Faruk YİĞENOĞLU


Gelin birlik olalım

Hayatın bir uygulama tarafı var bir de eğitimli. Uygulama kısmını yapıyorsan USTA, eğitim kısmını yapıyorsan HOCA’sındır; Eğer her ikisini olabiliyor ve yapıyorsan sen o işi PROFESÖRÜSÜNDÜR.


Hayatın bir uygulama tarafı var bir de eğitimli. Uygulama kısmını yapıyorsan USTA, eğitim kısmını yapıyorsan HOCA’sındır; Eğer her ikisini olabiliyor ve yapıyorsan sen o işi PROFESÖRÜSÜNDÜR.

Bunu yaparken Usta ustalığından ödün vermeden dört dörtlük olamaz zaten ama niyetini o düzeyde alıp yapmaya çalışıyorsan kaliteni gösterirsin. İkisi de birbiriyle paslaşıyorsa kendileri geliştirme seviyeleri yüksek olur ve karşılıklarını da çok rahat görürler. En kötüsünü yapıp günü geçiştirme ne koparırsam kâr dersen de kendini çevirirsin ama o şekilde de bir karşılığı olur. Aslında hayatta neyi nasıl yaparsanız yapın bir karşılığını yaptığınız doğrultuda alırsınız.

Bir işin okulu varsa onu okumak elbette önemlidir donanımlı olursun uygulamaya dökerken incelikleri bilir ona göre malzemeyi kullanırsın. Bir de uygulamadan öğrenip hayata kattıkların vardır o zaman da bildiklerinle gördüklerinde öğrenerek yetişirsin işin bizatihi içinde yaşayarak. Geçmişten bugüne hep böyle süregelmiştir. Ama her ikisi hem birbirini sevmez hem de birbirine çok muhtaçtır.

Eğitimli olabilirsin ama uygulamaya dökerken nasıl dökeceğini bir ustanın yanında yetişerek görürsün, bilmez isen o işte yetişecek kalifiyeli elemanın, çırağın olmazsa o işte hep aksaklık yaşarsın. Evet eğitimli işe başlayan bir çırak günü gelir donanımlı usta olur yetişir, günü gelir kendi bildikleriyle usta olur ve kendini sürekli geliştirirse farkını ortaya koyar. Diğer türlü kendini yetiştirmeden de ayrılan ustayım diye geçinen ama tökezleyen bir çırak gibi devam eder hayatına.

Bugün en büyük sıkıntımızın ne olduğunu apaçık ortadır. Herkes okuyor ama alttan işi bilecek çıraklar çıkmıyor bunun içindir ki işlerin bir noktasında eksiklik yaşanıyor. Bu işin içinden gelip işi bilmek, kendini geliştirmek çok güzel bir duygudur, eğitimle okuyup bilgi ve uygulamayı harmanlamakta olduğu gibi.

Bunlar ile arada bağ hiç kopmaması lazımken gel gelelim ayrıştırıcı şekilde davranmak, birbirine kötü şekilde açıklarını aramak, yazmak hiçbir zaman iyi olmamıştır. Herkes için gerekli bir ayeti kelime de emrolunduğu gibi olmalıyız:

 “Birbirinizin kusurunu araştırmayın, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin! Sizden biriniz kardeşinin ölü halindeki etini yemek ister mi hiç? Demek tiksindiniz! O halde Allah'tan korkun, çünkü Allah, tevbeyi çok kabul edendir.”

Şehrimizde yaşamış sağlık sorunlarından dolayı emekli olmuş abim KOZAN olarak bana göre kalitenin ta kendisiydi yaptıklarıyla ve yapmak istedikleriyle. Şimdi Kozan’a gelerek ayrı bir hava katan İHA MUHABİRİ KOZANLI olmasa da işini ve görevini aşkıyla yaptığı için gerçekten değerlerimizi ortaya çıkarma uğruna savaş veren ablamızı kutluyor onunla birçok şeylerin değişeceğine ümit ediyorum.

Eğer bir hayat başarısı hedeflerinizde ise öncülüğünü sizlerin yapması lazım. Her zaman doğru olmayabilir ama doğrudan şaşmadan çıkarsız bir şekilde gelişmeyi kendi doğrularınızı amasız, çıkarsız genelin çıkarlarını baz alarak yeri geldiğinde hep bir olabiliyorsan işte o zaman sen halkın önünde gider ve her zaman işini gerçekten iyi yapıyorsundur. Diğer türlüsü şuan günümüzde yaşandığı gibi olur ve oncu buncu, onu bunu savunmaktan başka bir yol kat edemezsin etsen de pek faydası olmaz sadece kendi yolunu açarsın, konuştuğun zaman da ona göre karşılık alırsın.

Unutulmamalıdır ki en iyi lider ve başarı hikayesi olanların BEN değil BİZ diyen bir ekibi vardır. Usta çıraksız, çırak ustasız anlam ifade etmez onlar usta çırak oldukları için işin ehli olmuşturlar. Buna usta çırak pratiklerine eğitim eklediklerinde kurumsal olurlar, büyüler ekip olurlar yeri gelir fabrika olurlar. KOZANLI olmak ayrıcalıktır ve bunu gerektirir geçmişi bir kenara bırakalım. Gelin birlik içinde olmaya çalışalım elbette her zaman çok iyi olacağız diye bir şey yok ama yüzdeye dökeceğimiz zaman %99 iyi olalım ki her daimayakta kalalım; BİRLİKTEN KUVVET AYRILIKTAN FELAKET DOĞAR, birlik olalım ki sesimiz çıksın.

Peygamberimiz de, "Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır." buyurmuş. Meşhur hikâyedir, Türk Kaanları yaşlanınca tahtın varisi çocuklarını toplar; "Bana bir ok getirin" der, gelen bir oku kolayca kırarmış. "İki ok getirin" der, iki oku da kolayca kırarmış. "Üç ok getirin" der, kırmakta zorlanırmış. Sıra dört oka gelince kıramazmış. Bu eylemli anlatımı şu öğütle tamamlarmış: Birlikte olursanız sizi kimse yenemez, ayrılığa düşerseniz kolayca yenilirsiniz. Yine Peygamber Efendimizin en büyük nasihat ile son vermek istiyorum.

Peygamber efendimiz, vefatlarına yakın Bilal-i Habeşi’ye buyurdu ki:

Yâ Bilal, ümmetime haber ver ki, şu üç şeyi yaparlarsa, her işte muvaffak olurlar:

1- Ne yaparlarsa, hep Allah rızası için yapsınlar.

2- Birlik ve beraberlik içerisinde olsunlar.

3- Asla doğrudan ayrılmasınlar.

Allahım her daim muvaffak olanlardan eylesin.