HÜSEYİN ERCİYES


CANKUR ve Siren Sesleri

Ambulans, itfaiye ve polislerimizin görevleri insan sağlığını kurtarmak için gecelerini gündüzlerine katarak mücadele eden kamu kuruluşlarımızın başında geliyor.


Ambulans, itfaiye ve polislerimizin görevleri insan sağlığını kurtarmak için gecelerini gündüzlerine katarak mücadele eden kamu kuruluşlarımızın başında geliyor.

Eleştirmek isterseniz, tabiki eleştirmek için birçok neden veya sebep bula bilirsiniz. Her alanda olan veya olması muhtemel kişiler işini iyi yapmayan bilerek veya bilmeyerek art niyetli görevliler de elbette vardır.

Bireysel hadiselere çok takılmadan sağlık çalışanları, beraberinde polis, itfaiye, insanların can ve mal kaybını önleme adına mücadele eden kurumlarımıza ve onların değerli personellerinin gerçekleştirdikleri kutsal görevlerini taktir ediyorum.

Yaşanan hadiselere, ilk müdahalenin ehemniyeti şüphesiz tartışılmaz.  Olaya hızlı yetişme adına bu kurumlarımıza trafikte bazı ayrıcalıklar sağlanmıştır.

Hız sınırı yoktur.                                                                                      

Kırmızı ışıkta durmazlar.

Araçlarının üzerinde görsel veya duyurusal cihazlar vs. kullanırlar.

Bu veya bunun gibi haklar trafikte geçiş üstünlüğü olarak adlandırılmaktadır.

Siren, müdahale ekiplerinin olay yerlerine hızlı ve seri ulaşmaların da büyük yardımcılarıdır.

Bu cihazların kullanımı ile ilgili olarak çalışanlara özel eğitim verilmesi gerektiğine inanıyorum.

Bu cihazların ses özelliği özellikle gündüz trafiğin yoğun olduğu alanlarda kullanılması gerektiği bir gerçek.

Gece saat 3.00 de gelişen bir olayda caddelerde in cin top oynarken, bu sireni açmanın anlamını bir türlü çözebilmiş değilim.

Bakın okurum ne diyor “ Evim çevre yolu üzerinde, geçtiğimiz gün gece yarısı yatağımdan bir hışım ile fırladım. Ana cadde üzerinden gelen siren sesi Ramazan davulcularına taş çıkartır derecede idi. Balkana çıkıp baktığımda kulaklarımın zarını adeta delen sesin CANKUR ekiplerinin aracına ait olduğunu gördüm.

Bom boş cadde üzerinde bu saatte neden bunu bu kadar bağırtırsınız? Şeklinde söylendim. Şimdi gecenin 3’nde bom boş cadde ve sokaklarda bu sesi çıkarttırmanızı vatandaş hak etmemeli şeklindeki söylentilerimin ardından, yatağa girip tam uykum tuttuğu an aynı siren sesi ile yataktan fırladım. Soluğu balkonda aldım. Gördüm ki yarım saat önce giden CANKUR aracı aynı hız ve ses tonu ile geri döndüklerini gördüm. Şimdi bu ne Allah aşkına? o ekibe verilen hak can kurtarmak için mi? Yoksa halkının psikolojisini test etmek için mi bir anlam veremedim.  Gecenin 3’nde gidişinizi anladık. Fakat dönüşünüzü bir türlü anlayamadık. Saygılarımla” okurumun gönderdiği mesajı sizler ile paylaşmanın adından okurun ne kadar haklı olduğu, yaptığım sosyal araştırmaların ardından kesin bir kanıya vardım.

CANKUR ekipleri başta olmak üzere cenaze nakil araçları ve polis ekiplerinin gereksiz megafon kullanımı sağladıklarını tespit ettim.

Özellikle gece geç saatlerde CANKUR’un siren seslerinden halkımız çok rahatsız.

Cenaze nakil araçlarının özellikle yaşlı ve hasta kesim üzerinde bıraktığı olumsuz etkilerine dikkat çekiliyor.

Polis ekiplerinin gece yarısı vatandaşı veya araç sürücülerini megafon siren sesleri marifeti ile uyardıkları andaki söylem ve ifadelerden azımsanmayacak rahatsızlık mevcut.

Bu kurumlarımızın idarecilerinin bu konuya bir an önce bir çözüm bulmaları elzemdir.

Bu alanda çalışan personelin, özel bir eğitimden geçirilmesi gerekmektedir.

Vatandaş 112 acil servisi ekiplerinin bu cihazları kullanım şekillerini beğendiğini ifade etmeden geçmek istemem.

Not: Olay yerine ilk müdahale için gelen 112 CANKUR ekiplerinin işi can mı kurtarmak yoksa olay yerini fotoğraflamak mı?

Olay yerine gelen CANKUR ekiplerinin cep telefonlarına sarılarak fotoğraf çekme çabalarının altındaki neden nedir?

CANKUR ekiplerinin içinde haber ajansı muhabirliği yapan 1 personel olup olmadığını da merak ediyorum?

Doğrusu