Faruk YİĞENOĞLU


Paylaşmayı öğrenmek

Yaşamın güzelliği, doğruluğu, anlamı, tadı, tuzu yalnız yaşamamaktan geçer. Ne güzel söylenmiştir; yalnızlık Allah’a mahsustur.


Yaşamın güzelliği, doğruluğu, anlamı, tadı, tuzu yalnız yaşamamaktan geçer. Ne güzel söylenmiştir; yalnızlık Allah’a mahsustur. Ancak paylaşırsak yalnızlığı yok ederiz. 

Yalnızlık sadece başka bir insanın varlığı ile yok olur. İnsan yaşamını bir başkasıyla paylaşınca insanca yaşamı yakalar. Bir başka açıdan bakıldığında da, paylaşmak belki de hayatın anlamıdır. Ne diyordu Mevlana “Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez” sözünde de olduğu üzere yardım ve dayanışma şarttır, bunun da yolu paylaşmaktan geçer. İnsan yalnız başına her şeyin üstesinden geleceğini sanır ama yerinde saydığını da unutur geçen zamanda.

Neleri paylaşırız gündelik hayatımız da en basiti yediğimiz ekmeği, sevinci, hüznü, mutluluğu, kederi. Bunlar ağır çeker hayatımızda, biri gülerken güler ağlarken ağlamayı bilen bir toplumuz her ne kadar da yavaştan bozmaya çalışsalar da biz hala buradayız hamdolsun. Bu hayatta yolcu olduğumuzu bilmenin ona göre yaşamayı planlayarak ama her geçen gün yalnızlaşarak değil de birleşim göstererek yaşamanın önemini yitirmeden devam etmemiz gerektiğini unutmamalıyız. Paylaşmak için insanın zamanını vermeyi bilmesi, zaman ayırması gerekiyor. Demek ki zamanı da paylaşmalıyız. Günümüz yaşam şartlarını düşündüğümüzde ise belki de en zor olanı bu!

Zaman fakiri, akıl fakiri, sevgi fakiri, gönül fakiri, öğrenme fakiri, bilgi fakiri, okuma fakiri insanlarız her birimiz. Para fakiri gün olur “zeytin ekmek” ile doyar. Ama akıl fakiri aklını nasıl zenginleştireceğini bilmez, öyle kalır. Bilgi fakiri kitap, gazete okumaz ise akıl da çalışmaz ya da kısıtlı çalışır. Tecrübeleri de kısıtlıdır. Farkındalığı, anlayışı çok sınırlıdır. Bu şartlardaki insan hem kendi geri kalır kaldığı gibi ailesini de geri bırakır hem de toplumunu.

Yardımlaşma ve paylaşma toplumun manen ve maddeten yükselmesine yardımcı olur. Ekonomik ve sosyal dengesizlikleri önler. Toplumun geleceğini aydınlık kılar. Özellikle çocuklarımıza paylaşmayı öğretmek, gelecek nesillerin, dünya geleceğinin önünü açmaktır. Huzurlu, dengeli, mutlu insan sayısının çoğalmasına yardımcı olmaktır. Bu nedenle, çocuklarımıza, gençlerimize vereceğimiz eğitimin temel konusu “Paylaşmayı öğrenmek” olmalıdır. Süleyman Hilmi Tunahan (k.s) bir sözünde paylaşmayı şu şekilde dile getirmişti. Bildiğini öğret. Temiz ol ve temizliğinle örnek ol. Münevver kişi, nurlandırıcı kişi demektir. Öyleleri var ki, üç fakülte bitirir de, hasedinden, kıskançlığından, hiç bir şey öğretmez. Gerçek münevver, bildiğini yapan ve öğreten kişidir. Hayat yolumuzda öğrenmek akabinde öğrendiğimizi öğretmekle mükellefiz. Günümüz de bu yoksunlaşıp gidiyor sadece ben bileyim ben ön planda olayıma kadar gelmiş durumdayız. Ama bunun kendini yerinde saymaktan başka bir hamle olmadığını fark edip paylaşabilmek en büyük icraattır.

İş, spor, siyaset dünyasında, her türlü sosyal yaşamda, özetle insanoğlunun birlikte var olduğu her ortamda paylaşmak mutlu olmanın, başarmanın, birlik halinde yükselmenin en kısa yoludur. Türkiye’nin birçok sorunu çözülmeden krize dönüşmektedir. Bu sorunlar kaba kuvvet kullanmadan görüş alışverişleri, toplantılar, müzakereler, tartışmalar ile ancak barış içinde çözülebiliyor. İşte tüm bu gelişmelerde krizleri çözen anahtar; “Anlayış-Empati-Karşılıklı saygı” bütünlüğünde çözüm yollarının bulunması “Paylaşmak” fiilinden geçer. Kendimizi anlamak içe doğru bir yolculuktur. Bizi huzura, aydınlanmaya, güvene ve en önemlisi kalbimizin dediklerini yapmaya götürür. En zor yolculuk budur. Güvendiğimiz dostlar ile bu yolculuğu paylaşmak yolu kısaltır. Paylaştıklarımız bu kişilere de öngörü, tecrübe ve aydınlanma kazandırır.

Peygamber Efendimizin hadisi ile son vererek ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. 

“Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: 

-Selâmı almak, 

Hastayı ziyaret etmek, 

Cenazeye iştirak etmek, 

dâvete icabet etmek, 

Aksırana “yerhamukellah” (Allah sana merhamet etsin) demek.”

İnsanı anlamak ise insan ilişkilerinin yolunu açar. İnsanı anlamak hem içe hem dışa yönelik zor bir yolculuktur. Gidiş-geliş zorunluluğu vardır. Bizi uyuma, mutluluğa, olumlu ilişkiler dengesine, bilgeliğe taşır. Paylaşmak da bu dik yokuşu tırmanmamızı kolaylaştırır.

Yaşamımıza doğru ve güzel bir anlam katmak adına unutmayalım ki, paylaşmak mutluluktur. Paylaşmak erdemdir.

Saygı ve Selamlarımla..