TUĞBA KAN


KOZAN'DAN TOPLUMA DÜŞEN PAY

Her şehrin kendine özgü bir hikâyesi vardır.


Her şehrin kendine özgü bir hikâyesi vardır. Kozan ilçemiz de bu hikâyelerin en derinlerinden birini taşır. Tarihiyle, doğasıyla, insanıyla zengin bir coğrafyaya sahiptir. Fakat mesele sadece taşlarla, hikâyelerle örülmüş bir geçmiş değil; aynı zamanda bugünün toplumsal dokusudur.

Topluma ayna olan, geçmiş ve gelecek arasında zikzak çizen bir tarih dokusu, ince ince işlenmeli zihinlere. Ancak apaçık bir gerçek var ki, biz sahip çıkamıyoruz. Bugün Kozan’ın haline baktığımızda, gözümüze çarpan tek şey betonarme yapılar oluyor. Bu binalar elbet doluyor; içinde insanlar barınıyor. Ama işin acı yanı şu ki, binalar dolarken beyinler boşalıyor.

Okuma, öğrenme, şehrin kaderini değiştirme çabası göz ardı ediliyor. Eğitim geri planda kalıyor, kültürel gelişim ikinci plana atılıyor. “Neler yapılabilir?” sorusuna artık cevap aramak zorundayız. Siluetini kaybetmiş bir şehir dokusu istemiyoruz. Herkes az veya çok üzerine düşeni yapıyor; ama yeterli olmadığını görmek zorundayız. Bu da üzücü elbette.

Kozan, hem fiziksel hem de ruhsal bir dokunuşa ihtiyaç duyuyor. Defalarca köşe yazılarımda dile getirdim: hâlâ otopark sorunu var, yol çalışmaları tam teşekküllü çözüme kavuşamadı. Bugün hâlâ bunları konuşuyor olmamız bile üzücü.

Ülke olarak eksiklerimizden biri, günü kurtarmaya yönelik, basit çözümlerle yetinmemiz. Uzun vadeli, ileriye dönük yatırımlar yapmıyoruz. Bilinçsiz bir toplum, kaderine terk edilmiş bir Kozan olsun istemiyorum. Psikolojik olarak zaten toplumsal açıdan çökmüş bir durumdayız. En azından ilçemiz nefes alabilmeli.

Değerlerimiz, tarihimiz silinip gitmesin; bugüne değil, geleceğe yatırım olarak düşünülmeli. Elbette bugünün şartları da sağlanabilmeli. Ben meseleye siyasal açıdan bakmıyorum. Partiler üstü, birlikle çözüme ulaşabileceğimize inanıyorum.

Kozan’da işsizlik en büyük sorunlardan biri. Gençlerin içinde taşıdığı belirsizlik aslında ülkenin genel hâlini gösteriyor. Bir yerde adalet, eğitim, iş imkânı eksikse, bu sadece o şehri değil tüm toplumu etkiliyor. Kozan’da iş sahası sınırlı, Anadolu’nun pek çok şehrinde gençler göç yollarına düşüyor. İş bulamayan, hayallerini gerçekleştiremeyen insanlar doğduğu topraklardan uzaklaşıyor. Oysa toplum köklerinden kopmadan, köklerini besleyerek güçlenir.

Toplum sadece büyük şehirlerden ibaret değildir. En ücra köşeden başlayarak köylere, kasabalara kulak vermeden ülkenin geleceğini anlamak mümkün değildir. Eğer Kozan’da bir çocuk iyi eğitim alamıyorsa, bu geleceğe gölge düşürür.

Kısacası, bir şehrin kaderi toplumun kaderidir. Biz hayal çizgisinden öteye geçemez, somut adımlar atamazsak; yarınların daha adil, daha umut dolu bir toplum olmasını beklemek hayalden öteye geçmeyecek.

Yazık!

Sevgilerle ....
Daha güzel yarınlara