Dün, hayatın en zor sınavlarından birini daha yaşadık. Çukurova Üniversitesi Özel Kalem Müdürü Meral Delen’i, Meral Abla’yı ebedi aleme uğurladık. Onu kaybetmenin acısı kelimelerle anlatılamayacak kadar büyük. Onun geride bıraktığı izler yüreğimizde silinmez yer etti.
Meral Abla, 46 yaşında iddialara göre bir doktor hatası nedeniyle yürüyerek gittiği hastaneden maalesef aramızdan ayrılmış bir şekilde çıktı.
Ölüm, biz faniler için her zaman can yakıcıdır. Oysa Mevlana’nın dediği gibi, ‘Şeb-i arus’tur yani düğün gecesi. Bu dünya gurbetinden ayrılıp, gerçek yurdumuza dönüşümüzdür.
Her ne kadar ayrılığının hüzün verici gerçekliği içimizi yorsa da ölümün aslında bir yok oluş olmadığını, aksine hakiki hayata kavuşmanın müjdesi olduğunu bilmek, sevdiğimiz insanlara bir gün yeniden kavuşabilme umudumuzu her daim diri tutuyor.
2010 yılında Osmaniye’de, 3 radyonun genel yayın yönetmenliği yaptığım sırada tanıştığımız Meral Abla, o zamanlar özel bir hastanede basın danışmanı olarak görev yapıyordu. Kısa sürede onun çalışma azmine, içten samimiyetine ve yardımsever ruhuna hayran kaldım.
Yıllar sonra, Adana’da bir televizyon kanalında program müdürü olarak çalışmaya başladığımda, Meral Abla’nın eşi Oğuzhan Delen ile tanıştım. Oğuzhan abi spor müdürümüzdü. Çok özel bir dostluk oluşmuştu aramızda ve benden büyük olmasına rağmen bana ismimle hitap ettiğini hiç hatırlamıyorum. O günden beri aramızda kurulan dostluk bağı, zamanın getirdiği mesafeleri aşarak hem Meral Abla’yı hem de Oğuzhan Abi’yi hayatımda daima özel bir yere yerleştirdi. Çukurova Üniversitesi, Balcalı Hastanesi ile ilgili kimin ne derdi varsa hemen yardımına koşar ve sorununu çözmek için uğraşırdı.
Bir gün, sıradan bir sohbet esnasında gülerek Oğuzhan Abi’yle ilgili küçük bir şaka yaptım; “Abla, Oğuzhan abiyi bir haftalığına yurtdışına falan gönderelim, sen de biraz kafa dinlersin” demiştim. O an Meral Abla’nın içten ve sevgi dolu yanıtı hâlâ kulaklarımda; “Yok ya! Ben ona kıyamam ki. Çok seviyorum onu.” Bu sözler, onun sevgisinin, bağlılığının ne denli derin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Oğuzhan abi adına ne kadar çok sevinmiştim.
Meral Delen’in ani kaybı, hepimizi derinden sarstı. İki kızı şimdi öksüz kaldı; Oğuzhan Abi ise canının diğer yarısını cennete uğurladı. Biz faniler, bu geçici alemin sınavlarından geçerken, hakikatin ve ebediyetin nuruna inanan kullar olarak, birbirimizi teselli ediyoruz.
İnsan, ancak başkalarına yardım ettiği zaman gerçekten yaşar. Meral Abla, yaşamını iyilikle, merhametle ve her daim başkalarının dertlerine derman olma gayesiyle süslemişti. İnsanın büyüklüğü, kalbinin sevgi kapasitesiyle ölçülür. Onun yüce gönüllülüğü ve etrafına yaydığı ışığı düşünürsek nasıl güzel bir insan olduğunu bir kez daha anlarız.
Yaşadığımız bu acı, hepimize hayatın aslında ne kadar geçici olduğunu hatırlatıyor. İnancımız o ki; Meral Abla, dünya meşgalesinden sıyrılarak, sonsuz huzurun, cennetin kapılarını aralamış durumda şimdi.
Artık biz, onun anısını yaşatmaya, onun izinden gitmeye çalışacağız. Gönüllerde öyle bir yer edindi ki, adı, güzel anıları ve paylaşılan sevgi dolu sohbetler, zamanın ötesine taşındı. Bu kayıp, her ne kadar tarifsiz bir hüzün verse de onun ardında bıraktığı sevgi, insaniyet ve bağlılık mirası, yaşamaya devam edecek.
Bizler de Meral Abla’yı bu cennet topraklarda, Allah’ın rahmetine, ebedi huzur içinde uğurladık. Dualarımızda, anılarımızda ve kalplerimizde her daim yaşatacağız.
Bu ölüm hepimize hayatın anlamını yeniden sorgulamaya, bizleri sevgiyi ve merhameti daha derinden yaşamaya vesile kılsın.
Ey güzel yürekli Meral Abla! Seni çok iyi bir dost, yardımsever bir abla, aşık bir eş, mükemmel bir anne olarak hatırlayacağız.
Allah sana rahmetiyle muamele etsin. Mekânın cennet, makamın al-i olsun Meral Abla!
Sen bu dünyadan göçerken ardında bir servet, bir mal mülk değil; insanların gönüllerine kazınmış tertemiz bir isim, hayırla anılacak bir ömür bıraktın. En önemlisi de ardında gözleri yaşlı ama duaları eksik olmayan sevdiklerini bıraktın.
Başta Oğuzhan abi olmak üzere hepimizin başı sağ olsun.