Faruk YİĞENOĞLU


DÜZENSİZLİK İÇİNDE DÜZEN

Hayatımızda yaşadığımız gerçeklerden biriside çocuklara yapılan en büyük kötülük sen onu yapamazsın, sen bu işi beceremezsin diyerek onların hayallerini yıkmak, istediklerine ulaşması için istedikleri yolda asıl engeli bizatihi ailelerin koymuş olmasıdır.


Hayatımızda yaşadığımız gerçeklerden biriside çocuklara yapılan en büyük kötülük sen onu yapamazsın, sen bu işi beceremezsin diyerek onların hayallerini yıkmak, istediklerine ulaşması için istedikleri yolda asıl engeli bizatihi ailelerin koymuş olmasıdır. Çocuk evde bir büyüğünü, mahallede arkadaşını, ya da içten samimi olarak yaptığı işlere başlarken aileye takılmış olması en büyük zarardır bana göre. Hevesle yapmak isteyeceği işi kursağında bırakmak isteksizliğe sürüklemek yapacağı işleri bir daha yapmama ve diğer işleri de baştan sağma yapmaya başlamasına öncülük etmektir. Bırakalım en güzel halini ilk aşamada yapamayabilir ama yapabildikleriyle sahip çıkmak ona en büyük destekçi ve yanında olmanın göstergesidir. Yapamayacağı işler vardır karşısına zamanla çıkacaktır ama onu kırmadan göstermek bunun olması gerektiğidir. Hepimizin içinde kalmış bir takım uğraşlar veya meslekler olmuştur bir engele takılıp işte bunları iyi sentezleyip kendi yakınlarımıza anlatabilmek en doğru haliyle uygulamaktır bize düşen görev.

Sevdiğim bir yazar yazısında Kendini değiştirmeden toplumu değiştirmeye kalkanlar nasihat ederler ama etkili rehber olamazlar sözü ne kadar da açıklayıcı oluyor. Kendimizi değiştirmeden başkasına laf atmak o kadar geliyor ki ama bize, sevdiklerimize laf gelince mangalda kül bırakmayacak şekilde atmaya başlıyoruz. Aile olarak ilk başta kendimize sonra yakınlarımıza ondan sonra da çevremize söz söyleyebilmemiz için biz ne kadar geliştiriyoruz kendimizi az da olsa yol kat edebiliyor muyuz? Bunlar önemliyken başkalarının laflarına bakarak kendini yıpratmak ne kadar doğru karşımdaki eleştiriyor ama kendisi öyle mi baktıkları kişiler öyle mi yaptığı işler doğru mu ki bana bunları söyleyebiliyor diyebilmeliyiz ki kendimize çeki düzen verebilelim. Onların laflarına bakarak asla uygulamaya geçmemeliyiz doğruluk payı yüksekte olsa bir sorup soruşturmalı ona göre hareket etmeliyiz.

Herkes bir örnek vererek konuşur çocukluğumuzdan beri hep en yakınlarımızla yarışarak büyütüldük. Yarışmak güzel ama herkesin kendine göre bir kulvarı var ve o kulvarda giderse mutluluğa erişebilecektir, ben hep buna inanmışımdır. Diğer türlüsü mutsuz bir şekilde yapacağın işlerle karşı karşıyasın sen ona o sana bakarak zamanı geçirme derdindesin saat dolsa da bir an önce gitsem ya da o işi bırakmanın yollarını aramayı düşünmeye kadar ilerliyorsun hayatın boyunca belki de atacağın adım seni hep buna boyun eğdirecek.

Onun için gelin kim ne yapmayı seviyorsa ona yönlendirelim o yönde hareket edebilmesi için önünü açalım ki mutlu olabilsin hayatını o doğrultuda doğru yada yanlış götürebilsin. Geçmişte yapılacak bir işten pişman olup ömür boyu aynı hatayla yaşamaya mahkum etmeyelim el ele olup engelleri göğüs gererek birlikte aşalım.

Hz. Ali’nin bir sözüyle son veriyorum sözlerime:

Ey insan; senin için dün geçmiştir. Bir daha geri gelmez. Yarın ise kesin değildir. O halde dem bu demdir. İçinde bulunduğun anı iyi değerlendir.