EMRAH ATAŞ


KÜTÜPHANE YAPTIRMAMAK İÇİN ÇIRPINANLAR!

Kozan'da bir şeyler yapılmaya görsün, hemen birileri çıkıp "Olmaz efendim, burası uygun değil, başka yere yapalım" diye feveran etmeye başlıyor.


Kozan'da bir şeyler yapılmaya görsün, hemen birileri çıkıp "Olmaz efendim, burası uygun değil, başka yere yapalım" diye feveran etmeye başlıyor. Peki neden? Gerçek bir gerekçesi var mı? Hayır. Sadece bahaneler üretiliyor. Trafik yoğunluğuymuş, caddenin doluluğuymuş, basketbol sahasıymış… Liste uzayıp gidiyor. İşin özü, bu zihniyetin eline yetki geçti mi, yapılacak her projeye karşı çıkmayı kendine vazife ediniyor.

Şimdi gelelim meselenin özüne. Karacaoğlan Halk Kütüphanesi, 1965'ten bu yana Kozan’ın kültürel ve akademik hafızasıydı. Orada düğünler yapıldı, resmi programlar düzenlendi, çocuklar ders çalıştı, araştırmalar yaptı. Kütüphane, zaman içinde büyüdü, kitap sayısı arttı, hizmet kalitesi yükseldi. Ta ki 6 Şubat depremleri gelip onu da vurana kadar. Yetmedi, Kozan’da çıkan fırtınada çatısı uçtu, "Artık kullanılamaz" denildi ve geçici bir çözüm arayışına girildi. Atatürk Parkı'nda bir kafeye sıkıştırılan 1000 kitaplık geçici bir alan oluşturuldu ama geriye kalan 49.000 kitap hâlâ ortada kaldı.

Bu noktada Kozan Belediyesi ve Kaymakamlık, yeni bir kütüphane yapılması için elini taşın altına koydu. Yeni yer olarak Göç Yolu üzerindeki Halk Eğitim Merkezi’nin yanındaki alan seçildi. Neden burası? Çünkü bütün liseler, etüt merkezleri ve eğitim kurumları burada! Kütüphane için mükemmel bir lokasyon. Peki bu noktada kim sahneye çıkıyor? CHP’li Belediye Meclis Üyesi Ali Özkan. Ve ne diyor? "Trafik yoğunluğu olur."

Şimdi size basit bir soru: Madem trafik yoğunluğu bu kadar önemliydi, neden bugüne kadar Şehit Hüseyin Soydan Caddesi’ne yapılan bunca kuruma ses çıkarmadınız? Bunlar yapılırken kimse "Trafik yoğunluğu olur" demedi de, iş kütüphaneye gelince mi Kozan'da trafik keşmekeş oldu?

Bakın sevgili muhalefet meclis üyeleri, muhalefet etmek için muhalefet etmek, bu şehre ihanet etmektir. Burada meselenin özü, "Biz bu projeye nasıl destek olabiliriz?" sorusunu sormak olmalıydı. Ama siz ne yapıyorsunuz? Çıkıp, kütüphanenin yerini tartışmaya açarak projeyi baltalıyorsunuz.

Çözüm mü istiyorsunuz? Basketbol sahası biraz ötelenir, biber satış noktası düzenlenir ve mesele çözülür. Ama hayır, mesele çözüm değil, mesele engellemek! Siz çözüm aramıyorsunuz, yapılacak olan her projeyi nasıl durdururuz diye kafa yoruyorsunuz.

Şunu çok net ifade edelim: Bir kütüphane, bir ilçenin aklıdır, hafızasıdır, geleceğidir. Çocuklarımızın oradan alacağı her bilgi, bizim yarınlarımızı belirleyecek. Ama siz "Trafik yoğunluğu olacak" gibi sudan bahanelerle bu geleceğe taş koymaya çalışıyorsunuz. Kusura bakmayın ama bu, açıkça eğitime ve bilime düşmanlık etmektir!

Belediye Meclisi'nde imar değişikliğini yaparsınız, yolu tek yönlü hale getirirsiniz ve bu meseleyi kökten çözersiniz. Ama görüyoruz ki işinize gelmiyor. Çünkü meseleniz Kozan’a hizmet etmek değil, projelere çelme takmak.

Şimdi soruyorum: Gerçekten bu memlekete hizmet etmek gibi bir derdiniz var mı, yoksa sadece koltuk muhabbeti mi yapıyorsunuz? Eğer bu şehrin yararına bir şeyler yapmak istiyorsanız, boş polemiklerden çıkın ve çözüm üretin. Ama eğer tek amacınız, projeleri baltalamaksa, şunu bilin ki halk bu zihniyeti unutmaz!