Tarih: 17.04.2015 15:09

ÖNCÜ: “BU SALDIRILARIN AMACI BÜYÜK İSRAİL’ İ KURMAK”

Facebook Twitter Linked-in

Son günlerin en sıcak gelişmesi Ermeni Soykırımı iddiası. Her yıl başımızda demokrasinin kılıcı gibi sallandırılan sözde soykırım iddiası, tarihi bir düşmanlığın bir göstergesidir. Ecdadımız Osmanlıya 19 haçlı seferi yapıp her defasında yenilen haçlılar bunun intikamını almak için saldırılarını devam ettirmektedir. 1989 yılında Sovyetler Birliğinin yıkılmasından sonra düşman rengini kırmızıdan yeşile çeviren haçlı kendilerine hedef olarak seçtikleri İslam’a saldırmaktadır. 1990 da 20 haçlı saldırısını başlatan batı, Irak’ta Afganistan’da Suriye’de Sudan’da Yemende Filistin’de ve birçok İslam ülkelerinde saldırılarına devam etmektedir. Bu saldırıların amacı Yeni Dünya Düzeni Dedikleri Büyük İsrail’i kurmak Arz-ı Mevut hayallerini gerçekleştirmek. Nihai hedef Türkiye’dir. Çünkü Arz-ı Mevut sınırları üzerinde, Kapadokya ve güneydoğu Bölgemizde bulunmaktadır.

Terör saldırısıyla ekonomik saldırılarla, dış politikalarda köşeye sıkıştırarak yok etme projesi uygulanmaktadır. Amaçları Anadolu’da bağımsız bit Türkiye olmasın yeniden büyük Türkiye olmasın.

Bu gerçekleri görmeyen görmek istemeyen yöneticiler, Avrupa birli bakanlığı kurarak sözde soykırımı tanıyan ülkelerin içine girmek isteme gaflet ligini göstermektedir. Dış politikada Amerikan’ın paralelinde bir yol izlemektedir. Bu da yetmezmiş gibi Papa Fransuva’yı ülkemize davet etmektedir. Davet mektubu  ileriyi görememenin bir ifadesidir. Ne diyor mektubunda;

“ Kutsiyetpenahları Papa Fransuva,

Ülkemizi ziyaretiniz için yüce kişiliğinize selefim Sayın Abdullah Gül tarafından yapılan daveti Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni Cumhurbaşkanı olarak, göreve başladığım şu günlerde yenilemekten özel bir memnuniyet duymaktayım.

Katolik aleminin ruhani liderliği görevini, üstlendiğiniz tarihten bu yana dünya barışı ve insanlığın kardeşliği ve huzuru için göstermekte olduğunuz değerli gayretlerinizi takdirle izlemekteyim. Çalışmalarınızın katkı ve etkilerini Birleşmiş Milletler himayesinde sürdürülen ve Türkiye’nin de eş başkanlığını yürütmekte olduğu Medeniyetler İttifakı sürecinin hedeflerine erişilmesi bakımından da ayrıca önemsemekteyim.

Günümüzde farklı dinlerin mensupları arasında diyaloga ve karşılıklı anlayışa her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Farklı din ve inançlara ev sahipliği yapan, din ve vicdan hürriyetinin anayasa teminatı altında bulunduğu Türkiye, bu bağlamda örnek bir konumdadır. Ülkemize yapacağınız ziyaret tüm insanlık için ayrı bir önem ve anlam taşıyacak. Tarihte yaşanan anlaşmazlıkların giderilmesi ve geleceğe umutla bakılmasına yardımcı olacak, mesajların verilmesine vesile olacaktır.

Programınız açısından uygun olduğu takdirde 28-30 Kasım 2014 tarihlerinde Yüce Kişiliğinizi ülkemizden ağırlamaktan, onur ve mutluluk duyacağımı bildirmek isterim.

Bu vesile ile Yüce Kişiliğinizin sağlık ve mutluluğu için en halisane dileklerimi sunarım”

Herzamanki gibi aldatıldık, kandırıldık gibi çocukça açıklamalar yapılmakta. Saadet Partisi olarak bunu kabul etmemiz mümkün değil diyoruz. Halkımızın uyanık olmasın istiyoruz. Burada farkı anlamamız için Rahmetli Erbakan hocamız ne diyordu;

ERBAKAN’DAN PAPA’YA
Şu papa denen adamın herzelerini dinlediniz. Ne kadar cahil, ne kadar kindar, ne kadar zavallıdır. Çünkü İslam’ı bilmiyor, kendi bir şey zannediyor. Ve farkında değil ki, insanlık medeniyeti İslam’dan öğrenmiştir. Bütün medeniyetleri İslam kurmuştur. İslam barışın tek çaresidir. Bu papa olacak adam önce özür dilesin. Sonra tövbe etsin ve sakın Türkiye’ye gelmeye kalkmasın!”

Peki Hocamız böyle diyor, atalarımız ne diyor;

FRANSADA DANSIN YASAK EDİLMESİ

Dans, ilk defa kanuni zamanında Fransa’da yapılmaya başlanmıştır. o zaman Osmanlı imparatorluğunun sınırları Avrupa’nın ortalarında idi ve Fransa’ya dayanıyordu. bu dans denen “melanetin” ilk yapılmaya başlandığını duyan kanuni, zamanın Fransa kralına bir mektup yazdı. Kanuni’nin Fransa kralına yazdığı tarihi mektup aynen şöyledir:

``ey Fransa kralı Fransuva! 
sefir-i kebirimden aldığım mazhara göre malumatım oldu ki, memleketinde dans namında ala mele-innasfuhşiyyat ve lubiyat yapıyormuşsun. iş bu name-i humayunumun eline vusulünden itibaren bu mel`anet rezalete son vermediğin takdirde, ordu-yuhumayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum.``

günümüz Türkçesi :
“ey Fransa kralı fransuva! ben ki, kırk sekiz krallığın hakanı kanuni sultan Süleyman han`ım. sefirimden aldığım rapora göre, memleketinizde dans adı altında kadın erkek birbirine sarılmak suretiyle insanlar arasında oyun oynanmakta olduğunu işitmiş bulunmaktayım.
hemhudut olmaklığımız dolayısıyla, iş bu rezaletin memleketime de sirayeti ihtimali müvacehesinde name-i hümayunum elinize ulaştığından itibaren derhal son verilmediği takdirde, bizzat ordu-yu hümayunumla gelip men`e muktedirim!..”

rivayete göre, Kanuni’nin bu mektubundan sonra Fransa’da yüz sene dans yapılmamıştır.

Ey! AKP yöneticileri bunlardan ders alın. Atalarımızın kemiklerini sızlatıyorsunuz, kandırıldık, aldatıldık, arkadan hançerlendik gibi çocukça savunmaları bırakın, kendinize gelin. Her tarafınızı virüs sarmış, çaresiz bir hastalığa tutulmuşsunuz. Halka gerçekleri söyleyin; biz bu işi beceremedik, yapamıyoruz özür dileriz deyin. Tarih sizi affetmeyecek bu halk size 7 Haziranda dersini verecek. Aklınızı başınıza getirecek.

Milli İttifakla tekrar ülkeyi yaşanabilir bir hale getirecek tarihteki şerefli yerini alacak, İslam birliğini kuracak. Halkımızın beklediği Ahlak ve Maneviyat atılımını yapacak. Ağır Sanayi hamlesini gerçekleştirecek. Terörü sonlandıracak, ekonomik kalkınma seferberliği başlatacak. Banana Amerika’dan siyaseti hayata geçirilecek” dedi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —