Kurtuluş KILINÇ


MESELE PORTAKAL ÇİÇEĞİ DEĞİL HALA ANLAMADIN MI?

10'uncu Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı için geri sayım başladı. 23 Mart 2022'de başlayacak karnaval, 27 Nisan'da sona erecek. Pandemi dönemimde 8'incisi balkonlarda, 9'uncusu da çevrim içi olarak düzenlenen Portakal Çiçeği Karnavalı bu sene yeniden Adana sokaklarında.


10'uncu Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı için geri sayım başladı.
23 Mart 2022'de başlayacak karnaval, 27 Nisan'da sona erecek. Pandemi dönemimde 8'incisi balkonlarda, 9'uncusu da çevrim içi olarak düzenlenen Portakal Çiçeği Karnavalı bu sene yeniden Adana sokaklarında.

Ben prensip olarak Adana için yapılan hiçbir etkinliğe karşı değilim. Tek bir şartla; bizim kültürümüze, milli ve manevi değerlerimize aykırı olmayacak. O yüzden Portakal Çiçeği Karnavalı’na ilk başından beri Adana basınında açık açık karşı çıkan üç-beş gazeteciden birisiyim.
Sadece Portakal Çiçeği Karnaval’ına değil sonradan adı Kebap ve Şalgam Festivali olan Rakı Festivali’ne de karşıyım.

Neden karşı çıkıyorum; Bir kere karnaval denilen şey bizim kültürümüzde yok. Zaten Portakal Çiçeği Karnavalı tanıtımında da Türkiye’nin ilk ve tek karnavalı olduğu özellikle vurgulanıyor. Rakı dediğiniz alkol ve türevleri de bütün kötülüklerin baş sebebi.
Portakal Çiçeği ya da Rakı Festivali’nin olduğu zamanlarda Adana’nın bir takım kodamanlarının ekonomisine etkisi yadsınamaz ancak geri kalan büyük çoğunluğuna fayda yerine zarar verdiği de bir gerçek. Hele de karnavalla, festivalle çok işi olmayan işinde gücünde insanlar için adeta çile günlerine dönüyor o zamanlar.

Hatırlayın Pandemi öncesinde sokakların kapatılarak gerçekleşen karnaval günlerini... Adana’nın merkezinde üç dakikalık yolu üç saatte gidemiyordunuz. Fuzuli, Atatürk, Gazipaşa, Ziyapaşa, Uğur Mumcu, Toros caddeleri ve daha birçok alan trafiğe kapatılınca işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor durum.

Bir de böyle büyük organizasyonlarda meselenin sadece maddi katkısını düşünemezsiniz. Manevi katkısı da önemli. Var mı Portakal Çiçeği Karnavalı ya da Rakı Festivali’nin bu şehre manevi bir katkısı?

Örneğin tur şirketleri bu dönemlerin dışında da yerli ya da yabancı turistleri şehre çekebiliyorlar mı?

Şunu iddia ediyorum; Valilik, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri, odalar ve diğer kurumlar karnavala sağladıkları maddi ve manevi desteği herhangi bir ajansa ya da bu işlerden anlayan bir kişiye sağlasalar emin olun bundan çok daha iyi bir tanıtım ortaya çıkar. Hem de tartışmaların uzağında…
Meselenin bir de ikiyüzlülüğü çıktı bu yıl ortaya. Bu karnavalın sloganlarından birisi de; "Nisan’da Adana’da" değil miydi?

N’oldu da Mart ayına alındı karnaval? Çünkü Nisan’da Ramazan Ayı var.
Demek ki işin portakal çiçeğiyle, kokusuyla, Adana’yla bir alakası yokmuş. Yıllardır ısrarla anlatmaya çalıştığım da bu zaten. Bu karnavalı ilk düşünenin de, hayata geçirmek için çaba harcayanların da buna izin verenlerin de asıl derdi kendi reklamlarını yapmak diye düşünüyorum. Hiç birisinin asıl derdinin Adana’nın tanıtımı olduğunu düşünmüyorum.

İnsanların kendi reklamlarını yapmak istemesini de doğal karşılıyorum ancak keşke şehrin ve bu milletin kültürüne halel getirecek işler yapmasalardı. Daha üzücüsü bu kişi ve kurumlara azımsanmayacak sayıda destek var. Çünkü para her oyunu olduğu gibi bu oyunu da bozuyor ve ajansların para yağdırdığı 'bir kısım medya' sürekli karnavalın ne kadar güzel bir şey olduğunu kamuoyuna pompalıyor. Nihayetinde algıyı iyi yönetiyorlar.

Bu sene Ramazan ayı Nisan’a denk gelince kıvrak bir zekâyla Mart’ın sonuyla Nisan’ın başına denk gelen bir tarih belirlediler.

Madem bu festival yapılacak, adına uygun bir şekilde portakal çiçeklerinin açtığı kendi zamanında yapsanıza. Ne gerek var ikiyüzlülüğe? Karnavalın içeriği ile ilgili yazdıklarıma herhalde şimdi daha çok hak vermişsinizdir.

Ramazan’da Adanalıya uymayan karnaval Ramazan öncesinde nasıl uyuyor?