Ünlü, manifestoda, hayvan hakları saha uygulamalarının hükümet ve meclis desteğiyle gönüllülere ve sivil toplum kuruluşlarına (STK'lara) devredilmesi gerektiğini vurguladı.
Manifestoda, Türkiye'nin her ilinde hayvan hakları için çalışan gönüllüler ve STK'ların olduğu belirtildi. En az bir hayvan saha gönüllüsü bulunmayan bölgelere ise öldürülmek yerine sahada çalışma yapmak üzere göç edecek gönüllüler hazır olduğu ifade edildi.
Ünlü, öncelikli hedefin üretim ve üremeyi durdurmak olduğunu vurguladı. Birden fazla STK'nın sıfırdan tümden karakteristik anlamda süreci başlatabilecek, 7 bölgede aynı anda yönetebilecek ve hayvan saha uygulamalarının kamuoyu üzerinde de olumlu yansımalarını sağlayacak güce sahip olduğunu belirtti.
Manifestoda, ülkemizde mahalle barınaklarının oluşturulmasının, küçük ölçeklerde olacağı için yönetilmeleri de kolay olduğu vurgulandı. Veya tahsis edilecek alanlarda büyük bölümlerle kafes yerine doğal ortamlarında yaşatılabilmeleri de mümkün olduğu ifade edildi.
Meclisten talepler ise şu şekilde sıralandı:
Hayvan saha uygulamalarının fiziki şartlar, teknik personel ve alan destekleri ile bölge bölge hayvan saha gönüllülerine devredilmesi. Bu kısırlaştırmaların da disiplin içinde yapılmasını ve sahada önce dezavantajlıların (asosyal veya kendini idame edemeyeceklerin) gönüllüler tarafından tespit edilmesi ve uhdelerine alınması ve tüm sahanın kimliklendirilmesi ve aşılanması. Sokak hayvanlarının toplanıp "ülke şartları gerçeğidir ki" işkence ve modern olmayan yollarla öldürülmesine son verilmesi. Toplumda şiddete eğilimli bireylerin hayvanlara işkence ve ülke çapında öldürmelerine neden olacak çözümlerden kaçınılması. Genel yönetimin ve meclisin "öldürmeyeceğiz, gönüllülere ve sevenlerine baktıracağız" ifadesi ve davranışı, toplumun kötücül olan şahıs ve grupları için şiddet yanlısı olunmadığının ve şiddetin, vahşetin ve katliamın hoş karşılanmayacağının da çok önemli bir işareti olacaktır. Toplumda barış ve huzurun tesisi için hayvan haklarında da ortak paydada bulunulması.
Manifestoda, bu çözümün uygulanmamasının nedenleri ise şu şekilde sıralandı:
Belediyelerin asıl görevi olan "kısırlaştırmayı" yapmamaları. Yerel yönetimlerin gönüllülerle çalışmama direnci ve barınak personellerinin de sürgün edilenlerden olması.
Ünlü, manifestoyu şu sözlerle sonlandırdı:
"Türkiye, canlının türü ne olursa olsun katliamlarla anılmaması gereken kıymetli bir toplumdur. Vicdanlı bir toplumdur. Hayvan Hakları Saha Uygulamalarını Hükümet/Meclis Desteği ile Aşkın Çalışan Gönüllülere/STKLARINA VERİNİZ!"