Önce ejder meyvesiyle şansını deneyen Erkek, beklediği pazarı bulamayınca rotasını domates ve salatalığa çevirdi. Ancak en büyük farkı, ürünlerini doğrudan tüketiciye satarak yarattı.
Yaklaşık iki yıl önce 2 dönümlük atıl arazisine ejder meyvesi serası kuran Erkek, “Pazar bulamayınca söktük, salatalık ve domatese döndük. Şimdi memnunuz,” dedi. Yeni üretim modelinde ise en büyük farkı, aracıları aradan çıkarmak oldu. Ürününü market ya da manav yerine doğrudan kendi serasında satışa sunan Erkek, böylece hem daha iyi kazanç sağladı hem de emeğinin değerini buldu.
“Market ve manava verdiğimizde bize 25-30 TL teklif ediyorlar, sonra kendileri 50 TL’ye satıyor. Aracı benden çok kazanıyor. Benim emeğim heba oluyor. Şimdi ise 35-45 TL arasında doğrudan satıyoruz, bu da bizi kurtarıyor,” diye konuşan Erkek, çiftçinin en büyük sorunlarından birine dikkat çekti: Aracı kârı.
Serada eşiyle birlikte çalışan İbrahim Erkek, günde 14 tonluk bir hasat gerçekleştirdiklerini ve geçimlerini bu küçük ancak verimli araziden sağladıklarını belirtti. Seracılığın kolay bir iş olmadığını da vurgulayan Erkek, “Dışarısı 30 derece ama seranın içi 45. Buna rağmen işimizi severek yapıyoruz,” dedi.