HÜSEYİN ERCİYES


Çelik zırha bürünenler sizde de vicdan var

Annesinin ağıtları ve feryatları köyün diğer köşesinden duyulurken, gözlerden uzak sessiz sedasız hüngür hüngür ağlayan babaya ne göz yaşları ne de yürekler dayana bilmişti.


Annesinin ağıtları ve feryatları köyün diğer köşesinden duyulurken, gözlerden uzak sessiz sedasız hüngür hüngür ağlayan babaya ne göz yaşları ne de yürekler dayana bilmişti.

Yaşanan hadiseyi tekrar tekrar ısıtıp sunmaya gerek yok.

Katledilen Tuğba Keleş feryatlar ve sessiz çığlıklar içerisinde son yolculuğuna uğurlandı.

Tuğba’yı katleden caniyi klavyelerden lanetlemek her zamanki gibi kolay yol.

Tuğba’nın 1 ay önce yaşadığı kötü hadise sonunda bu cani neden sokağa gönderildi.

Aynı suçtan hakkında kesinleşmiş 8 yıl hapsi olan bir cani, ışıklarda duran Tuğba’nın aracına izinsiz binecek, silah çekip rehin alacak, kız cesareti ile canını kurtaracak ve bu şahıs savcılık tarafından tutuklamaya dahi sevk edilmeden salıverilecek.

Yok artık. 1 ay önce bu caniyi sokağa salan Cumhuriyet Savcısının vicdanı ne durumda acaba doğrusu merak ediyorum.  Oysa Cumhuriyet Savcısına yan bakan, çıktığı mahkemede savcıya sert yapan şüpheliyi sorgusuz sualsiz 3 ay kodese tıkılırken, hakkında kesinleşmiş sucu kesinleşen cani aynı eylemi gerçekleştirme girişimi sonucunda serbest kalıyor.

Bu adalet inanın benim yüreğimi rahat ettirmiyor.

İlginçtir. Hadisenin yaşandığı noktaya neden bir cumhuriyet savcısı gelmedi.

“Şimdi olay yerinde ceset yoktu.”

 Açıklaması benim için geçerli değil.

Bir olay yerine gel. Olay nasıl olmuş.

Olay yerinde silah var.

 Açısı ne?  

Öte yandan, bu cani elini kolunu sallayarak gezerken koruma kararı bulunan Tuğba için kolluk kuvvetleri ne yaptı?

Polis koruma kararının gereklerini tam olarak yaptı mı?

Bunlar üstü sürekli örtülen veya gündeme getirilmeyen gerçekler.

Birilerinin bunları da konuşup yazması gerekiyor.

Kendilerini çelikten zırhın içerisinde görenlerin de birer vicdanları olduğunu hatırlatmak isterim.