Esselamü aleyküm. Değerli dostlar, bu gün sizlere aşktan söz edeceğim. Tabi ki aşk deyince herkesin aklına çeşit çeşit aşk türleri gelmektedir. Görelim bakalım aşk nasıl bir şeymiş, biz bunun İslami, imanı, itikadı yönünü ele almaya çalışacağız.
Sevgi: Lezzet veren şeye tabii bir yönelişle meyletmekten ibarettir. Bu yöneliş üstüne düşülür, ısrar edilir ve kuvvetlendirilirse aşk´ a dönüşür, aşk diye adlandırılır. Âşık sevgilisine arkadaş olur ve onun için sahip olduğu her şeyi harcar. Züleyha misali. Züleyha Yusuf (AS)olan sevgisinden dolayı malının ve güzelliğinin gitmesine razı oldu ki yetmiş deve yükü gerdanlık ve mücevheratı Yusuf´ un sevgisi ve aşkı yüzünden harcadı. Hatta öyle ki Kim; ? Ben bu gün Yusuf´ u gördüm? derse ona bir gerdanlık hediye eder ve onu zengin ederdi. Bu şekilde servetini bitirdi. Kendisine hiçbir şey kalmadı. Gördüğü her şeye Yusuf ismini takmıştı, onun dışındaki her şeyi unutmuştu. Başını gökyüzüne kaldırdığında Yusuf (AS)´ ın isminin yıldızlar üzerine yazıldığını görüyordu.
Rivayetlere göre Hz. Züleyha iman ettikten sonra Yusuf (as) ile evlendi. Ancak ondan ayrı yaşamaya başladı. İbadet için tenha yerlere çekilirdi ve yalnızca. Yüce Allah´ a aşık olduğu Yusuf (as) onu gündüz yatağa çağırdığında onu geceye ertelerdi. Gece çağırdığında gündüze ertelerdi. Ey Yusuf ben seni Onu yani Allah´ ı tanımadan önce sevmiştim. Ne zaman ki onu tanıdım başka bir sevgiye gönlümde yer bırakmadım. Sonunda Yusuf (as) ? Yüce Allah bana şu şekilde emretti ve senden iki evlat dünyaya getireceğini ve onları peygamber yapacağını haber verdi? Züleyha: Madem Allah böyle emretti ve bizleri de vesile kıldı ise Allah´ u tealanın emrine iteat gerekir dedi ve birleşmeye razı olur.
Değerli dostlar; her şeyin Halıkı Allah´ tır. Sevginin aşkın mimarı da Allah´ tır. Allah´ ı sevmeden başka bir şeyi sevmek ve aşık olmak imanı tehlikeye sokar. Rabbim Allah´ ı seven, onun sevdiklerini seven, güzel gönüllü kullardan eylesin. Allah´ a emanet olun. Selam ve dua ile.
MUSALLA TAŞI
Hani şirketlerin katların vardı
Otomobillerin yatların vardı
Aslan gibi öz evlatların vardı
Yenildin mi hayatın savaşına
Getirmişler bak musalla taşına
Çok bilirdin nasihati sevmezdin
Kurnazdın kimseden madik yemezdin
Garibana adam bile demezdin
Bir gün elbet gelecekti başına
Yatırmışlar bak musalla taşına
İnatçıydın ak denilen karaydı
Senin için en kutsal şey paraydı
Bilmedin ki son adresin buraydı
Bakmamışlar kara göze kaşına
Getirmişler bak musalla taşına
Sen hiç var edeni tanımadıydın
Nefsine aldandın dünyana kıydın
Dindar insanları murteci saydın
Ona döndün bak Allah´ ın işine
Yatırmışlar bak musalla taşına
Yandaşların uzaklardan bakıyor
Sevmediğin hoca seni yıkıyor
Kendi evinden tabutun çıkıyor
Son vermişler ekmeğine aşına
Götürmüşler bak musalla taşına
Bir tek adım yaya yol yürümezdin
İçkisiz mezesiz yemek yemezdin
Sana kalsa kesinlikle ölmezdin
Biliyorum gitmedi ya hoşuna
Getirmişler bak musalla taşına
Çok foduldun beğenmezdin kimseyi
Bir kere demezdin iyiye iyi
Hani neyi götürüyorsun neyi
Yaşadın boşuna, öldün boşuna
Yatırmışlar bak musalla taşına
Gelen yakınların kara gözlüklü
Tepeden tırnağa gösteriş yüklü
Kimisi de uzun saçlı belikli
Yaklaşmazlar tabutunun duşuna
Getirmişler bak musalla taşına
Elli yıl sonraya hayal kurardın
Almak için gördüğünü sorardın
Ölünce kokuştun hemen morardın
Bakmamışlar o gencecik yaşına
Yatırmışlar bak musalla taşına
Dünyaya bir kere gelinir derdin
Haram helal demez ne bulsan yerdin
Her şeyi bıraktın her şeyi verdin
Sahte dostlar gelmediler peşine
Getirmişler bak musalla taşına
Anlamıştım böyle olacağını
Kimsesiz sersefil kalacağını
Elinle mahvettin geleceğini
Kimse bakmaz gözlerinin yaşına
Yatırmışlar bak musalla taşına
ARMAĞAN´ ım talep et var edenden
Umut kesmem inanarak gidenden
Namazın, yasinin, telkinin benden
Ani geldin Azrail´ in tuşuna
Getirmişler bak musalla taşına

