Ayça YAVUZ


Sınav Kaygısı ve Stresle Başa Çıkma Yolları


Hayatımıza yön veren, geleceğimizi en çok etkileyen ve şekillendiren sınavlar için geri sayım başladı.İlk olarak 2 Haziran´da yapılacak olan LGS´ye bu sene 996 bin kişi başvuru yaptı.
Nitelikli Okullara yerleşmek isteyen ve bunun için aylardır çaba gösteren öğrenciler ve aileleri fazlasıyla heyecan içerisinde.Daha önceden TEOG(Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi) olarak bilinen sekizinci sınıf öğrencilerimizin girdiği bu sınav, bu sene LGS(Liselere Geçiş Sınavı) adında karşımıza çıktı.
Diğer bir yakın tarihte olacak üniversiteye giriş için yapılan sınavlar LYS ve YGS, bu sene YKS(Yükseköğretim Kurumları Sınavı) olarak değiştirildi.Sınav 30 Haziran´da yaklaşık olarak 2.5 milyon kişiye ev sahipliği yapacak.Adaylar yoğun tempolu çalışmalarına devam ediyor.
Ülkemizde eğitim sisteminin sürekli değişmesi ve çeşitli sınamalardan geçmesi öğrencilerde var olan kaygının aşırı kaygıya dönüşmesine neden oluyor.
Sadece öğrenciler değil,tüm aile bireyleri de bu kaygının tesiri altında kalıyor,ebeveynler çocuklarının gelecekleri için derin bir endişe duyuyor. 
Bu yazımızda; sınav stresiyle nasıl başa çıkmalıyız, kaygı seviyesini düşürmek için neler yapmalıyız,ailelelere düşen görevler neler hepsini ele alacağız.
Sınav  öncesinde hissedilen aşırı kaygı başarısızlığa neden olduğu için,ne olursa olsun öğrencinin motivasyonunun her zaman yüksek tutulması gerekmektedir. 
?Duygularımız, düşüncelerimiz ve bedenimiz arasında  şaşırılacak bir etkileşim vardır. Bu etkileşim, mutluluğumuza, başarımıza ve sağlığımıza zarar veren silahlı bir çatışmaya da dönüşebilir, kulağınıza çok hoş gelen bir senfoniye de... Bu bizim elimizde!?
Kötümser, karamsar düşünceleri gerçek dışı bir iyimserliğe dönüştürmek yerine gerçekçi düşünmeliyiz, başarıya giden ilk adım potansiyelimizi doğru değerlendirmektir. Yani ne olduğumuzu neler yapabileceğimizi daha doğrusu içimizdeki gücü ancak biz bilebiliriz ve kendimizi kendimize dürüstçe anlatmalı ve her zaman dış dünyayla da bu dürüst bağı sürdürmeliyiz. 
Sınav kaygısının başlıca nedenlerine bakacak olursak; mükemmeliyetçi yaklaşım, dıştan denetim,baskıcı,otoriter anne-baba tutumları,reddedici,küçük düşürücü anne-baba,beklenti ve kaygı düzeyi yüksek anne-baba,tutarsız davranışları olan ebeveynler,sınanma ve değerlendirilme korkusu,reddedilme korkusu,sınavın önem derecesi kişinin kendisinin ve çevresinin ona çok büyük anlam yüklemesi,öğrenilmiş çaresizlik yaşanması,görev ve sorumlulukları erteleme,çalışma alışkanlıklarında yetersizlik,zamanı iyi kullanamamadır.Bunları tamamlayan nitelikte diğer nedenler ise uykusuzluk ya da çok uyumak,olumsuz düşünceler,daha önceki başarısızlıklar,kişinin ya da çevresinin kendi başarısını başkalarıyla kıyaslaması,öğrenme bozukluğu, dikkat eksikliği,hiperaktivite bozukluğudur.
Çocuklarımız  ve gençlerimiz sınavın kendisinden çok onun getirdiği kaygıya daha çok odaklanır. 
Görüldüğü gibi bu kaygının etkenlerinin yaklaşık % 80 i dış etkenler ve diğer insanlar merkezlidir. Bu yüzdendir ki bu zorlu süreçte en büyük görev ailelere düşmekte. 
Ailelerin çocuklarına  öncelikle koşulsuz destek olmaları her şeyden önemlidir. Unutmayalım ki çocuklar daima ailelerinden ne kadar pozitif duygu ve düşünceler işitirse, ne kadar kendilerine güvenildiğini hissederse üzerlerindeki yük ve stresle oluşan sorumluluk o denli azalacak ve başarı yolu daha pürüzsüz olacaktır.
İlk yapmamız gereken onlara sadece bu dönemde değil daima sevgimizi, ilgimizi göstermek ve zihinlerini berraklaştıracak,sevdiği uğraşlarıyla ara ara özgür kalmalarını sağlamak olacaktır. 
Uzmanlar,  sınavdan önceki hafta sağlıklı beslenmelerini, normal aralıkta uyumalarını, hafif dozlu egzersiz yapmalarını ve aileleriyle günlük rutine devam etmelerini öneriyor. 
Aynı zamanda ailelerin günlük rutin dışı tutum ve davranışlardan kaçınmaları gerekli olduğunu yani bir anda aşırı ilgi ve sevgi tutumu karşısında çocukların kaygı düzeyinin daha da artabileceğini savunuyor. 
İşte bu yüzden ebeveyn olarak duygu ve düşüncelerimizi ölçülü aktarmalıyız. 
Sınava girecek diye çocuğa özel yemekler pişirmek, sosyal aktiviteleri kısıtlamak, ağır egzersiz programları uygulamak ya da dinlensin düşüncesiyle çocuğu rutininden 3 saat erken bir saatte yatırmaya çalışmak gibi özel uygulamalar kaygıyı tetikleyebileceğini unutmamalıyız. Onlara sorun olmadığını, bunun sadece bir sınav olduğunu söyleyin.
Hayatta çok daha büyük şeyler için biçilmiş kaftan olabilirler. Sınavdan kaç alırlarsa alsınlar, onları seveceğinizi ve yargılamayacağınızı da mutlaka belirtin.
Stresle  başa çıkma konusunda, daha önceden adı farklı ama hissettirdikleri aynı sınavlara sizlerle benzer duygu ve düşünce karmaşasını yaşayan biri olarak  siz gençlere şunları önerebilirim.Gireceğiniz sınav hangisi olursa olsun ister YKS ister LGS, hayatta başarılı ve mutlu olabilmek için tek yol değildir,sadece o yollardan biridir. 
?Kazanamazsam mahvolurum,bu her şeyin sonu olur´ gibi düşünceler kesinlikle gerçekle ilgisi olmayan düşüncelerdir,bunun yerine daha çok olumlu yönde düşünün, geçmişte başarmış olduklarınızı anımsayın. 
Evet sınavdan sonra istediğiniz okula yerleşmek birinci tercihinizdir fakat ikinci yani başka bir tercihe yerleşmekte dünyanın sonu değildir. 
Bu bakış açısında olup zihninizi rahatlattığınız an sınavda kendinizden beklemediğiniz daha üst bir performans sergileyeceksiniz. Daima olumlu benlik konuşması yapın ?iyi çalışırsam bu sınavı geçebilirim´,?kendime inanıyorum´gibi. 
Nefes alma egzersizleri ve gevşeme hareketlerini araştırın,uygulayın size iyi geldiğini göreceksiniz. İçinizdeki güce inanın,sizler gerçekten başarabilirsiniz. 
?Başarı bir yolculuktur,bir varış noktası değil.?