Anahtar Kelimeler: Söylediği üniforması kefeni

Söylediği oldu, üniforması kefeni oldu

Söylediği oldu, üniforması kefeni oldu

Söylediği oldu, üniforması kefeni oldu

Bazen acıları anlatmakta kelimeler kifayetsiz kalıyor. Her hafta farklı bir şehidimizin yakınının, ailesinin evine gittiğimizde farklı farklı acı tablolarla karşılaşıyoruz. Hepsinin ortak özelliğine baktığımızda; yüreklerde dinmeyen bir acı, aradan yıllar da geçse sönmeyen bir kor ateş var yüreklerde.

Bu hafta İmamoğlu'na bağlı Ağzıkaraca Köyü Ekşiler Mahallesi’nde doğup büyüyen, daha sonra da vatanı için PKK'lı teröristlerle çatışırken şehit olan Şehit Er Atilla Ekşi'nin baba ocağına konuk olduk. Bizleri şehidimizin yengesi Sevcan Hanım ile yeğeni Burçin Hanım karşıladı. Annesi Nezahat Hanım yakınının bir cenaze törenine gittiği için köyde bulunmuyordu. Bizleri hoşgörü ile karşılayan misafir eden Ekşi ailesine teşekkür ederek, bu haftaki yazı dizimize başlıyoruz.

Çocukluğu sessiz ve sakinki

Atilla Ekşi 1966 yılında doğdu. Babası Bekir annesi Nezahat Hanım. 6 kardeşten biriydi. Evli değildi. Çocukluğu sürekli ailesine yardım etmekle geçti. Hayvanlara özel bir ilgisi vardı. Özellikle güvercin besleme konusunda büyük bir hobisi vardı. Güvercin alıyor, besliyor, onlarla vakit geçiriyordu. Köpeklere ayrıca ilgi duyan Şehit Atilla Ekşi’nin “Tarzan” adında bir de köpeği vardı. Köyde büyüdüğü için hayvancılık ve tarım işleriyle uğraşırken, askerlik günü geldi çattı. Mardin'e bağlı Nusaybin ilçesi Ömerli beldesinde askerlik görevini yapmaya başladı.

Teröristlere kan kusturdu

Bölücü terör örgütü PKK'nın yeni yeni alevlenmeye başladığı dönemde Mardin'in Nusaybin ilçesi Ömerli beldesinde görev yapan şehidimiz Atilla Ekşi, teröristlerin korkulu rüyası haline gelmişti. Onlarca PKK'lı teröristin leşini yere sermiş, Türk bayrağının yere düşmemesi için gecesini gündüzüne katarak ailesinden uzakta vatani görevini yapıyordu. Komutanları, asker arkadaşları onun başarısından dolayı onur duyuyorlardı. Annesine çok düşkün olduğu için sık sık da mektup yazıyordu. Şehit olmadan önce yılbaşı öncesinde annesine ve babasına mektup yazdı. Kendisinin iyi olduğunu belirterek mektubu sonlandırmıştı. İşte şehidimizin 1988 yılı yılbaşı öncesinde ailesine gönderdiği mektupta yazanlar:

“Sevgili babacığım, anneciğim yıl başınızı kutlarım. Hayırlı bir yıl olmasını dilerim. Ben burada iyiyim, siz nasılsınız? İnşallah, iyisinizdir... Atmış olduğunuz mektuplar elime geçti. Mektuplar dağıtılırken atıldı, yine çok sevindim. Satırlarıma son verirken Allah'tan hepinizin iyi olmasını dilerim. Göndermiş olduğunuz 3 mektup elime geçti çok sevindim.”

 Şehit olmadan önce izne geldi

Ailesine mektup göndermişti ama yılbaşı gecesi annesi Nezahat Hanım'a da büyük bir sürpriz yapmıştı. Hiç kimseye söylemeden kafa iznine gelmiş, annesini gece yatağında uyandırarak ona büyük bir sürpriz yapmıştı. İzne geldiğinde üzerindeki üniformayı hiç çıkarmıyordu. Bunu da çok yakın arkadaşlık yapan amcasının oğlu Seyhan Bey bizlere anlattı. Seyhan Bey'e: “Bu üniforma bir gün benim kefenim olacak” sözünü de söylemiş. Seyhan Bey şehidimizin çok hareketli biri olduğunu, çok çevik biri olduğunu, arkadaşlarına, ailesine çok düşkün biri olduğunu söyledi. Seyhan Bey: “O bizim abimizdi. O bizim her şeyimizdi” diyerek gözyaşlarına hakim olamadı.

İznini tamamladıktan sonra geri gitti, bir daha da geri dönemedi

Şehit Atilla Eksi, 1988 yılının ilk haftalarında izne geldikten sonra yeniden Mardin'deki birliğine görev yerine döndü. Tarihler 6 Mart 1988'i gösterdiğinde ,  askerliğinin bitimine yaklaşık 1 ay kala gece saatlerinde Ömerli beldesinde bölücü terör örgütü ile çatışma çıktı. Teröristlere kan kusturduğu için PKK'lıların hedefinde şehit Atilla Ekşi vardı. Sarp dağlarda teröristlere kan kusturan şehidimize pusu kuran teröristler onu sırtından vurdular. Gece saatleri olduğu için hava şartları da uygun olmadığından helikopter şehidimizin yaralandığı yere inemedi. Sabah saatleri beklendi. Helikopter sabah saatlerinde yaralı olan şehidimizi alarak Diyarbakır'a hastaneye götürdü. Ancak burada yapılan tüm müdahalelere rağmen şehidimiz 2 günlük yaşam mücadelesini kaybetti. 8 Mart 1988 tarihinde hayata gözlerini yumdu.

Ailesi Diyarbakır'a gitti

Şehidimizin yaralandığı bilgisi Adana'daki yakınlarına, ailesine verildi. Babası Bekir Bey ve amcası Diyarbakır'a birbirlerinden haberi olmadan gittiler. Şehidimiz bitkisel hayata girmiş, ailesi son kez bir kere daha görsün diye makineye bağlı olan fiş çekilmemişti. Ailesine son kez gösterildikten sonra şehidimizin bağlı olduğu makinenin fişi çekildi. Diyarbakır'da tören yapıldı, daha sonra İmamoğlu'na doğup büyüdüğü köye Ekşiler’e gönderildi. 11 Mart 1988 tarihinde Kozan Şehitliği'nde son yolculuğuna uğurlandı.

Şehidimizin cenazesini bir gece odasında bekletti

Şehidimizin cenazesi imamoğlu'na getirildikten sonra annesi Nezahat Hanım, oğlunun bir gece de olsa son kez kendi odasında kalmasını istedi. Askeri yetkililer bunu kabul etmese de aile ısrar etti. Bir gece şehidimizin Türk bayrağına sarılı tabutu kendi odasında kaldı. Nezahat Hanım onu gözyaşları arasında dualarla son yolculuğuna uğurladı. Bakıp büyüktüğü Tarzan ismindeki köpeği de o gün gece sabaha kadar evin kapısından bir an olsun ayrılmadı. Zaten şehidimiz toprağa verildikten yaklaşık 10 gün sonra da Tarzan hastalandı ve o da öldü.

Annenin yüreğindeki acı dinmiyor

1988 yılında teröristlerce şehit edilen Atilla Ekşi’nin annesi Nezahat Hanım ile birlikte Kozan Mezarlığı'ndaki şehidimizin mezarı başında röportaj gerçekleştirdik. Anne, gözü yaşlı bir şekilde hala sanki dün yaşanmış gibi o günleri bizleri anlattı. Evladının çok sessiz, sakin, bir o kadar da kendisine düşkün biri olduğunu, vatanı için şehit olduğunu söyledi. Bir kez daha dünyaya gelse, bir kez daha evladını askere göndereceğini yine vatan için şehit vereceğini söyleyen şehit annesi Nezahat Hanım, gözyaşları arasında evladının şehit olduğu günleri anlattı. Anne Nezahat Hanım, şehidimizin babasının da 2008 yılında bir trafik kazası sonucu hayatını kaybettiği de söyledi. 6 evladından biri olan şehidimiz için bol bol dua ettiğini ifade eden anne, bir şehit annesi olmaktan dolayı da gurur ve onur duyduğunu söyledi. Biz onu gözyaşları arasında dinlerken, o içindeki yanan ateş arasında gururlu ve onurlu olduğunu söyledi. Biz onun acısını fazla deşmemek için röportajımızı kısa tuttuk. O, evladının mezarına son kez bakarak mezarlıktan ayrıldı.

Devlet şehidimizi ödüllendirdi

Atilla Ekşi şehit olduktan yaklaşık 1 yıl sonra devlet övünç madalyası ile ödüllendirildi. O madalya ve takdirnameler hala şehidimizin babao cağında annesi tarafından saklanıyor. PKK'lı teröristlere kan kusturduğu için devletimiz şehidimizi ödüllendirilmişti.

Bizlere kapısını açan Nezahat Hanım'a, gelini Sevcan Hanım'a torunu Burçin Hanım'a şehidimizin amcasının oğlu Seyhan Bey'e çok çok teşekkür ediyoruz. Nezahat Hanım: “Ben iyiki şehit annesiyim” diyor. Biz de ona: “İyi ki senin evladın gibi evlatlar var ki, bu bayrak hiçbir zaman inmeyecek” diyor ve kendilerine bizlere zaman ayırdığın için teşekkür ediyoruz.

Başta şehidimiz Atilla Ekşi olmak üzere, bütün şehitlerimize rahmet diliyoruz. Allah onların geride bıraktığı ailelerine sabır versin.

Haftaya başka bir şehidimizin ailesine konuk olacağız. Şimdilik hoşçakalın...