EMRAH ATAŞ


DEPREM VE KADERCİLİĞİN ÖTESİ

6 Şubat 2023… Saat 04.17…


6 Şubat 2023…
Saat 04.17…

Türkiye’nin kalbi yerinden söküldü o gece. Kahramanmaraş’ta 7.7 büyüklüğünde bir deprem… Arkasından ikinci bir yıkım: 7.6! 50 binden fazla insanımızı toprağa gömdük. Binlerce, on binlerce yaralı… Yüzbinlerce evsiz…

Bugün, tam iki yıl geçti. Yaralar sarıldı mı?
Sözde evet. Ama gerçekte?

Kahramanmaraş’ta, Hatay’da, Adıyaman’da, Malatya’da hâlâ insanlar konteynerlerde yaşamaya çalışıyor. Çadırda donarak ölen vatandaşlarımızı unutmadık. Enkaz başında "Sesimi duyan var mı?" diye feryat edenleri unutmadık. Yardım çığlıklarının bürokrasiye takıldığını, bazı bölgelerde enkaz başına günlerce kepçe bile giremediğini unutmadık!

Devlet yetkilileri ne yaptı?
"Bize dua edin" dediler…
"Kader" dediler…

 

Halk ise yıkılmış binaların arasında, elinde bir kazma kürek, kendi evladını çıkarmaya çalıştı. Sonrasında bol bol vaatler, bol bol konuşmalar… "Yerinde dönüşüm" dediler, "Kentsel dönüşüm" dediler. Peki, sonuç?

Sonuç ortada:
İki yıl geçti, insanlar hâlâ konteynerde!

İşin acı tarafı, bu ülkede herkes deprem gerçeğini biliyor ama yönetenler bilmezden geliyor. Bilim insanları yıllardır uyarıyor. İstanbul'dan Hatay’a, Erzincan’dan Muğla’ya kadar fay hatları diken üstünde. Deprem her an kapıda. Peki biz ne yapıyoruz?

Bakıyoruz ki hükümet rant için her türlü dönüşümü yapıyor ama insan için dönüşüm yok.

Halk ne yapıyor?
Evi alırken balkonu geniş mi, mutfak ferah mı, duvar rengi güzel mi? diye soruyor.
Kolon sağlam mı? Deprem yönetmeliğine uygun mu? diye soran yok!

Ve gelelim Kozan’a…

Kozan, 6 Şubat ve 25 Temmuz depremlerini yaşadı. Ders aldık mı?
Hayır!
Almamaya da devam ediyoruz.

Devlet ne yaptı?
Hiçbir şey…

Yerel yönetimler ne yaptı?
Hiçbir şey…

Tek bir fark var, Kozyar Derneği bir konferans düzenledi. Prof. Dr. Süleyman Tampal geldi, Kozan’ın deprem gerçeğini anlattı. Peki sonra?
Sonrası boşluk…

Kentsel dönüşüm?
Yapı denetimi?
Depreme dayanıksız binaların tespiti?
Afet planları?

Yok! Yok! Yok!

Bu ülkede ancak deprem olduktan sonra çırpınmaya başlıyoruz.
Sonra ne diyoruz? "Allah’tan geldi, ne yapalım…"
Sonra ne diyoruz? "Takdiri ilahi…"
Sonra ne diyoruz? "Yardım kampanyası başlatalım, birlik olalım."

Bu senaryo artık bıktırdı.
Biz bir 6 Şubat daha yaşamak istemiyoruz!

Ama bu zihniyetle gidersek, görüntü aynı olacak:
Yıkım olacak.
Geciken yardımlar olacak.
Enkaz altında günlerce bekleyen insanlar olacak.
Ve her şey olup bittikten sonra gelen süslü laflar olacak.

Halkın aklıyla dalga geçmeyin artık!
Deprem öldürmez, ihmal öldürür!