Mert Ali Çetin<br>Sihirli Topraklar
Tarih: 13.02.2015 16:20
BEKLEYEN ÇİFTÇİ
Çiftçimiz 2015 yılı tarımsal destekleme primlerinin açıklanmasını beklemektedir. 2015 yılı tarımsal destekleme prim fiyatlarının bir an önce açıklanması gerekir. Çiftçiler, 2015 yılı tarımsal destekleme primlerinin açıklanmasını beklemekte ve mısır, pamuk ve soya ekim sezonunun yaklaşmıştır. Bu ürünlere ait tarımsal destek prim oranının da bir an önce açıklanması gerekmektedir. Destek primi oranlarının açıklanma zamanının geçtiğini anlatıyoruz, duyuruyoruz aksi halde çiftçinin tahminlerine göre ürün ekeceğini, bunun da ürün hasadı zamanı sıkıntı doğuracağını bilmemiz gerekmektedir. Devletin pamuk, mısır ve soya gibi ürünlerden ihtiyaç olanı, daha fazla ekilmesini istediği ürünü prim sistemiyle yönlendirdiğini hepimiz bilmekteyiz. Durum böyle olunca ekeceğimiz ürün tahminden ileriye gitmemektedir. Bundan doğan ortam ise prim fiyatlara açıklanmadığı için çiftçinin tereddütte kaldığıdır. Son yıllarda destekleme fiyatlarının ocak ayı içerisinde en geç ise şubat ayı başlarında açıklanmakta iken Şubat ayına girmemize rağmen 2015 destekleme fiyatı açıklanmadı. Bu primlerin muhakkak bir an önce, ekim sezonundan önce açıklanması lazım ki çiftçi hesabını ona göre yapsın ve ekimini ona göre belirlesin. Pamuğa fazla ihtiyaç varsa pamuğa fazla prim verelim, soyaya ihtiyaç varsa soyaya prim verelim fazla ve çiftçimizi yönlendirelim. Bunun şubat ayı çıkmadan muhakkak açıklanması lazım. Bu üreticiler için, ülke ekonomisi için çok önemlidir. Yağlı tohum ve ham yağ ithalatının petrolden sonra en çok olan yani ikinci kalem olduğunu unutmadan, çiftçiyi yağlı tohumları ekmeye yönlendirmek gerekir. Bunun için özellikle soya ve pamuktaki destekleme primlerinin artırılması gerektiğine vurgu yapılması gerekir. Benim için pamukta gönlümden geçen en az 80 kuruş destekleme. Pamuk primi böyle olursa inanıyorum ki çiftçimiz pamuk ekimine yönelecektir. 80 kuruştan aşağısı pamuk ekimine teşvik sayılmaz. Soya için bir rakam açıklandı ama bunların arttırılması lazım. Türkiye’nin yaklaşık pamuk tüketiminin yıllık ortalama 1.5-1.6 milyon ton olduğunu varsayarsak, bunun ancak 500-550 bin tonunun Türkiye’de üretilebilmektedir. Kalan 1 milyon tonluk kısmın ithal ediliyor; yani yazık bizim paralarımızla çiftçilerimiz zengin olması gerekirken dışarıda hiç tanımadığımız insanlar ülkemizin, vatanımızın ve milletimizin parasını sömürmektedirler. Bunun tam tarifi kan sömürükcülüğüdür yani sülüklüktür. Halbuki Güneydoğu, Akdeniz ve Ege bölgesinde 2 milyona yakın kapasitemiz var, pamukta kendi kendimize yetecek bir ülke olabiliriz, yeter ki destek verilsin, biz bunu üretiriz. Pamuk üretimi çok düştü, herkes mısıra yönlenince ona da kötü oluyor. Herkes mısır üretince bu sefer mısır fiyatı da düşüyor. Hem ülkenin ihtiyacını karşılayamamış oluyoruz, pamuk açığı oluyor, soyayı karşılayamamış oluyoruz soya açığı oluyor, herkes gidip mısır ekince mısır da para etmeyince çiftçi de mutsuz oluyor. Bunun için devlet tarımsal desteklerden, ürün bazındaki primlerin makul oranlarda ve zamanında açıklanmasından geçiyor. Mısır’da gerçekten çok büyük bir açığımız vardı ama Allah’a çok şükür atlattık. Doğal olarak diğer ürünlerde destekleme olmadığı için insanlar tek ürün ekerek elde ettiği gelire ayakta kalma mücadelesi veriyor. Bunları aşmamız için desteklemelerin zamanında açıklanması ve gerçekten çiftçiyi kurtaracak derecede desteklemesi verilmesi gerekmektedir. Şimdi yaptığımız burada yerel atasözü ile “10 dönüm bostan, yan gel yat Osman” paraleldir. Biz Türk milleti, Türk çiftçisi olduğumuza göre bizde durmak, yorulmak yoktur ama bu insanlara yol gösterecek bir lider aranmaktadır! Akıttığınız her terin hakkını almanız dileğimle!
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —