Doğu Türkistan'da Çin tarafından yapılan zulümlere sessiz kalmayan Kozanlılar, Doğu Türkistan'daki zulmün bitmesi için çağrıda bulundular.
Memur-Sen, Hak-İş, TUGVA, Eğitim Bir-Sen, TOC Bir-Sen, Bem Bir-Sen, Diyanet-Sen, Beyazay Derneği ve Büro Memur-Sen işbirliği ile Doğu Türkistan'da yapılan zulümlere karşı basın açıklaması gerçekleştirildi.
Muhsin Yazıcıoğlu Parkı'nda gerçekleştirilen basın açıklamasında, sendikaların yanı sıra çok sayıda vatandaş Türk bayrakları ile hazır bulundu. kur'an-ı Kerim okunması ile başlayan programda ortak basın açıklamasını Eğitim Bir-Sen Kozan temsilcisi Umut Gül gerçekleştirdi.
Gül, Çin’in 1949 yılından bu yana sürdürdüğü baskıcı tutumunun artarak devam ettiğini, bugüne kadar 35 milyon insanın öldürüldüğünü, binlerce insanın sebepsiz yere tutuklanıp ağır işkencelere tabi tutulduğunu, kiminin evine dönemeyip belirsiz zindanlarda çürüyüp gittiğini, evine dönenlerin ya sakat ya hayata tutunamayacak derecede ruhsal travma geçirdiğini ifade ederek açıklamasına şöyle devam etti:
“Doğu Türkistan'da, bu yıl da özellikle
Kur'an okudukları, namaz kıldıkları ve oruç tuttukları için kardeşlerimize eza cefada sinir
tanınmiyor.
Hayati tehlikenin, tutuklanmanın an meselesi olduğu, seyahat özgürlüğünün olmadığı, şedit
yöntemlerle nüfus planlaması yapılarak mecburi kürtajların uygulandığı, dil baskısı altında Kimliginden uzaklaştırılan, inancını yaşaması artık ham bir hayale dönüştürülen, tarihinden
kopartılmaya çalışılan Doğu Türkistan'da insanlık siyasi çıkarlara feda edilmekte, Ipek
Yolu'nda kan dökülmekte, mahzun Doğu Türkistan'ı dünya sadece izlemektedir.
Doğu Türkistan'da; Gazze, Orta Afrika, Mısır, Irak veya Suriye'deki zulümlerden farklı bir
zulüm yaşanmaktadır. Buranın dünya ile iletişimi kesilmiş, haberleşmeden yalıtılmış; kapalı
devre bir işkence, katliam ve zorbalık sanki yokmuşçasına hunharca icra edilmektedir.
Dünya ile irtibatı kesilen ve yıllarca katliama maruz kalan, baskı ve zulüm altında inleyen
Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin çektiği çilenin sona ermesi için vicdan sahibi bütün insanlar
seslerini artık daha çok yükseltmeli, en temel insan haklarının bile çok görüldüğü bu
topraklarda Çin'e gereken tepkiyi göstermelidir.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ülkeleri, insan hakları savunucuları, Müslüman ülkelerin
devlet başkanları ve İslam Konferansı Örgütü, bunca zulmün yaşandığı, binlerce insanın
katledildiği Doğu Türkistan'a karşı hâla sessiz kalmaktadır. Söz konusu ülkeler ve
uluslararası kuruluşlar, siyasi çıkarlar uğruna insanlığı feda etmemeli, insan haklarını ve
hümanizmi sadece mesaj konusu olarak görmediğini ortaya koymalıdır.
Ülke olarak Doğu Türkistan'a karşı tarihi sorumluluklarımız bulunmaktadır. Bu nedenle,
Çin'de Müslümanlara uygulanan zulüm ve vahşeti durdurma görevi ilk önce Türkiye'nindir.
Türkiye, Ata Yurdu'na sahip çıkmalı ve bu konuda daha çok rol üstlenmelidir.”
Düzenlenen basın açıklaması sonunda, Doğu Türkistan'da zulüm karşısında hayatını kaybedenler için dua edildi.