Aladağ Yurt Yangını Mahkemesi Görülmeye Başlandı

Aladağ Yurt Yangını Mahkemesi Görülmeye Başlandı

Aladağ´da Süleymancılar cemaatine ait öğrenci yurdunda 29 Kasım 2016 günü çıkan ve 11´i kız çocuğu ve bir görevli olmak üzere 12 kişinin hayatını kaybettiği yangın faciası ile ilgili davanın 6. duruşması görülmeye başlandı.

Aladağ´da Süleymancılar cemaatine ait öğrenci yurdunda 29 Kasım 2016 günü çıkan ve 11´i kız çocuğu ve bir görevli olmak üzere 12 kişinin hayatını kaybettiği yangın faciası ile ilgili davanın 6. duruşması görülmeye başlandı.

Görülen davada ikisi tutuklu toplam 16 sanık var. Tutuklu sanıklar yoğun güvenlik önlemleri altında sabah saatlerinde Kozan Ticaret Odası´na getirildi.

Aladağ´da Süleymancılara ait Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği´ne bağlı kız yurdunda yaklaşık 2 yıl önce çıkan yangında 12 kişi hayatını kaybetmiş, 24 kişi de yaralanmıştı.

Hayatını kaybeden çocukların aileleri de Kozan Ticaret Odası önünde mahkeme başlamadan önce açıklamalarda bulundu. Mağdur ailelere hukuki destek de bulunan ve davayı yakından takip eden Sosyal Haklar Derneği avukatı ve aynı zamanda Genel Sekreteri Can Atalay bir açıklama yaptı:

?11 kız çocuğu göz göre göre ölüme gönderilmesinin, oradaki yurdun kaçak olmasının ve çocukların orada gündelik işleri yapmaya zorlanmasının bilinmesine rağmen, ölmemesi için aksine önlem almadınız. Şu an Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü düzeyindeki bir yargılama yeterli değildir.

Ailelerin cezası nedir? Siyasi partilere, tüm adaylara sesleniyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi raporu gerçeği yansıtmamaktadır. 500 sayfalık raporun içerisinde, ailelerin beyanına ilişkin iki cümle vardır. Sadece iki cümle. Ailelerimize ne söylendiğini, kimin oraya yönlendirdiğini, Süleymancıların ne ettiğini ayrıntılarıyla anlatmışlardır. Olmayacak, olamayacak işe imza atarak ailelerin beyanları, suçu örtbas etmek için gizlenmiştir. Bunun hesabı sorulur ama bütün seçim sürecine girmiş adaylara sesleniyoruz. Davanın tarafını belli edip delil karartmaya çalışanlara, kendini kurtarmaya çalışanlara seslenin. Biz buradayız. Davamızın takipçisiyiz. Ailelerimiz burada.? diye konuştu.

Aladağ yurt yangınında hayatını kaybeden çocuklardan Sümeyye Yetim´in babası Ahmet Yetim´de konuştu.

?Köyümüzde 10 tane öğrencim olan bir okul kapandı. Birileri başka yerlere taşıma verdi. Bu okulun açılması için ben Aladağ Kaymakamlığı´na, Aladağ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü´ne ve Valilik´e dilekçe verdim. Bunlardan bir cevap alamadım. Adana İl Milli Eğitim Müdürü Turan Akpınar´ın yanına gittim. Kapıyı çalmadan adam bana dedi ki; ?Aladağ aileleri olarak, beyaz kağıt üstünde karayazı olsanız size inanmam. Sizin çocuklarınız Kozan YİBO´ya da gitse yanacaktı? dedi. Adam böyle konuşunca, ne benim okulumu aç diyebilildim ne de benim çocuğum okula gitmiyor, diyebildim. Bu adam benim çocuğumun Kozan YİBO´da yanacağını ne bilir? Buradan yetkili Milli Eğitim Bakanı´na sesleniyorum. Bu acıları bu olayları, ciğeri yanmış annelere gözl yaşları silinmemiş babalara sesleniyorum. Geride kalan yavrularda böyle olmasın. Ben bunun için adalet istiyorum? diye konuştu.

Mahkemeye Adana Baro Başkanı da geldi. Baro Başkanı Veli Küçük´te basın mensuplarına kısa bir açıklama yaptı: ?Bugün Aladağ yurt yangını faciasının, katliamının duruşmasındayız ve sivil toplum örgütleri hassasiyet gösteren toplumumuzun katmanları ile birlikte buradayız. Bu süreci başından bu yana Adana Barosu olarak takip ettik, bundan sonraki sürecinde de takip etmeye devam edeceğiz. Anayasa´dan kaynaklanan eğitim hakkı, fırsat eşitliğinin yaşama geçmesi için devletin insanlara sağlamakla zorunlu olduğu eğitim hakkının ihlal edildiği ve de devletin bu alanı birtakım cemaatlere, dini gruplara teslim ettiği bir olay. Ne yazık ki bu yaşanan olay ve Türkiye´nin birçok yerinde ilçelerde, illerde sayısı binlerle ifade edilen başka yurtların olduğu da hepimiz tarafından bilinmekte. Bu vahim olayı basit bir ihmal basit bir kaza olarak değerlendirebilmek mümkün değil. Bilirkişi raporları ile dosyada var olan delillerle sabit olduğu üzere, var olan eksiklikler yangının çıkmasına, yangının bu kadar ciddi acıya dönüşmeye sebebiyet veren unsurlar göz göre göre geldi ve bunun adı cinayet. Buna kaza dersek, ne ihmal ne de kader dersek, önümüzdeki süreçte diğer yurtlarda da diğer kamusal alanlarda ki bu tür durumlarda da çıkabilecek sonuçları şimdiden meşru hale getirmiş oluruz. Ben ailelerimizin, çocuklarımızın acısını bir kez daha paylaşıyorum. Adana Barosu olarak, avukatlar olarak bu davayı bu sürecin sonuna kadar takip etmeye bir kez daha ailelere, kamuoyuna söz olarak ifade ediyorum? diye konuştu.

Mahkeme öncesinde yapılan konuşmaların ardından hayatını kaybeden çocukların aileleri ve avukatları duruşma salonuna geçti.