Belediyelerin kar etmeden hizmet verdiği iki sektörden birisidir ekmekçilik. Bir diğeri de toplu taşımadır. Yılsonu kesin hesaplar ortaya konulduğunda bu iki sektörden dolayı belediyelerin yıllık olarak korkunç zarar ettikleri gerçeği ile karşı karşıya kalınır.
Elbette belediyeler kar amaçlı kurumlar değildir. Yaptıkları hizmetlerin karşılığında da halkın sevgisini kazanırlar. Hem de şu ekonomik zorlukların yaşandığı şu ortamda…
Adana Büyükşehir Belediyesi’nin ekmek fabrikasında üretilen ve satışa sunulan ekmeklerin denetimden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Kalite anlamında hangi tür un kullanılıyor bilemem ama üretilen ekmeklerin kalitesinin çok düşük olduğu ve aynı gün bekleyen bir ekmeği ertesi gün yemenin mümkün olmadığı konusunda ciddi şikayetlerin geldiğine tanıklık ediyoruz.
Farklı tür ekmeklerin üretildiği belediye ekmek fabrikasından bugün birkaç tür ekmeğin üretildiği duruma gelinmesi de manidar.
Bu anlamda Sayın Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın ekmek fabrikasını yakın zamanda bir denetim altına alarak konuya müdahil olmasını Adana halkı adına kendisinden rica etmiş olalım,
XX
YALÇIN METE’NİN SİYASET ANISI
Dün bu sütunlardan ‘Yalvaran siyasetçiyi gördüm’ başlıklı bir makale yazarak İYİ Parti Genel Başkanı seçilen Musavvat Dervişoğlu’nun kongre salonundaki delegelere ‘Allah rızası için beni seçin. Yalvarıyorum’ ifadelerini yanlış bularak eleştirmiştim.
Bu yazımdan sonra Doğru Yol Partisi ve Demokrat Parti’de uzun yıllar politika yapan Yalçın Mete kardeşimizden bir yorum aldım. İlgimi çektiği için sizlerle bu yorumunu paylaşmak istiyorum.
Yalçın Mete yorumunda aynen şunları ifade ediyordu. “Genel başkan yakını ya da yakın çalışma arkadaşının bindiği uçağa binmek hatta öğrenebilirse koltuk numarasını onun yanındaki ve/veya yakınındaki koltuğa oturmak, yanında oturamasa bile uçakta içinde 'aa ne tesadüf' girişiyle iletişim kurmak, eşini veya yetişkin evladını, aynı duygularla uçağa bindirerek seyahat emesini sağlamak ve en ilginç olanı da Milletvekili iken, yeniden listeye giremediği için zati silahını alnına dayayanlara da siyaset arenasında rastladım. Hatta, sizin bölgenizde, millete çok güçlü siyasetçi imajını sergilerken, bir gazetenin yazarı vasıtasıyla, partisinin Sn.Genel Başkanının eşine ulaşabilmek için nasıl el pençe durup, ne kıvrak ve esnek kelimelerle cümleler kurduğunu hiç unutamam. Oysaki o siyasetçi, genel başkanına sinkaflı kelimeler kullanarak cümleler kuruyordu.”
Yorumu okudunuz. Memleketteki siyasetçilerin halini aslında sizler de yaşayarak görüyorsunuz.
Başka söze gerek var mı?
Bence yok…
