Edibe GÜLNAR


MEVSİMLER VE KURAKLIK TEHLİKESİ

Türkiye'nin ve Dünyanın iklimi değişti adeta. Sonbahara girdiğimiz şu günlerde adeta yazdan kalma günleri yaşıyoruz. Birçok dereler kuruyor, ırmaklar yine ha keza öyle…


Türkiye'nin ve Dünyanın iklimi değişti adeta. Sonbahara girdiğimiz şu günlerde adeta yazdan kalma günleri yaşıyoruz.

Birçok dereler kuruyor, ırmaklar yine ha keza öyle…

Yağış yok, nehirlerdeki kuraklık nedeniyle balık ölümleri söz konusu. Susuzluk ile karşı karşıya kalacak gibiyiz.

Gün geliyor yağmur duasına çıkacak duruma geliyoruz. Kışın ortasında sıcaktan yanıyoruz. Yazın ortasında dolu ile karşılaşıyoruz.
Elbette bütün bu iklim değişikliklerine neden olan olumsuzlukların altında yine insan olarak bizlerin imzası var. Aşırı sıcaklar her şeyi adeta kasıp kavuruyor.

Adana’yı narenciye merkezi olarak biliriz. Nisan ayındaki aşırı sıcaklar nedeniyle portakal, limon ve mandalinanın çiçekleri döküldü. Haziran ayında yine aşırı sıcak nedeniyle hobbak olarak bilinen dallardaki tutkunlar kuruyarak döküldü.

Bir limon ağacında 20 kilo limon ya var ya da yok gibi… Tutmadı yani sıcaklardan.

Tutup başında kalan limon, portakal gibi narenciye ürünleri de güneş yanığına maruz kaldı. Portakalın güneşi gören yüzü yanıp sarardı. Görmeyen yüzü ise yeşil kaldı.

Bu örneği aşırı mevsim değişiklikleri nedeniyle üreticinin de olumsuz yönde etkilendiğini yani ülke ekonomilerinin de sıcaklardan dolayı zarar eder duruma geldiklerini söylemek istedim. Pandemi nedeniyle ülke ekonomileri zaten felç oldular. Bir de üzerine sıcaklık ve kuraklık vurunca tamamen dip yapıldı.

Gelecek yıllarda Dünyanın en büyük sorunu iklim değişikliklerinin getirdiği olumsuzluklar ve susuzluk olacak. Ürün yetersizliği sorunu baş gösterecek.

Bunu söylemeyen bilim adamı kalmadı. Bu sebeple erken önlem almak gerekiyor. Türkiye’nin tarım topraklarının korunması, bu topraklarda üretiminin yapılabilmesi için Devletin teşvikleri artırması, ürünleri de değerlendirmek adına tarım politikalarını düzenleyerek üreticinin lehinde kararları alarak hayata geçirmesi gerekiyor.

Yaşayan her canlıya nasıl özen gösterip onun yaşam hakkının sürmesi adına gayret sarf ediyor isek tarım konusunda da bitkilerin de canlı olduklarını bilerek aylarca peşinde koşan üreticinin hakkını da teslim etmek adına çalışmaları Devletin bu anlamda görüp üreticinin lehinde kararlar ile vermesi gerekiyor.
Gelecekte kuraklık, susuzluk, açlık ve sefalet yoksa gelip kapımıza dayanacak. Bizimde şimdiden hazır olmamız gerekiyor!

Cenabı Allah kimseyi açlık, susuzluk ile terbiye etmesin.