Birleşmiş Milletler, 20 Kasım 1989’da çocukların haklarının korunması ve dünya genelinde daha iyi bir yaşam sürdürebilmeleri için bir farkındalık günü ilan etti. Ancak bugün...
Ne yazık ki bu, sözde bir kutlama günü!
İnsan sormadan edemiyor: Nasıl bir ironidir bu?
Koruyamadığımız, eğitim hakkını ellerinden aldığımız, yaşam haklarını hiçe saydığımız o masum çocukların gününü nasıl kutlayabiliriz ?
Birleşmiş Milletler’in hazırladığı Çocuk Hakları Sözleşmesi...
Peki ya savaşların ortasında korkuyla gözleri dolan, ürkek adımlarla kaçmaya çalışan çocuklar?
Bedenleri parçalanmış, ruhları sessiz çığlıklarla sarsılmış, kan ve revan içinde, soğukta, aç, susuz kalmış o masumlar...
Yaşam hakları ellerinden alınan çocuklar...
Bu zulme sessiz kalmak, suça ortak olmak değil midir?
Kulak tıkayan dünya, geleceği yok ediyor.
Koruyamıyoruz… Koruyamıyorsunuz!
Ve insanın aklına şu sorular geliyor:
Ne istiyoruz o küçücük masumlardan?
Hangi kötülüğü yapmış olabilirler ki?
Bir düşünün...
Dünya, çocukların umutlarını ve kahkahalarını kan ve sis bulutlarıyla örtüyor.Filistin örneğinde olduğu gibi ...Bombalar yağıyor o narin bedenlerin üzerine. Sokaklarda kaybolan çocuk kahkahaları... Mahşer yerini andıran kıyamet nidaları...
Nefes alacak temiz bir atmosfer, sığınacak güvenli bir yer bile kalmamışken, nasıl bahsedebiliriz çocuk haklarından?
Ülkemizde de durum farklı değil.
Çocuk cinayetleri, vahşet, istismar bitmiyor!
Henüz 2 yaşındaki Sıla bebeğin bir canilikle hayatını kaybetmesi...
Narin çiçekler, birer birer soluyor.
Ve daha niceleri: Narinler, Sılalar, Irmaklar, Eylüller, Leylalar…
Hepsi yitip gidiyor.
Bu ne kadar korkunç bir gerçek!
Nasıl bu hale geldik?
Çocukları koruyamıyor muyuz, yoksa vicdanlarımızı kaybettiğimiz için mi görmek istemiyoruz?
Ama yine de bir umut taşımalı insan.
Belki bir gün...
Bir gün insanlık, o küçücük gözlerde yeniden yaşamı görür.
Bir gün sessizlik değil ses oluruz.
O gün sadece bir belgeyle değil, yürekle, vicdanla koruruz tüm çocukları.
Dünya Çocuk Hakları Günü'nün bilincine varıp, hepimiz bu sorumluluğu üstleniriz.
Onlara değerli birer birey olduklarını hissettirmeliyiz.
Ve daima sokaklar çocukların şen kahkahalarıyla dolup taşsın.
Umutla , mutlulukla, güzel yarınlara doğru koşsun çocuklar.
Çünkü çocuklar ölmeyi değil, yaşamayı hak ediyor!
Saygılarımla.