Özcan ALADAĞ


BELEDİYELERİN ÖDÜL DERDİ YOK

İnsanların iyi ya da kötü diye nitelendirebileceğimiz çalışmaları ile değerlendirilmeye alınması yaşamda kaçınılmaz olan bir davranıştır. İyi ödüllendirilir, kötü ise uyarılarak ikaz edilir ki daha iyiye ulaşılsın diye.


İnsanların iyi ya da kötü diye nitelendirebileceğimiz çalışmaları ile değerlendirilmeye alınması yaşamda kaçınılmaz olan bir davranıştır. İyi ödüllendirilir, kötü ise uyarılarak ikaz edilir ki daha iyiye ulaşılsın diye.

Toplumda iyilikleriyle, hayırlı çalışmalarıyla, şehirlerinin tanıtımını sağlayarak bu anlamda başarılı olanlarıyla etrafımızda yüzlerce insan var. Kadını, erkeği ayırt etmeden bu insanların onure edilmesi, ödüllendirilmesi gerekir.

Ödül insanı teşvik eder, daha güzele ulaşması adına adeta kamçılar insanı. Maalesef bizim yerel yönetimlerimiz halkını, sivil toplum örgütünü, birey olarak kadını, erkeği ödüllendirme adına bir mekanizmayı hiç çalıştırmıyorlar.

Partilerinin üst düzey yetkilileri, bakanlık düzeyinde temsil ve ağırlama ile gelen ve gideni ağırlayarak ödüllendiriyorlar. Kilim, plaket, heykel, tablo aklınıza ne gelirse bir şekilde temin ederek ödüllendiriyorlar.

Oysaki kendi halkının, STK’sının çalışmasını ödüllendirmesini bilmiyorlar. Vefa örneği göstermiyorlar.

Hayvanları kışın soğuk ortamında koruyup kollayan, yaşlı ve hasta yakınlarını yalnız bırakmayan, onlara destek olanları bu belediyeler ödüllendirmiyor. Bağışta bulunarak örnek insan olanları ödüllendirmeyi akıllarına getiremiyorlar. Şehirlerinin tanıtımına katkı koyan, şehirlerinin sorunlarını çözmek adına uğraş veren kişileri ödüllendirmiyorlar.
Bu ödüllendirme maddi anlamda olmayacak elbette. Manevi anlamda ödüllendirme olacak ki ömür boyu unutulmayacak bu ödüllendirme.

Lise öğrencisinin okul yıllarında şiir yarışmasına girip birinci olduğunda kendisine dolma kalem hediye edilmesi gibi… O kalemi ömür boyu kullanıp değerini bilerek emeğinin karşılığında onurlandırıldığını bildiği gibi.

Ben Adana Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere tüm ilçe belediye başkanlarımıza bu anlamda bir çağrıda bulunmak istiyorum.

Şehrinizin en güzel balkonu olan evini, en güzel ve temiz sokağını, tarihi eserlere katkı sunanları, doğayı ve çevreyi koruyup kollayanı, şehrinin tanıtımını yapanları, sorunları çözerek bu anlamda şehre hizmet edenleri, şehir markaları yaratanları gibi değişik branş ve konularda insanlarınızı ödüllendirin.

Teşvik edin, onlara sahip çıkın.

Lakin bunu yapar iken siyaseten ilerlemeyin. Kendinize yakın, partinize yakın, size destek veren, belediyenizin ve partinizin yan bahçelerini değil, tüm şehir insanlarını eşit mesafede görerek hareket edin ve ödüllendirmeyi tarafsız olarak yapın.

Her belediyenin halkla ilişkiler birimi var. İnsanlar ile irtibatlı olan, sürekli sahada görev yapan, çözüm ekipleri var. Şehirlerin sorunlarını tespit eden birimleri, çözüm önerileri getiren daireleri var. Bunlarla işbirliği yaparak projelerle olayı süsleyenler var.

Yani siz eğer hareket eder de sahaya çıkarsanız ödüllendirecek çok hizmet bulursunuz.

Bir yerden başlayın isterseniz.

İnsanların iyi ya da kötü diye nitelendirebileceğimiz çalışmaları ile değerlendirilmeye alınması yaşamda kaçınılmaz olan bir davranıştır. İyi ödüllendirilir, kötü ise uyarılarak ikaz edilir ki daha iyiye ulaşılsın diye.

Toplumda iyilikleriyle, hayırlı çalışmalarıyla, şehirlerinin tanıtımını sağlayarak bu anlamda başarılı olanlarıyla etrafımızda yüzlerce insan var. Kadını, erkeği ayırt etmeden bu insanların onure edilmesi, ödüllendirilmesi gerekir.

Ödül insanı teşvik eder, daha güzele ulaşması adına adeta kamçılar insanı. Maalesef bizim yerel yönetimlerimiz halkını, sivil toplum örgütünü, birey olarak kadını, erkeği ödüllendirme adına bir mekanizmayı hiç çalıştırmıyorlar.

Partilerinin üst düzey yetkilileri, bakanlık düzeyinde temsil ve ağırlama ile gelen ve gideni ağırlayarak ödüllendiriyorlar. Kilim, plaket, heykel, tablo aklınıza ne gelirse bir şekilde temin ederek ödüllendiriyorlar.

Oysaki kendi halkının, STK’sının çalışmasını ödüllendirmesini bilmiyorlar. Vefa örneği göstermiyorlar.

Hayvanları kışın soğuk ortamında koruyup kollayan, yaşlı ve hasta yakınlarını yalnız bırakmayan, onlara destek olanları bu belediyeler ödüllendirmiyor. Bağışta bulunarak örnek insan olanları ödüllendirmeyi akıllarına getiremiyorlar. Şehirlerinin tanıtımına katkı koyan, şehirlerinin sorunlarını çözmek adına uğraş veren kişileri ödüllendirmiyorlar.
Bu ödüllendirme maddi anlamda olmayacak elbette. Manevi anlamda ödüllendirme olacak ki ömür boyu unutulmayacak bu ödüllendirme.

Lise öğrencisinin okul yıllarında şiir yarışmasına girip birinci olduğunda kendisine dolma kalem hediye edilmesi gibi… O kalemi ömür boyu kullanıp değerini bilerek emeğinin karşılığında onurlandırıldığını bildiği gibi.

Ben Adana Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere tüm ilçe belediye başkanlarımıza bu anlamda bir çağrıda bulunmak istiyorum.

Şehrinizin en güzel balkonu olan evini, en güzel ve temiz sokağını, tarihi eserlere katkı sunanları, doğayı ve çevreyi koruyup kollayanı, şehrinin tanıtımını yapanları, sorunları çözerek bu anlamda şehre hizmet edenleri, şehir markaları yaratanları gibi değişik branş ve konularda insanlarınızı ödüllendirin.

Teşvik edin, onlara sahip çıkın.

Lakin bunu yapar iken siyaseten ilerlemeyin. Kendinize yakın, partinize yakın, size destek veren, belediyenizin ve partinizin yan bahçelerini değil, tüm şehir insanlarını eşit mesafede görerek hareket edin ve ödüllendirmeyi tarafsız olarak yapın.

Her belediyenin halkla ilişkiler birimi var. İnsanlar ile irtibatlı olan, sürekli sahada görev yapan, çözüm ekipleri var. Şehirlerin sorunlarını tespit eden birimleri, çözüm önerileri getiren daireleri var. Bunlarla işbirliği yaparak projelerle olayı süsleyenler var.

Yani siz eğer hareket eder de sahaya çıkarsanız ödüllendirecek çok hizmet bulursunuz.

Bir yerden başlayın isterseniz.