İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ceza evinden bir mektup gönderip Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’ye ‘CHP’ye, aramıza hoş geldin’ demiş.
Sayın İnce’de ‘Hoş bulduk’ diye sanırım yakın vakitte yanıt verir Sayın İmamoğlu’na…
Hoş mu geldi? Yoksa boş mu geldi? Bilemem ama Sayın İnce’nin CHP’ye gelişi, Ekrem İmamoğlu gibilerini sevindirdiği kadar, CHP’liler bir kısmını da üzecek.
Durum bunu gösteriyor.
Özgür Özel, CHP Genel Başkanı olarak partisini güçlendirmek adına Muharrem İnce’yi partiye davet etti etmesine de, gelecek tepkileri de sanırım hesaba katmıştır.
Sayın Muharrem İnce, CHP’den ayrılırken Kemal Kılıçdaroğlu ile partinin yöneticileri hakkında o kadar çok ithamlarda bulundu ki, bundan etkilenen binlerce insan İnce’nin peşine düşüp kurduğu Memleket Partisi’ne katıldı.
Bu arada Sayın İnce, Memleket Partisi Genel Başkanı olarak adeta CHP’ye rest çekti. Adana’ya iki kez gelen Muharrem İnce, Seyhan Oteli’ndeki basın toplantısında ve Ziyapaşa Bulvarı üzerindeki partisinin il binasının açılışında CHP’nin yerelde yöneticileri olan belediye başkanlarına dahi olmadık sözler sarf etti.
Daha dün gibi hatırlıyorum. Sayın İnce, kendisinin afişlerini kestirdiğini iddia ettiği Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a yönelik ‘Bunun hesabını soracağım’ diyerek başlayan cümlelerle sert sözler sarf etti.
Şimdi merak ediyorum. Hesabını soracağını söylediği Zeydan Karalar ile aynı partide nasıl politika yapacak?
Partiden ayrılırken kendisine yönelik eylemler içinde olduğunu iddia ettiği milletvekilleri, grup başkanvekili, meclis idare amirleri ve diğer üst düzey parti yöneticileri ile nasıl politika yapacak? Nasıl yüzlerine bakacak?
Hoş, bunun derdine kendisi ve Muharrem İnce’nin elini sıkıp, yüzüne bakacaklar düşsün!
Cezaevinden ‘Hoş geldin’ mesajı veren Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı yolunda bir oy bir oydur zihniyeti ile sanırım Muharrem İnce ve ona gönül verenlerden medet umuyor olacak ki bu tür bir yaklaşım sergiledi.
Ben şahsım adına Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel ve Muharrem İnce yakınlaşmasından, birlikteliğinden asla rahatsız değilim. Rahatsız olmamı gerektiren bir konu da yok işin özünde.
Benim burada takıldığım konu, siyasete olan güvenin azalmasının tipik örneğinin sergilenip düşman kardeşlerin bir müddet sonra ittifak güçleri haline gelmesidir. Bunun insanlar üzerinde bıraktığı kötü intibadır.
CHP’nin Adana eski Milletvekillerinden Ümit Özgümüş’ün Muharrem İnce’ye yönelik getirdiği eleştirileri önceki gün gazetemizde haber olarak değerlendirip kamuoyu ile paylaştık. Sayın Özgümüş, Muharrem İnce’ye ‘güven olmaz’ diye başlayan cümleleri Memleket Partisi’nin kurulduğu günden bu güne kadar hep söyleyip geldi. Sözlerinin arkasında durduğu gibi Muharrem İnce’ye de ‘Çık yanıt ver’ diyerek meydan okudu.
Demek ki Sayın İnce’nin Özgümüş’e verecek yanıtı yok.
Şayet olsaydı hiç vakit kaybetmeden çıkıp yanıtını verirdi…
Özgümüş, Cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasında Muharrem İnce’ye yapılan yardımların parasıyla İnce’nin Bodrum’da ev aldığını iddia etti. Bu iddia yenilir, yutulur bir iddia değil elbette.
Bir gün birisi çıkar, Özgür Özel’e veya Ekrem İmamoğlu’na Özgümüş’ün sorduğu soruyu sorarsa hiç şaşırmam…
Netice itibariyle Muharrem İnce için kimler yola düşüp peşinden giderek CHP’ye katkı verirler? Bunun da sonuçlarını yakın tarihte öğreniriz. Kendi adıma İnce’nin CHP’ye ne getireceğini de böylelikle test etmiş olacağız…
Benim görüşüm İnce’nin CHP’ye artısı olmaz. Ben bunu bilir, bunu söylerim…