Kurtuluş KILINÇ


SARIÇAM'IN KARAKUTUSU İLE İLGİLİ SIRLAR İFŞA OLDU

Sarıçam İlçe Milli Eğitim Müdürü iken hakkında açılan üç dosyanın birisinin sonuçlanmasının ardından Ardahan’a öğretmen olarak atanan Seyhan Çelik ve ekibi ile ilgili bazı yeni belgeler piyasaya sürüldü.


Sarıçam İlçe Milli Eğitim Müdürü iken hakkında açılan üç dosyanın birisinin sonuçlanmasının ardından Ardahan’a öğretmen olarak atanan Seyhan Çelik ve ekibi ile ilgili bazı yeni belgeler piyasaya sürüldü.

Belgeler henüz çok yeniyken bunları bir gurup gazeteci ile paylaşanlar neyi amaçlıyor ya da 208 sayfalık belgelerin neden sadece 30 sayfalık kısmını paylaştılar ben bilemem ancak belgelerin doğruluğunu ispatlamak istediğimde hiç yorulmadım. Gerçekten de belgeler resmi belge ve o belgede yazılanlar az bile. Diyorlar ki; "Karakutu bir konuşsa kendisini de Sarıçam Milli Eğitimi de yakar."

Bu 'giriş' yazısında size Sarıçam Milli Eğitim Müdürlüğü'nün daha doğrusu Seyhan Çelik'in kara kutusundan bahsedeceğim. Böylece Sarıçam'da neden eğitimin daha iyi konuma nasıl getirilebileceği değil de birilerinin eğitimden başka her işle nasıl da haşır neşir olduklarının ve heybelerini nasıl doldurduklarının konuşulduğunu anlayacaksınız.

Az sonra adı yazıda geçecek özellikle bir kişiyi tanıyanlar "Bu kadar da olmaz" diyecek. Kimisi yalan yazdığımızı düşünecek, kimisi de devletin resmi belgelerine geçmiş gerçekleri hayretler içerisinde okurken bunları yazabilme cesareti gösterdiğim için belki de bana dua edecek.

Sarıçam İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü İbrahim Bektaş’ı (BÜYÜKBEKTAŞ) eğitim camiası yakından tanır ancak çoğu kimse onun gerçek yüzünü bil(e)mez.

Önce duymayanlar/bilmeyenler için Bektaş’ın da Seyhan Çelik gibi görevinden alındığını ve bir okula öğretmen olarak gönderildiğini yazayım. Gerçi o, Çelik’ten daha şanslı çünkü gittiği yer Şanlıurfa. Aslında sübuta eren suçu devlet memurluğundan çıkarmaya karşılık geliyormuş ama nasıl bir kanunsa fiil 2016 yılında işlendiği ve iki yıl içinde ceza verilmediği için zaman aşımına uğramış. Bu olmasa Seyhan Çelik de İbrahim Bektaş da bugün devlet memurluğundan atılmış olacaktı ancaksoruşturma, Çelik ve Bektaş’ı koruyan etkili ve yetkili birileri tarafından özellikle geciktirilmiş.

Soruşturma raporunun 111. Sayfasında İlçe Milli Eğitim eski Müdürü Seyhan Çelik ile ilgili çok ilginç bir bilgi var. Bu abimiz için deniliyor ki;"Devlet memurları kanununa göre belirlenen sınırı aşan miktarlarda bankada paran varsa ve bunun süresi 1 ayı aşmışsa mal bildiriminde bulunman gerekir ama sen banka hesabındaki parana para eklerken de kendi adına 4 adet hususi araç alırken de bunları devlete bildirmemişsin."

İbrahim Bektaş ile ilgili ise 2015/69577 İhale Kayıt Numaralı ihalede gerçekleştirme görevlisi ve ihale komisyonu başkanı olarak ihale usullerine aykırı hareket ettiği yazıyor. Sadece bu değil. Yine 2015/122778 ve 2015/120768, 2016/304902 İhale Kayıt Numaralı ihalelerde de usulsüzlük yapmış.

Mesela bir yemek ihalesinde ortaokul ve lise için ayrı ayrı teklif verilmesi gerekirken tamamı lise öğrencisi gibi düşünülerek ihaleye çıkılmış. Bu da kamu zararı oluşmasına neden olmuş.

Daha vahimi düzenlenen bir başka yemek ihalesini de yasal dayanaktan yoksun bir şekilde iptal edip diğer yemek firmasından yüz bin liranın üzerinde teklif veren Tuğra Yemekçilik adlı şirkete adeta peşkeş çekilerek devlet zarara uğratılmış. Daha net yazayım. Bir yemek şirketi yemek ihalesi için 327 Bin 983 lira 40 kuruş bir diğeri 349 Bin 482 lira 46 kuruş teklif verirken yasal dayanaktan yoksun bir şekilde bu iki firmayı ihaleden eleyen Seyhan Çelik ve İbrahim Bektaş ihaleyi önce 350 Bin 464 lira 15 kuruş teklif veren bir şirkete daha sonra yine o şirketi de yasal dayanaktan yoksun bir şekilde eleyerek 453 bin 327 liralık teklif veren Tuğra Yemekçiliğe veriyor. Böylece aradaki zarar da 125 Bin 343 lira 60 kuruşa çıkıyor. Tabi resmi olarak ihale komisyonu kararları alınmak zorunda olduğu için Sarıçam İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün dolayısıyla devletin zararı 102 Bin 586 lira 85 kuruş tutanağa geçiyor. Bu zararın ¼’ü Seyhan Çelik’ten, ¼’ü İbrahim Bektaş’tan, ¼’ü Mehmet Topal’dan ve ¼’ü de Eşref Bozdoğan’dan tahsil edilecek.

İbrahim Bektaş’ın altında çalışanlar için acı olan taraf ise Bektaş’ın bütün bu soruşturmalardan aklanmak için kendi emri altındakileri suçlaması ve sorumluluğun onlara ait olduğunu söylemesi olmuştur diye düşünüyorum.

Müfettişler raporda şunu da belirtmişler; İbrahim Bektaş ihaleye fesat karıştırmış ve kamu zararı oluşmasını sağlamış. Hakkını verelim banka hesaplarında olağan dışı bir hareketlilik olmamış. Burada gerçekten sırf Seyhan Çelik’in mal varlığını arttırmak için mi böyle yaptığını ya da kendi hesaplarında bir olağandışılık yoksa da yakınları adına bir olağan dışılık olup olmadığını bilemem. Belki de gerçekten para konusunda masumdur. Böyle bile olsa bu, Seyhan Çelik ile kirli ilişkilerini aklamaz. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı 26/10/2020 tarih ve 9637/27,41 sayılı suç duyurusunun sonuçlanmasını bekleyeceğiz.

Kamuyu zarara uğratmak, ihaleye fesat karıştırmak gibi devlet memurunun onur ve vakarına yakışmayan, yüz kızartıcı ve utanç verici davranışları nedeniyle Seyhan Çelik de İbrahim Bektaş da şimdi öğretmen olarak görevlerine devam edecek. Allah onlardan ders alacak öğrencilerin yardımcıları olsun.

Bütün bunların ötesinde özellikle Seyhan Çelik ile ilgili iki dosya daha vardı. Acaba onlar ne oldu? Çok merak ediyorum.