TUĞBA KAN

Tarih: 01.05.2025 14:24

KOZAN'DA YOL ALAMAMAK

Facebook Twitter Linked-in

Yol deyip geçmeyin; Kozan’da yol bir sorun değil, artık bir kader hâline geldi.
Yıllardır Kozan'ımızın gündemi değişmiyor. Her seçim dönemi, her yetkili ziyareti, her yerel tartışma aynı noktada kilitleniyor maalesef. Bitmeyen yol sorunumuz .
Basit gibi görünse de bu mesele, çözülmedikçe devasa bir yaraya dönüştü. Bugün gelinen noktada artık bir sorun değil, ilçenin kanayan bir gerçeği...

“Yol! Yol! Yol!” diye diye, zamanında siyasetçilerin dilinden düşmeyen bu kelime şimdi biz gazeteciler için ironik bir slogana dönüştü. Mizaha bile konu ettik, çünkü başka bir şekilde başa çıkmak artık mümkün değil gibi gözüküyor.

Oysa bu çağda, teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde, hayatı kolaylaştırmak için binbir yol varken; biz hâlâ bir yolun içinde kaybolmuş gibiyiz.
Bariz bir sorunun gölgesinde yaşamaya çalışıyor, kendi kentimizde bile güvenle ilerleyemiyoruz.

Toplum da Sessiz, Yönetimler de

Sadece yöneticileri eleştirmek de yetersiz  . Peki biz vatandaşlar olarak ne kadar sorumluluk alıyoruz?
Taleplerimizi yeterince dile getiriyor muyuz ya da getirebiliyor muyuz ?
İsteklerimizi, ihtiyaçlarımızı açıkça ifade ediyor muyuz?

Eksik kaldığımız yerler var. Ama asıl görev, elbette ki yönetimlerde:
Belediyeler, milletvekilleri, yerel yöneticiler... Bu sorunları görmek, çözüm üretmek ve uygulamak onların sorumluluğu.

Ama yol meselesi her şey mi? Elbette değil.
Kozan’ın ihtiyaçları çok daha geniş: Altyapı, ekonomi, şehir planlaması, üretim, turizm...
Bu bereketli topraklarda, güneşten taşa kadar her şey değerlendirilebilir. Yeter ki vizyon olsun, çaba olsun, niyet olsun.

Bugün hâlâ bu konuları konuşuyor olmak utanç verici. Dünya bilimde, sanatta, teknolojide çığır açarken; başka şehirlerde kalıcı çözümler bulunmuşken biz hâlâ Kozan’ın yollarını konuşuyoruz.Konumumuz bu ...

Bu tablo, sadece Kozan’ın değil; ülke olarak da geri kaldığımızın acı bir göstergesi.

Bir arpa boyu yol alamadık.
Sözde projeler açıklandı, eksikler “giderildi”, “çalışmalar sürüyor” denildi...
Ama gelin görün ki; gözle görülür, elle tutulur bir gelişme yok.

Yollar hâlâ çukur içinde, çamur içinde. Bitmeyen çalışmalar, felç olmuş trafik...
Her gün aynı manzara. Her gün aynı çile.
Saimbeyli – Tırtat: Acı Bir Örnek

En basit örnek: Saimbeyli – Tırtat mevkii.
Üzerinden iki yıl geçti. Hâlâ elle tutulur bir çalışma yok.
Sadece birkaç kaya parçası temizlendi, o kadar.

O bölgede öğretmenler hayatını kaybetti. Ama bu bile ders olmadı.
Yetkililer geldi, baktı, gitti.
Kendi canı yanan olmadıkça kimse ilgilenmiyor.

Gelelim bir  diğer meseleye: Kaldırım işgali.
Kaldırımda yolun bir parçası nihayetinde ...
Kaldırımlar yayalar içindir ama çoğu zaman esnafın vitrinine dönüşmüş durumda kendilerine teşhir etmişler.
Ürünler kaldırımlara diziliyor, araçlar park ediliyor.
Engelli bireyleri bırakın, sağlıklı bir insan bile yürümekte zorlanıyor.

Asıl Temel Sorun: Plansızlık

Bu yaşananların temelinde bir tek şey yatıyor: Plansızlık.
Altyapı yetersiz, şehir planlaması eksik.
Sorunlar günü kurtaran geçici çözümlerle kapatılmaya çalışılıyor.
Fakat bu geçicilik, Kozan halkına sürekli bir bedel ödetiyor.
Her yağmurda taşan yollar, her gecikmiş proje sığ bir faaliyete dönüşüyor.
Artık yeter diyelim ! 
Yıllardır aynı manzaraya bakıyoruz: bozuk yollar, ertelenmiş sözler, geçiştirilen çözümler.

Yetkililer artık vatandaşı duymalı.
Kozan için kalıcı ve sürdürülebilir çözümler üretilmeli.
Kumaş mi ki yol yama ile dikiş tutsun ...! Öyle değil mi ? 
Artık  bizim meselemiz hâlâ yol olmamalı!
Ve artık olmamalı da....!
Sevgilerimle sağlıcakla kalın .
Tuğba KAN


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —