını söyler. Ardından büyük tufan başlar, Hazret-i Nuh ile gemisindeki canlıların dışında, yeryüzü üzerinde yaşayan her şey silinir. Tufan durulduğunda, çekilip çekilmediğini anlamak için geminin penceresinden bir güvercin salar. Sular çekilmediği için güvercin gemiye döner.  Yedi gün sonra güvercini yeniden salar. Güvercin bu kez, ağzında yeni koparılmış bir zeytin yaprağıyla döner. O zaman Nuh, suların yeryüzünden çekildiğini anlar. Ağzında zeytin yaprağı tutan güvercin, o günden bu güne, ümidin, barışın simgesi olur. Tufanın yok edici gücüne karşı direnen zeytin ağacı ise ölümsüzlüğün?´

Savaşların ?en´ kızgınlaştığı´ dönemlerde ?zeytin dalından´ söz edilir ya; doğa severler, dünya severler, insan severler, barış sevenler iktidardan ?zeytin dalı´ bekliyor; katliam değil!

110617