Ben cinleri ve insanları anca
bana kulluk etsinler diye yarattım.
Zariyat 56
Varlık aleminde hiçbir şey amaçsız yaratılmamıştır. Vahyin muhatabı olan insan ise eşref-i mahlukattır, onun hayatının anlamsız ve amaçsız olması tasavvur edilemez.
Kıldığımız namazların her rekatında gayemiz bize hatırlatılmakta Fatiha suresinde Rabbimiz şöyle buyuruyor; “Ancak sana kulluk ederiz, yalnız senden yardım dileriz.” Fatiha 5 bu ayeti her namazda tekrar tekrar okunmamız bizim kulluk bilincimizi tazeler ve varlık amacımızı hatırlatır.
Ramazan yüksek bilinç seviyesinde Allah'a kulluk yapmamız için ilahi bir davettir. Gökte Hilal, minarede ezan, iman ettiğimiz Kur'an, Ramazanda farz kılınan oruç, camiler bizi Allah'a kulluğa çağırıyorlar.
Ramazan hilali bize ben geldim Sen niye gelmedin dememeli
Kur'an bize Ben buradaydım Sen neredeydin dememeli
Ezan bize Ben senin için okundum ama sen yoktun dememeli
Camiler bize ben hep senin yolunu bekledim alnından öpmek için ama seni bulamadım dememeli
Ramazan'la kulluk bilincimizi güncelleştirip ömür boyu sağlıklı bir şekilde devam ettirmeliyiz. Mevlana mesnevinin ilk beytinde “Bişnev(dinle)” diye başlıyor yani Gökler ve yerler bizi Allah'a kulluğa çağırıyor, o çağrıyı dinle ve sana verilen vazifenin başında ol.
Oruç, O çağrıya icabettir Hilal'in ve Kur'an'ın çağrısını Gönül kulağı ile işitip o çağrıya koşmaktır.
Milletçe yaşlısıyla genci ile kadınıyla erkeğiyle çocuğuyla büyüğü ile o çağrıya koşuyoruz Camiler doluyor, oruçla, namazla okunan Kur'an ile ruhumuz manevi açlığını gideriyor bunlar bize öyle bir iman şuuru kazandırıyor ki;
Oruç tutan bir insan nerede olursa olsun ister evin mutfağında, ister Bir dağın başında hayvanlarını otlatıyor olsun sahurdan iftara kadar bir lokma ekmek yiyemiyor bir yudum su içemiyor
Niçin?
Orucum bozulmasın Allah'a kulluğun darbe almasın diye bu yüksek bir iman şahikasıdır ve Allah'a kulluğun zirvesidir Çünkü o izin vermedikçe orucu bozan hiçbir şeyi yapamıyoruz. Bu imanda İhsan Makamıdır yani; “Allah’ı görüyormuş gibi yaşamaktır” imanın da yüksek makamıdır.
Kalp, Allah'ın kitabındaki şu ayetlerini sanki okuyor ve anlıyor.
“Nerede olursanız olun o (Allah) sizinle beraberdir” Hadid Ayet 4
“Rabbin her an gözetlemektedir” Fecr Ayet 14
Ramazan'da hepimiz bu şuuru kazanıyor ve imanımızı tazeliyoruz. Muhittin Arabi “takva sahiplerinin kalbine Kur'an her an nüzul(iniş) halindedir” diyor.
Biyolojik hayarımızın devam etmesi için nasıl hava, su, gıda ve vitamine ihtiyacı varsa Ruhi sağlığımızın da devam etmesi için Allah’a kulluğa, ibadetlere ihtiyacı vardır.
Kalbi, Allah sevgisinden başka hiçbir şeyi doyuramaz, kalpte manevi boşluk oluşur.
Bunu kalbi yaratan ve onu en iyi bilen Allah, bize haber veriyor.
“İyi bilin ki kalpler ancak Allah'ı anmakla, (onun Zikri) ile huzur bulur” Rad, Ayet 28 buyurmakla kalbin huzur reçetesini bize bildiriyor. Ramazan o reçeteyi tatbikata koyma zamanıdır, sonrada bir ömür boyu devam ettirme faaliyetidir. Bu açıdan Ramazan, bulunmaz bir fırsattır, eşşiz bir zaman dilimidir. Bu fırsatı değerlendiremeyenler son dem’de iç yakıcı bir pişmanlığı yaşarlar. Kalbin kalitesi yükselmeden, kulluğun seviyesi yükselmez.
İbadetlerin kabulünün en büyük alameti onun ahlakımıza yansımasıdır. Samimiyetle yapılan ibadetler ahlakı da güzelleştirir. Bu vesileyle ibadetleri, Allah'ın bizden istediği ve beğendiği bir kalitede içtenlikle yapmalıyız.
Bu bizim ulvi ve asli vazifemizdir bize her nefesi karşılıksız Veren Allah bizden bunu istiyor bir nefes ne kadar kıymetli yoğun bakım ünitesinde Entübe olanlar bunu en iyi bilirler Onun için her nefesi Allah'a kulluğa harcamak her nefesi değerlendirmek demektir.
Vakti en hayırlı şeylere harcamak en hayırlı insan olma gayretinin neticesidir
Cenabı Allah kendisini zikretmek, kendisine şükretmek ve kendisine güzel kulluk yapmakta bize yardım eylesin.
Milletimizi aziz, neslimizi temiz, ordularımızı Muzaffer eylesin
Selam ve dua ile...
Abdurrahman Yılmaz
Emekli İmam-Hatip