EMRAH ATAŞ


BOŞ KASA, DOLU HAYALLER VE 10 BİN LİRALIK VİCDAN

Memleketin dört bir köşesinde aynı nakarat. “Her şey güllük gülistanlık!” diyor bir kesim.


Memleketin dört bir köşesinde aynı nakarat. “Her şey güllük gülistanlık!” diyor bir kesim. Diğer kesim ise sadece, ağlıyor: “Hadi oradan!” Ekonomik buhran dedikleri şey, Kozan'da 10 bin liradan başlayan kira etiketiyle kapıya dayanmış durumda.

Kimi parasını katlarken, kimi dibe vurmuş. Peki, dibe vuran o fakir insanların suçu ne? Onların kaderi mi bu? Yoksa bizi yönetenlerin 23 yıldır zirveye taşıdık diye övündüğü "yanlış ekonomik politikaların" acı faturası mı?

Asgari ücretle geçinen, iki çocuklu, dört kişilik bir aile düşünün. Kozan’da 10 bin lira kira veriyor. 5 bin lira fatura ödüyor. Okul masraflarını, bir ekmeğin 15, domatesin 50 TL olduğu market sepetini daha konuşmaya bile gerek yok. Şimdi soralım: Bu aile ne yiyip ne içecek?

Kimse geleceği düşünmüyor. Banka kredisiyle yarına tutunmaya çalışan bu insanlar, icra dairesi kapısında beklerken; o parayı katlayanlar, bu milletin sırtından yıllarca geçinip "zengin olmadık mı dostum?" diye gezenler, sırtını dönenler değil mi?

"Ey modern köle olarak çalıştıranlar!" diye başlayan bir feryat var havada. "Ey seçimden seçime halkı hatırlayan siyasetçiler!" diye devam eden bir haykırış.

Siz, yastığa başınızı koyduğunuzda, "Milletim huzur ve refah içinde yaşıyor" diyebiliyor musunuz? Yoksa gözünüzün önüne, sabahları kahvaltı yapamadan okula giden çocukların, akşam yemeği derdine düşmüş ev kadınlarının, hafta sonu sosyal faaliyeti kalmayıp sadece iki tur atıp evine dönen o yorgun insanların silueti mi geliyor?

İnsanlar, "tasarruf tedbirleri" adı altında ekonomik dar boğaza sokuldu. Şimdi aynı eller, bu ülkeyi nasıl çıkaracak o dar boğazdan?

Gündüz çalış, akşam uyu, hayat sana sadece yorgunluk ve geçim derdi bıraksın. Emekliler bas bas bağırıyor, günlük yevmiyeye gidenler iş bulamıyor. Tatil artık lüks değil, sadece yaylasına veya köyüne gidebilenlerin hayali.

Demek ki, güllük gülistanlık olan sadece kağıt üzerindeki "ekonomik başarı" masalları.

Geriye kalan memleketin gerçeği; boş kalan cüzdanlar, dolup taşan icra daireleri ve bir asgari ücretlinin 10 bin liralık kirayı nasıl ödeyeceğini sorgulayan vicdan borcudur.