29 Kasım 2016'da Aladağ ilçesindeki Süleymancılara ait bir kaçak yurtta çıkan yangında 11'i çocuk, biri eğitmen olmak üzere toplam 12 kişi yaşamını yitirdi. Yangının ardından yaşananlar, Türkiye'deki yurt denetim sistemindeki açıkları ve cemaat yurtlarına teslim edilen çocukların kaderini sorgulatan bir trajediye dönüştü.
İHMALLER ZİNCİRİ
Yurtta, çıkış kapılarının kilitli olduğu, yangın merdiveninin işlevsiz kaldığı, elektrik tesisatında ciddi sorunlar olduğu gibi ihmaller zinciri tespit edildi. Olayın ardından 18 kişi yargılandı ve sekiz sanığa 4 yıl 2 ay ile 15 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Ancak kamu görevlileri hakkında gerekli cezaların verilmediği yönünde eleştiriler var. Örneğin, yurdun eksikliklerini denetlemeyen yetkililerin "ödül gibi" hafif cezalar alması ve hala görevde kalmaları büyük tepki çekiyor
EĞİTİM VE DENETİM EKSİKLİKLERİ
Facia, kamusal eğitim ve yurtların güvenliği konusundaki sorunları bir kez daha gündeme getirdi. Cemaatlere ait yurtların ciddi denetim eksiklikleriyle faaliyetlerini sürdürdüğü ve çocukların tarikat yurtlarına teslim edildiği gerçeği, aileler ve hukukçular tarafından eleştiriliyor. Sosyal Haklar Derneği'nin yaptığı açıklamada, "Bilimsel, laik, kamusal eğitim hakkının sağlanması için mücadele ediyoruz. Çocuklarımız cemaatlere emanet edilmemeli," ifadeleri kullanıldı.
SEKİZ YILDA NE DEĞİŞTİ?
Aladağ faciasından bu yana geçen sürede devletin kendi yurt kapasitesini artırmaya yönelik çabaları sınırlı kaldı. Ailelerin ekonomik yetersizlikler nedeniyle çocuklarını cemaat yurtlarına göndermek zorunda kalması devam ediyor. Bu süreçte yeni düzenlemeler yapılmış olsa da denetim mekanizmalarının hala yetersiz olduğu, pek çok cemaat yurdunun güvenlik standartlarına uymadığı belirtiliyor.
NEDEN DEVLET YETERİNCE ADIM ATMIYOR?
Yeterli devlet yurtlarının yapılmaması, bütçe ve politik öncelikler konusundaki eleştirileri de beraberinde getiriyor. Cemaat yurtlarının varlığı, yalnızca bir eğitim sorunu değil, aynı zamanda siyasi ve sosyal bir problem olarak görülüyor. Çocuklarını kaybeden aileler, sorumluların adil şekilde cezalandırılmadığını ve çocuklarının adaletinin sağlanmadığını düşünüyor.
Aladağ yangını, yalnızca 12 canın kaybıyla değil, ülkenin eğitim ve denetim sistemindeki büyük açıklarıyla da hatırlanıyor. Çocukların güvenliği ve geleceği için kamusal eğitim hakkının öncelikli olması, cemaat yurtlarının sıkı denetim altına alınması ve sorumluların cezalandırılması gerekiyor. Bu facianın unutulmaması ve benzer olayların yaşanmaması için mücadelenin sürdürülmesi şart.