Özcan ALADAĞ


EŞ BAŞKAN, GÖLGE BAŞKAN MUHABBETİ

Bildiğimiz tabiriyle gölge başkanlar, yeni isimlendirmeye göre eş başkanlar mevcut belediye başkanlarına zarar mı verir?


Bildiğimiz tabiriyle gölge başkanlar, yeni isimlendirmeye göre eş başkanlar mevcut belediye başkanlarına zarar mı verir? Yoksa fayda mı sağlar? Bugün bu sorunun yanıtını aramaya çalışacağım.

Gölge başkanlar, yaşanmış örneklerine bakılacak olursa bugüne kadar belediye başkanlarına hep zarar vermişlerdir. Aslında bu gölge başkan ifadesini biraz daha açacak olursak, belediye başkanının yetkilerini kullanan ikinci isimler diyerek nitelendirmiş olsak biraz daha konuya açıklık getirmiş oluruz.

Belediye başkanlarına her konuda yardımcı olmayı düşünerek yetki donatılan bu isimlerin verdikleri zararı ne zaman anlarsınız? Bu sorunun yanıtı ‘başkanlık koltuğunu kaybettiğinizde’ diyerek vermemde yarar var diye düşünüyorum.

Gelelim yaşanmış örneklere…

Aytaç Durak Bey, kesinlikle eş başkan veya gölge başkan diye tabir edebileceğimiz bir yetkilendirme ile kimseyi yetkilendirmedi. Belirli dönemlerde oğlu Gökhan Durak’ın müdahaleleri ile belediyede sıkıntılar yaşayan Aytaç Durak, bu konuda en zayiatsız olarak başkanlık dönemini atlatan isim oldu. Ferhat Yüksel ile özdeşleşen Aytaç Durak ve Zihni Aldırmaz, o dönemin zararlarını da yaşayarak gördüler.

Ömer Topçu’nun Mehmet Abacı’sı vardı. Yaşadıklarıyla, başına gelenlerle çok sıkıntı çekti Sayın Topçu. Abacı ile Yüreğir Belediyesi’nin çektiği sıkıntılar herkes tarafından bilinen acı gerçeklere gazeteciler olarak bizler tanıklık ettik.

Ahmet Ünal’ın Sinan Gül’ü vardı. Bugün sorsanız Sayın Ahmet Ünal’a ‘pişmanım’ diyebileceğini tahmin edebiliyorum.

Yıldıray Arıkan’ın yakın akrabası merhum Mustafa Bey, Zihni Aldırmaz’ın yeğeni Cengiz Dinçer, Soner Çetin’in Ali Arslanlıoğlu’su, Azim Öztürk’ün Gültekin Genç’i gibi örnekleri verdiğimizde bu isimler üzerinden yıpranan belediye başkanları bu şehirden gelip geçtiler.

Ceyhan eski Belediye Başkanı Alemdar Öztürk ile Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan eşlerine verilen yetkiyle, Pozantı Belediye Başkan Vekili Sami Baysal ile Adana’dan Pozantı’ya monte ettiği yöneticiler ile sürekli okları üzerine çeken isimler olarak anımsadıklarımız arasında yerini alan başkanlardı.

Şimdileri de belediye başkanları aynı hataya düşüyorlar maalesef. Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın oğlu Mert Karalar üzerinden okları üzerine çekmesi, Seyhan’da Akif Akay Beyin eniştesi ve Fatih Kocaispir’in Orhan Tosun’u ile haklarında getirilen eleştirileri belediye başkanlarımız göğüslemek zorunda kalıyorlar.

Bazen düşünüyorum. “Belediye başkanları belediyeyi kimlerle yöneteceğine kendileri karar verirler diyerek” düşünmüyor değilim. Bunu düşünürken eleştiriler hat safhaya ulaşınca da ‘neden bu kadar eleştirilere rağmen ısrarla bu isimlerle devam ederler?’ diyerek de sormak durumunda kalıyorum.

Soruma da yanıtı ‘Belediye başkanları da insan. Onlar da belediyeyi tek başına yönetecek değiller. Elbette ekip oluşturmak, bilgilerinden faydalanacakları isimlerle yola devam etmek isterler. Bunu temin ederken de insanlar en güvendikleri ile yola çıkarlar’ diye arayıp bulmaya çalışıyorum.

İşin bir de böyle bir boyutu var.

Sonuç itibariyle yakın isimler, etkilendikleri, feyz aldıkları isimler eğer zarar verecek noktaya gelirse ki geldiklerinde de çeşitli uyarılar ile konu kamuoyuna mal olduğunda başkanların önlemlerini almaları gerektiğine inanıyorum.

Bu önlemi alarak yakınlarındaki isimleri ikinci plandan daha fazla ötelere doğru uzaklaştıranlar kazanan isimler oluyorlar. Uzaklaştırmayı yapamayanlar ise faturayı ödemek durumunda kalıyorlar.

Yeni dönem siyasette yetkisizleri yetkili kılıp eş başkan veya gölge başkan ihdas etme yerine seçimlerde bir belediye başkan yerine iki belediye başkan(!) seçilse belki de bu eleştirilere maruz kalmayacaklar…

Vatandaş da ‘biz oyumuzu başkana verdik, bu eş başkanlara değil’ diyerek eleştirmekten böylelikle kurtulmuş olur.

Başkanların yönettikleri belediyeleri nasıl yöneteceklerine elbette karışacak değiliz. Yol yakın iken hatadan dönenler kendileri kazanıyorlar. Yarın seçim kapıya gelip dayanınca o vakit getirilen eleştiriler sandığa yansır mı?

Bence yansır…

O vakit te faturayı başkanların kendileri öder.

Biz yine gazeteciliğimize devam ederek yeni seçilenlerin aynı hataya düşüp düşmeyeceklerini izlemekle meşgul oluruz. Benimkisi bir durum tespitiydi. Herkesin de benim görüşüme katılmasını elbette beklemiyorum. Çünkü biz seçmeniz yani vekile oy veren asiliz…

Nokta…