Fevzi ARMAĞAN<br>Er Meydanı

Tarih: 23.01.2015 11:00

İslamda akrabalık görevlerimiz

Facebook Twitter Linked-in

Değerli dostlarım. Dinimizin, kaynaştırıcı, seviştirici, mübarek bir müessese olarak takdim ettiği, fazilet ve fedakârlık ölçüleri içerisinde yaşatılmasını ısrarla emrettiği akrabalık müessessi kutsal bir kuruluştur. Dede, baba, anne, torun, amca, hala, ağabey, abla, dayı, teyze ve kardeşlerden meydana gelen yakın akrabalarımızın ve bunların dışındaki hısımlarımızdan her birine, sevgi beslemek münasebet kurmak, alakayı devam ettirmek, mukaddes görevimizdir.

Onları Hakka çağırıp, batıldan uzaklaştırmak gerekli maddi ve manevi yardımları yapmak bu konuda kutsal kitabımızda şöyle buyrulmuştuı; “ Allah’ a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Sonra anaya babaya iyilik edin. Akrabaya öksüzlere ve yoksullara da iyilik edin”

Yüce Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur.

“Allah’ a ve ahret gününe iman eden kimse, akraba arasındaki iyi münasebeti devam ettirsin” Değerli dostlarım; müminlerin, aralarında Hak’ kı ve sabrı tavsiye etmeleri, vahyin, ilmin ve olgun aklın çirkin gördüklerinden sakındırmalı vazifeleridir. Yüce Mevlamız, Peygamberimize insanları Allah’ ın nizamına davet ederken önce yakın akrabalarından başlamasını şöyle emir buyurmuştur: “Önce ve yakın soydaşlarını Allah’ ın Dini’ ne davet ederek kendilerine öğüt ver de, cehennem azabı ile korkut.” Maide Suresinde: “İyilik etmek, fenalıktan sakındırmak hususunda birbirinizle yardımlaşın” buyurmuştur. Bizlerin yardımlarımıza, hatta zekâtlarımıza en ehil ve layık olanlar akrabalarımızın fakirleridir. Peygamberim bu hususta şöyle buyurmuştur. “Sadakaların (Yardımların) en faziletlisi kindar (da olsa) akrabaya yapılmalıdır.” “Yoksula yardım etmek ibadettir. Akrabaya yardım da iki ecir vardır. Birisi yardım ecri diğeri de akrabayı görüp gözetme ecridir” buyurmuştur Peygamber (S.A.V).

 Sevgili dostlar haftaya devam edeceğiz. Selam ve dua ile Allah’ a emanet olun.

 

ANLAMAZLAR

Bir ömür çağırdık biz bu sevdaya

Yolumuzdan anlamazlar ne çare

Arı gibi kanat çırptık doğaya

Balımızdan anlamazlar ne çare.

 

Kimse bülbül gibi ahu zar etmez

Çorak topraklarda ne batat bitmez

Söylerim, söylerim sözüm kar etmez

Dilimizden anlamazlar ne çare.

 

Hak rızasın için dağlar aşarız

Kimsesizin yardımına koşarız

Tarzımız bu Müslüman’ca yaşarız

Halimizden anlamazlar ne çare.

 

Yakalanmış zemherinin kışına

Takılmış gidiyor nefsin peşine

Herkes karaçalı takmış döşüne

Gülümüzden anlamazlar ne çare.

 

Ya hayır konuşur yahut susarız

Hal bilemezle muhabbeti keseriz

Bir sevdayız buram buram eseriz

Yelimizden anlamazlar ne çare.

 

Armağaın’ ım, her gördüğünü yutan

Bizden değil kâfir ile saf tutan

Kutsaldır dinimiz, kutsaldır vatan

 

İlimizden anlamazlar ne çare.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —