Türkiye olarak destek vermediğimiz ülke kalmadı. Kimin başı dara düşse Türkiye imdadına yetişiyor.
Afrika’da açlık çekenlere yardım eli uzatıyoruz. Suyu olmayan ülkelere su kuyuları açıyoruz. Hastanesi olmayan Asya ve Afrika ülkelerine hastane açıp sağlık desteği veriyoruz. Aşı yardımında bulunuyoruz. Eski Osmanlı toprakları olarak bilinen bugünün Avrupa ülkelerine camiler yapıyoruz. Tarihi yerleri restore ediyoruz. Yani yardım etmediğimiz ülke ve çeşit olarak, kalem olarak yardım yapmadığınız şey kalmadı.
Bu yardımları yapmak gerçekten hayır işi. Ülke olarak bizlerin asli görevi gibi duruyor karşımızda. Binlerce Suriyeli insana kendi ülkelerinde konut yapıyoruz.
Peki, bunları yapan Türkiye kendi aç insanlarına karşı bu kadar cömert mi?
Bana göre değil…
Önceki gün bir şey öğrendim. Aklım almadı. Sizinle de paylaşmak istiyorum. Hükümetimiz, pandemi döneminde iş yerlerine destek verdi. Karınca kararınca yaptı bu desteği. Şimdi yapılan maddi yardımların vergisini geri istiyormuş!
Eğer doğru ise tam bir skandal bu…
Ekmek bulmakta zorlanan insanların yaşadığı ülkeyiz Türkiye olarak. Öyle güllük gülistanlık bir ülkede yaşamıyoruz. Evet, her türlü mal ve malzemeye ulaşmak mümkün Türkiye’de ama satın almak adına para yok insanların cebinde.
Son anketlere baktığımızda Hükümetin aldığı oy yüzdesi AK Parti ile MHP’nin oylarını topluyorsunuz 38 zar zor ediyor.
Bu oran yüzde 50’lilerden aşağıya düştü. Demek ki bir yerde yanlışlık var.
Demem odur ki, bizim kendi ülkemizin insanlarına karşı da Hükümetin yardımsever olması gerekiyor. Büyük bir afet yaşıyorsunuz. Komşu soluğu ile o afeti zor atlatıyorsunuz. Elin memleketlerini de ihya ediyoruz.
Burada bir çelişki var gibi gözüküyor. Bu nedenle ülkemizin insanlarının ihtiyaçlarının öncelikle karşılanması gerektiğini düşünüyorum.
Üşümesine rağmen klima yakmayan, doğalgaz kullanmayan yaşlılarımızı görüyorum. Pazarda döküntü ürünleri toplayanları görüyorum. Yani biz o yardım yapılan ülkelerin insanlarından daha rahat değiliz…
Bunu söylemeye çalışıyorum. İnşallah bu zor günleri de hep birlikte atlatırız. Önce can, sonra canan…
Ben bunu bilir, buna inanırım…
Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe
