Elbette her biri bir birinden önemli konular. Mesela 1926 yılında elimizden adeta kopartılıp alınan vilayetlik hakkımız. Yıl 1926 Cumhuriyet yeni topraktan çıkmış yemyeşil bir filiz. Ordu 1. Dünya Savaşı’ndan bu yana aralıksız savaşmış, halk kendi karnını doyurmayı dahi unutup cephedeki Mehmetçiklere bakmış. Ve sonunda Kurtuluş Savaşı ile Türk Milleti elbette özgürlük ve demokrasi ile gülmüşüz lakin ekonomik olarak adeta dibe vurmuşuz. Tarih 1926 yılının Nisan Ayını gösterdiği sırada meclise sunulan ekonomik tedbirleri içerisinde bazı illerin ilçeye dönüştürülmesi maddesi oylanır. Bu oylamanın içerisinde maalesef büyük bir tarihe sahip Kozan’da vardır. Oylama yapılır. O tarihte 10 ilin vilayetlik hakkına el konularak ilçeye çevrilir.
Bu oylamanın utanılması gereken en büyük yönü o dönemdeki Kozan o zamanlar vilayetti, milletvekilleri Ahmet Cevdet Çamurdan ve Ali Şadi Çelik’in oylamaya katılmamış olmamalıdır.
Kısa bir beyin fırtınasının ardından bugüne tekrar dönecek olursak.
O gün vilayetlik hakları elinden alınan illerin arasında hakları iade edilmeyen 2 ilçe kalmıştır. 1. Silifke 2. Kozan yıllarca üzeri örtülen, bu ve bunun gibi konularımızı geçtiğimiz dönemlerde Kozan Kent Konseyi Süleyman Sezen başkanlığında tozlu raflardan indirdi.
İlçenin öncelikli olarak 17 ihtiyaç maddesi tespit edildi. Bu maddelerin önceliği ve basit yapılmaları sıralanarak çözüm noktaları arandı. Bazı maddeler çözülürken, bazılarında çözümü noktasında bazı yollar kat edildi.
Çözülenlere en açık örnek İşletme Fakültesi ve Adana Kozan araçlarının büyükşehir otogarına kadar ulaşmaları 17 madde içerisinde en göze çarpan ve hatta en önemlisi olan vilayetlik hakkının iadesi idi.
Kozan Belediye Sinemasında gerçekleştiren “vilayetlik hakkının iadesini isteyen İlçe Kozan” sempozyumunda tam bir birliktelik sağlanmış, ortak ses olarak vilayetlik hakkımızı istemiştik. O dönem Ak Parti Adana Milletvekili olan Yörük çocuğu şimdilerde bol bol şiir yazan Ali Küçükaydın gerçekleştirdiği konuşmasında hevesimizi adeta kursağımızda bırakmıştı. Kozan’ın il olmasının önündeki en yakın fırsatın 2023 yılı olduğuna işaret etmişti.
Bilindiği üzere 2023 yılında Cumhuriyet’in 100. Kuruluş Yıl Dönümü o nedenle 100. Yılda 100 il projesinin hayata geçirile bileceğinden söz etmişti.
O sempozyumun ardından üzeri kapatılan bu söylemlerin mevcut durumu araştırılmalıdır. Bölge milletvekilimiz Sayın Tamer Dağlı’ bu konu ilgili olarak yakından ilgilenmelidir. Sayın Vekilimize doğru bilgiler ile anlatılırsa Dağlı bu işi yakından takip edeceğinden eminim.
Elbette bu konunun sekretaryasını Kozan Kent Konseyi yapmalıdır.
Lakin o günlerdeki kadar heyecanlı çalışan bir kent konseyi maalesef yok. Kozan Kent Konseyi Başkanı Sayın Ömer Faruk Kaymaz ileri görüşlere sahip, dinleyen yaşadığı kente katkı koymak için mücadele edebilecek bir kişi ama ne hikmetse bilemiyorum konsey son yıllarda istediği performansı yakalayamadı.
Şimdi Kozan Kent Konseyinin ateşi yakmasının tam zamanı, gelin vilayetlik hakkımızın iadesinin peşine tekrar düşelim. Derdimizi hep bir ağızdan haykıralım. Kozan vilayetlik hakkının iadesini istiyor. Diyerek, sen, ben, o, bu olmadan hep birlikte Kozan olalım.
Şayet Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş Yıl Dönümünde 100 il projesi hayata geçirilecekse ilk 1 deki yerimizi alalım.
Not: Ben bu yazıları inanın yazı yazmış olmak için yazmıyorum. Bilmek ve bilgilendirmek için yazıyorum.
Bu şehir hepimizin “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” Atasözü sınıfta kalmamıza neden oluyor.
Akşam yaşanan dedikoduları benden değil ayaklı gazetecilerden dinleyiniz lütfen.