MÜFİDE NUR SEDEF

Tarih: 19.06.2025 11:46

EN AĞIR YÜKLER, EN SESSİZ OMUZLARDADIR...

Facebook Twitter Linked-in

Her gün yanından geçtiğimiz insanların gözlerine bak. Kaçının içinde bir fırtına kopuyor, kaçının sesi boğuluyor ama kimse duymuyor? Kaç kişinin yüreğinde, anlatamadığı, sözcüklere dökemediği acılar var?

“İyiyim.” deriz alışkanlıkla. Oysa içimizde kırık dökük hayaller, yarım kalmış umutlar, gizli yaralar taşırız. Kimi zaman o kadar yalnız hissederiz ki, en kalabalık sokaklarda bile sessiz bir yalnızlık içinde yitip gideriz. Çünkü yaşamak, sadece var olmak değildir. Yaşamak, ruhun nefessiz kaldığı anlarda bile dimdik durabilmektir.

Bu şehirde, bu mahallede yaşayan birçok insanın yüzü gülse de, yüreği kırık. Gözlerinde yorgunluk, omuzlarında yılların yükü. Kadınlar, gençler, yaşlılar… Her biri görünmez bir savaş veriyor, kimseye göstermeden.

Ve biz, birbirimizi görmezden geliyoruz. Sadece “Nasılsın?” diye soruyoruz; aldırmadan “İyiyim” yanıtını duyuyoruz. Oysa o iki kelimenin ardında saklı hayatları, bastırılmış haykırışları okumayı öğrenmeliyiz. Çünkü gerçek güç, sessiz acılara rağmen devam edebilmektir. Ama daha da gerçekçi olan, bazen durup o yorgun omuzlara dokunabilmek, “Gerçekten iyi misin?” diye sormaktır.

Unutmayalım ki, bazen en büyük iyileşme, en derin yara, sadece samimi bir soru ile başlar. Ve belki de insanlığımızı korumak, birbirimize bu kadar yakınken birbirimizi bu kadar yalnız bırakmamakla mümkün olur.

Yaşamak; koşmak değil, anlamaktır.

Yaşamak; kendine ve karşındakine dokunabilmektir. Ve en çok ihtiyacımız olan şey; yeniden insan olabilmektir. Çünkü insan olmak, en karanlık anlarda bile birbirimizin ışığı olmaktır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —