Kozan’ın ulaşılması imkansız zirvelerinde kaderine terk edilen Karasis Kalesi, tam 2300 yıldır sessiz bir çığlık atıyor. Büyük İskender'in komutanı tarafından inşa edilen bu eşsiz Helenistik dönem mirası, bugün ne bir yolu ne de bir koruması olmadan definecilerin insafına bırakılmış durumda. Kalenin kimliği olan dünyada eşi benzeri olmayan fil kabartması ise Vandallar tarafından hunharca tahrip edildi. İşte Kozan Ekspres’in yetkililerin görmezden geldiği o tarih hazinesine dair özel haberi…
Çukurova’nın bereketli topraklarına tepeden bakan sarp kayalıkların üzerinde, bir kartal yuvasını andıran Karasis Kalesi, adeta zamana meydan okuyor. MÖ 3. yüzyılda, Büyük İskender’in ölümünün ardından imparatorluğu paylaşan komutanlarından I. Seleukos tarafından, Anadolu'yu kasıp kavuran Galat tehdidine karşı bir ön karakol olarak inşa edilen bu devasa yapı, bugün tam bir sahipsizlik örneği sergiliyor.
ULAŞMAK ZOR, KORUMAK HAYAL
Kozan ilçe merkezine yaklaşık 17 kilometre mesafede bulunan kaleye ulaşım, kelimenin tam anlamıyla bir işkence. Ne doğru düzgün bir yolu ne de yönlendiren bir tabelası var. Zirveye tırmanmak saatler süren zorlu bir yürüyüş gerektiriyor. Kalenin bu ulaşılmazlığı, onu yüzyıllardır ayakta tutan en büyük şansı olsa da, bugün en büyük lanetine dönüşmüş durumda. Çünkü denetimden ve gözlerden uzak olan bu tarihi miras, define avcılarının ve tarih düşmanlarının cirit attığı bir alana dönmüş.
SELEUKOS’UN MÜHRÜNÜ KAZIDILAR!
Kalenin kim tarafından yapıldığının en büyük kanıtı, surlarındaki sembolik kabartmalardı. Bunlardan en önemlisi ise bir kulenin kapısında yer alan ve Seleukos İmparatorluğu’nun adeta arması olan fil kabartmasıydı. Savaş filleriyle ünlü olan Seleukosların bu imzası, Karasis’i dünya çapında önemli bir Helenistik askeri üs olarak tescilliyordu. Ancak bu paha biçilmez kanıt, defineciler tarafından hunharca traşlanarak büyük ölçüde yok edildi. Bu vandalizm, sadece bir taşa değil, Anadolu’nun 2300 yıllık tapusuna indirilmiş ağır bir darbedir.
TARİH TURİZME AÇILMAYI BEKLİYOR
Peki, ne yapılmalı? Cevap aslında çok basit: Devlet bu sessiz çığlığa kulak vermeli.
Kaleye acilen güvenli bir ulaşım yolu sağlanmalı ve yapı, 7/24 denetim altına alınarak defineci talanına son verilmelidir. Yapılacak bilimsel kazılarla, kalenin "32 Direk" olarak bilinen askeri kışlası ve diğer bölümlerindeki sırlar aydınlatılabilir. Karasis Kalesi, panoramik manzarası, eşsiz tarihi ve mimarisiyle Çukurova için paha biçilmez bir turizm potansiyeli taşıyor. Yürüyüş yolları, seyir terasları ve bilgilendirme panolarıyla donatılacak kale, bölge turizminin yeni yıldızı olabilir. Hatta bu eşsiz yapı, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne aday gösterilme potansiyelini fazlasıyla taşıyor.
Yetkililere soruyoruz: Büyük İskender’in mirası, Andıl Dağı’nın zirvesindeki bu yalnız nöbetçi, daha ne kadar kaderine terk edilecek? Bu tarih katliamına "dur" demek için daha kaç tane kabartmanın yok olması gerekiyor? Yoksa bu eşsiz hazine, birkaç definecinin insafına bırakılarak sessizce yok olmaya mı mahkum edilecek?