Faruk YİĞENOĞLU


DEDEMİN ANISINA

İnsanlık nedir bize yolu gösterdi Merhametli şefkatli yürekliydi Gönül ve geçim muhabbeti ederdi


İnsanlık nedir bize yolu gösterdi

Merhametli şefkatli yürekliydi

Gönül ve geçim muhabbeti ederdi 

Hayatında dışlamazdı kimseyi.

İnsanları ayırt etmez hep severdi

Vefat ettiğinde gösterdi neticesini.

(FARUK YİĞENOĞLU)

 

Onu anlatmak imkansız herkesin gönlüne yer edinmiş bir büyüğü vardır hayatımızda ama ben eminim ki o birçok yere nam salmış ki geleni gideni eksik olmazdı mutlaka ugrardı yanına. Bizler ne yaşadık ki tabii ki her dönemin kendisine has bir özelliği var, bizler onların yanında bolluk çağında yetiştik. Eskiler ne güzelmiş bir anlatmaya başladı mı ninni gibi gelirdi bizlere. Köye giderdik eski taş duvardan örülmüş kerpiç evler bizim nesilin burda yaşanır mı deyip kalmadığı ama o zamanın insanlarının 9-10 kadar çocuğuyla beraber yaşadığı evler. Tabii ki şartlar gelişiyor herkes daha iyisinde kalmayı hak ediyor peki ya anılar diyordu hadi gel ev yapalım deyince ve eklerdi hemen iki insanı sevmezler farugum biri yaşlı biri fakir diye.

Ama o öyle değildi o kadar içten samimi hoş anlatmakla sayılmaz muhabbeti vardı ki yanında derdini tasayı unutur giderdik. Dedim ya meğer biz onların yanında bir şey yaşamadığımızı anlardım. Çalışkan bir insandı boş durmayı sevmez yaşına bakmadan inerdi tarlasını sulamaya ekinini ekmeye biz ne emekler verdik bunları yapana kadar boş kalınca gönül razı gelmiyor derdi haklıydı biz anlamazdık dönemin şartlarını anlatılanlarla öğrendik hep sıra,kuyruk nedir bilmedik en önemlisi YOK kelimesini onlara göre hiç duymadık mesela. Hamdolsun halimize o zamandan bu zamana iyi günlerdeyik yavrum diye devam ederdi. İnsanın olmadığı dönemlerde Muhtarlıkta yapmış okulu getirmiş çocuklar uzağa gitmesin öğrensinler diye köyden Ankara'ya gitmek o zamanlar zulümken uğraşmış buna.

 

Herkesin durak yeriydi orası eski adı ocaklığın etrafına toplanılır ne muhabbetler edilirdi biz çocukken dinlerdik her birini o zaman ne telefon vardı ne bilgisayar.

Görenler olduğunda şakayla karışık söylerdi yaşını 800 yaşlarda varım diyordu belki de haklıydı yaşadıklarıyla ama bakınca sanki 50 yaşında gibiydi saçında daha beyaz yoktu. Zamansız oldu biz hiç beklemedik o kadar çok alışmıştık ki şimdi Barış Manço Gülpembe şarkı sözlerinde dediği gibi

 

Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin, İnanamadık, 

Bizim iller sessiz

Bizim iller sensiz

Olamadık, alışmaya çalışıyoruz sanki sırtında odun getireceksin bı yerden sanki bahçenin içinden çıkıp geleceksin gibi gözler seni arıyor hâlâ hep seni söyler, seni çağırır dereler sessiz kendi halinde akıyor be dedem. 

 

Allah'ım mekânı cennet eylesin inşallah